Sahil kenarında sakince yürüyordu. Sıkı sıkıya tuttuğu fotoğraf makinesiyle her an yakalayabileceği bir kareyi arar gibiydi.
Aslında bugün istediği gibi birkaç kare yakalamıştı. Ama ruhunun arayışı devam etmesini söylüyordu. Yürümekten yorulmuş olacaktı ki bankın birine kendini bıraktı. Buram buram deniz kokusu geliyordu burnuna. Gözlerini kapayarak başını gökyüzüne kaldırdı. Yaprakların arasından yüzüne sızan güneşi hissetti bir süre. Neden sonra gözlerini açtı. Başını kaldırma lüzumu görmeden fotoğraf makinesini az önce gözleri kapalıyken hissettiği manzarayı somutlaştırıp başını kaldırdı. Fotoğraf makinesinin ekranına bakarak fotoğrafı istediği gibi çekip çekmediğine baktı. Klasik bir manzara olsa da kendi seviyordu bu tür görüntüleri. Gözlerinin önünde dimdik duran kız kulesine baktı. Bir zamanlar Emir'in evinde izlemişti. O zaman gecenin kara çarşafı vardı üzerinde. Şimdi ise tamamen güneşin altındaydı. Sakladığı hiçbir şey olmaksızın... O gece Emir'le Nil yüzünden kavga etmişlerdi. Nil'le kendini aldatmıştı. En yakın arkadaşıyla. Böyle olmaması gerektiğini düşünse de gerçekten kaçamıyordu. Çoğu zaman Nil'e