27- Nil'in Emir'in evine gelişi ( Karşılaşma)

3.4K 183 6
                                    

Uyandığında yaptığı ilk şey Emir'e bakmak olmuştu. Hala derin bir uykunun ortasındaydı.
Kolunu Emir'in boynunun altından çekti. Beline sarılı olan kolu yavaşça kaldırarak yana kaydı. Emir huysuz bir nefes almayla arkasını dönerek derin uykusuna tekrar daldı. Arzum yavaşça üzerine eğilerek yanağına öpücüğünü bıraktı.

Yerde duran gömleği üzerine geçirerek salona indi. Gün hala doğmamıştı. Eli düğmelere giderek ışığı açtı. Sabaha bir saat vardı. Kanepeye oturdu.
Sehpanın üzerinde duran kâğıt müsvettelerini ve kalemi görünce gayrı ihtiyari alarak bir şeyler çizmeye çalıştı. Uzun zamandır boyalarından ve tuvallerinden ayrıydı. Çok ihmal ettiğini düşündü. Karaladığı müsvetteyi sehpaya fırlatarak kalktı. Mutfağa giderek kendine kahve yapmaya planlıyordu. Biraz kafein iyi gelecekti kendine. Cezve ve kahvenin yerini bulmakta zorlansa da kısa bir süre sonra kahvesini masaya bırakmış yudumluyordu. Belki kahvaltı hazırlamayı düşünmeliydi. Güneşin ışıkları cama vurup günün başladığını haber vermesine bakarken... Belki bunu ev sahibine bırakıp misafir statüsünden yararlanmak en mantıklısıydı. Çünkü yapabileceği tost ve çaydan başka bir şey olmayacaktı. Her zaman hazıra konmanın kötü tarafı hiçbir şey yapamamak olsa gerekti. Bir zamanlar Nil ilgilenirdi bu işlerle. Kavgalarından sonra daha çok zayıfladığını hissediyordu. Düzensiz beslenme... Güldü. Belki artık yeniden düzenli beslenmeye başlamıştı Emir'le (!)

Hayat kurmak kolay olmuyordu. Alışkanlıklarında vazgeçerek. En nefret ettiği şey, bir bilinmezliğe giderek yok saymaktı her şeyi. Artık hayatının alt üst olduğunu biliyordu ve bu konuda yapabileceği çok bir şey yok gibiydi. Sadece yoluna girsin diye dua edebilirdi. Emir'i seviyordu gerçi durumundan çok şikâyet ettiği de söylenemezdi ama eski sakin yaşamını düşününce bir şeyler yerine oturmuyordu. Yeni bir ilişkiye başlarken herkesin yaşadıkları bunlardır diye söyleyerek avutuyordu kendini. Yıllar sonra birine âşık olmanın ne kadar zor olduğunu ve bunun mutluluğunu da biliyordu.

Kapı çaldığında bunları düşünüyordu. Ve kapıyı açmak için kalkarken soğumuş kahvesinin son yudumunu yüzünü buruşturarak yuttu. Hakan diye düşündü. Uzun süre görmeden yapamıyor diye gülümsedi. Bu kadar işkolik bir adam hiç tanımamıştı. İşine âşık bir adam... Nasıl başarıyordu bunu? Belki hazin bir aşk hikâyesiydi. Ve sabahın bu saatinde bile onu kapıya dikebiliyordu. Kendinin bu durumu karşısındakileri de mi öyle görmesine sebep oluyordu. Gülümsemesi o kadar ani bir şekilde silinmişti ki sanki hayatında hep somurtan biriydi. Yüzüne yayılan şaşkınlık ifadesini silmeye çalışarak "Nil"

İki yabancıymış gibi baktı kapıyı açan kadına. Kendini bunu hazırlamaya çalışsa da şimdi bunun boş bir çaba olduğunu anlıyordu. Ama şaşırmasına sevinmişti. Üstündeki gömleğe baktı sabaha kadar beraber olduklarını düşündü. Bir kez daha nefret etti. Bir kez daha lanet savurdu yüzüne taktığı küçümsemeyi korumaya çalışırken. Öldürmek istiyordu ikisini de. Yine de duygularını bastırdı. Çünkü kendine bunu öğretmişlerdi. Bir cesedin başında bile duygularını bastırabilmek, lanet olası birine nefret duyup sana saldırsa da duygularını saklayabilmek. "Emir nerede?" dedi bu dünyaya ait olmayan sesi buz gibi çıkarken.

Şaşkınlığı geçmiş gibiydi. Kapıyı ardına kadar açtı. Salona geçti. Ardından Nil'in ayak seslerini duyabiliyordu. " Birkaç dakika otur istersen uyandırayım"

Yüzünde oluşan sinsi bir gülümsemeyle " Uykusu ağırdır ama yine de o kadar bekleteceğini sanmıyorum"

Bu gülümsemesine sebep olmuştu " Senin yüzünü görmemizi kısaltacak o zaman uyanması" elini önemsiz bir ayrıntıymış gibi boşluğa savururken. Arkasını dönerek odadan çıktı. İçindeki öfke sancıları artıyordu. Bir zaman bu kadınla mı arkadaşlık yapmıştı. Buna inanamıyordu. Yine de sinirlenmemeliydi. Sahnenin kapanışına kadar kontrollü olmalıydı. Yatak odasına girdi. Emir'in sadece kalçalarını örten çarşafa baktı. Ne kadar düzgündü hatları. Sırtının pürüzsüzlüğün de dolaşmak isterdi. Yatağın kenarına oturarak elini ensesine koydu. Kulağına eğilerek fısıldadı " Aşkım" Emir'in uyanmamasını istiyordu sanki. İçinden haykırıyordu uyanma bugün aşkım.

Aşk KoleksiyoncusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin