90 - Arzum'un yeni evinde ki ilk misafiri ilk ev hediyesi

1.4K 115 8
                                    

Bahçe kapısının açılmasıyla bakışları Arel'e takıldı. Yüzünde bir gülümseme oluşmuştu.
Şu sıralar kendini en çok mutlu eden insandı. Kutuları kenara iterek Arel'e yöneldi. Arel büyük bir buket papatya ile bir paket taşıyordu. Arzum'a papatyaları uzatarak "Evin muhteşem görünüyor."

Arzum "Teşekkür ederim. Gel hadi" dedi.

Salona geldiklerinde Arel elindeki paketi Arzum'a uzattı "Ev hediyen" dedi. Salonunu inceliyordu. Geniş ve ferahlık dolmuştu ev. Arzum paketi açtığında çerçevelenmiş bir fotoğrafla karşılaşmıştı. Hayranlıkla bakarak "Çok güzel bu" binlerce rengârenk kelebeğin uçuşları somutlaştırılmıştı.

"Beğenmene sevindim"

Arzum yüzünü merakla buruşturdu. Şüphe dolu bir bakış atarak "Sen marifetin değil mi?"

Şaşırdığını belli ederek "Hemen tahmin edeceğini ummamıştım"

Arzum tablo için salonda yer ararken " Birazda olsa tanıyorum seni. Menekşelere âşık olan bir adamdan gelebilecek bir hediye" Arzum bulduğu boş duvara tabloyu tuttu. Aslında bütün duvarları boştu. Ama seçtiği yer bu tabloya ait gelmişti. "Sence de burası iyi değil mi?"

Arel "Salonunda yer ayıracağını sanmıyordum"

Arzum "Bekle" dedi Tabloyu sehpaya bırakarak aceleyle mutfağa gitti. Tadilattan sonra birkaç çivi ayırmıştı. Çivilerle küçük bir çekiç alarak salona döndü. Konsolun üzerine tırmanırken dengesini kaybedeceği sırada Arel Arzum'u yakaladı. Kucağında Arzum'a yer açarken nefesleri birbirinin yüzüne değiyordu.

Arel Arzum'u kanepeye bıraktı usulca elinden çekici alırken " Bana bırak" dedi.

Arzum olayın etkisiyle "Tamam" diyebildi. Kendini toparlaması gerektiğini düşünürken " Bende bu esnada kahve yapayım" diyerek mutfağa attı kendini.

Arel'in nefesini hala yüzünde hissediyordu. Emir'den sonra biriyle bu kadar yakınlaşacağını hiç düşünmemişti. Kendi iç sesi " Sanki yakınlaştın" dedi. Kupa bardaklarına kahveyi boca ederken heyecanlandığını kendine itiraf etmek de güçlük çektiğini düşündü. Derin bir nefes çekti. Kendini toparlayarak kupa bardaklarına su ekledi. Hiçbir şey olmamış gibi davranması gerektiğini düşünerek salona geçti. Arel tabloyu duvara aşmıştı bile. "Baktıkça beni hatırlarsın artık" dedi.

Arzum içinden unutacağımı sanmıyorum diye geçirdi. Kahveyi uzatarak " Hediyen gerçekten çok güzel" dedi.

Arzum'un uzattığı kahveyi alırken " Sen nasılsın. Ev gibi kendini de değiştirmeyi çalıştığını görebiliyorum."

Arzum koltuklardan birine geçerek " Deniyorum ama başarılı olduğum söylenemez"

"Biranda değiştirmek elbette kolay olmayacaktır" diyerek Arzum'un karşısında ki koltuğa geçti.

Emir'e Arel'i anlatmıştı. Üstelik beraber olduğunu söyleyerek'bencil adam' diye geçirdi içinden. Başka kadınla beraber olmak onun için doğal bir şeydi nede olsa. Bir kadınla erkek arasında niye bu kadar büyük fark oluyordu ki. O yaparken mubah olurken kendisinin yapması niye günah oluyordu ki. Kendi durumunu anlıyor muydu acaba, ne kadar canını yakmış olabileceğini?

Şimdi istediği gibi başkasıyla olabilirdi. Ya Arzum, göz ucuyla Arel'e bakarken biriyle olmak isteyebilecek miydi?

"Bir sorun mu var" sözüyle irkildi.

"Aslında sorun olup olmayacağı senin tepkine bağlı" dedi.

Arel'in susması ve meraklı bakışları konuşmak için kendini cesaretlendirmişti. Bakışlarını elindeki bardağa odaklayarak "Belki aptalcaydı ama bir anlık bir öfkeyle söylenmiş bir şey" Arel'i iyice meraklandırdığını fark edebiliyordu. "Emir'e seninle beraber olduğumu söyledim."

Arel'in yüzüne bir gülümseme yayılarak "şuanda beraberiz"

Arzum'un bakışlarında ki beraberiz cümlesini açıklama gereksinimi içinde olduğunu fark edebiliyordu. " Hala âşık mısın o adama" Emir' i kıskandırmak için kendisini kullanması canını acıtmıştı. Arzum'un ağzından çıkacak cümleye odaklandı.

"Bu duygudan kurtaramıyorum kendimi"

Arel bakışlarını elinde ki bardağa odaklayarak " Canını acıtmak için canımı acıtma" diyebildi. Emir'in canını acıtmak için kendisini ortaya atarken kalbine sahip olan kadının karşısında acı çekiyordu. Karşısında ki kadının bir başka erkeğe ait olduğunu bilirken ona karşı duygular beslediği için kendisine kızıyordu.

Biran cümleyi idrak edemedi. Arel'in nasıl canını acıtabilirdi ki? Dedikoduları önemseyen bir adam olduğunu sanmıyordu. Arel'in gözlerine doğrudan baktı. " Özür dilerim manşette ki dedikoduları önemseyeceğini düşünmedim."

'Sorun dedikodular değil' diye geçirdi içinden. Duygularını anlamamış olması kendini üzse de bunu açıklayacak gücü kendinde bulamıyordu. Gülümsemeye çalışarak " Bir komplonun içindeysem ne yapmam gerektiğini bilmem gerekiyor sanırım"

Arzum elini Arel'in elinin üzerine bırakarak " Seni içimde yaşadığım çıkmaza sürüklemek hata belki de ama inan o an başka bir şansım yoktu. Senin evinde kaldığımı, beraber gittiğimiz restorana senle gittiğimi biliyordu."

Arel elinin üzerinde ki ele boşta kalan diğer elini bırakarak " Burada ki anlatımlarından hala birlikte olduğunuz sonucunu mu çıkarmalıyım."

Arzum dudaklarını yaladı. " Sanmıyorum."

Arel gözlerini gözlerine dikerek " Yaşadıklarını sormuyorum Arzum. Benimle kendin olarak konuşmanı istiyorum. Bu benim için önemli."

Bir açıklama yapması gerektiğini hissediyordu " Ona karşı öfke duyuyorum."

Arel gülümsedi acı dolu. " Öfke ile aşkın çizgileri birbirine karışır çoğu zaman"

Yüzünü buruşturdu "Aldatıldıktan sonra aşkım diyebileceğimden emin değilim"

Arel avuçları arasında ki eli sıktı " Sende onu benle aldatmadın mı en azında o böyle biliyor."

"Onun ne düşündüğüyle ilgilenmiyorum. Zaten beni de önemsediği yok artık. Sadece bu duygudan da ondan da kurtulmak istiyorum. Bana acı veren sevgiye ne kadar bağlı kalabilirim ki?" içinde barındırdığı duyguların kendine ne kadar acı verdiğini şuan daha iyi hissediyordu.

Emir için bir hiç durumuna gelmişti. O kadında ne bulmuştu. Kendinde olmayıp o kadında olan neydi? Bir erkeği ilki yapmak erkek için hiçbir şey ifade etmiyor olmalıydı. Bir başkasına kolayca gidebiliyordu. Belki de aralarındaki sevgi değildi. Her ne olursa olsun artık daha dikkatli olacaktı. Emir'e karşı bundan sonra ne hissetmesi gerektiğini bilmese de yüreğine ağır gelen sevgisinden kurtulmak istediğini biliyordu. 'Sadakatsiz' diye lanet okudu. İçinde hala kıvılcımlar koparken bir gün dineceği zaman da gelecekti.

Gelmeliydi....

Vote vermeyi unutmazsanız sevinirim

Bir de ufacık bir yorum *-*

Aşk KoleksiyoncusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin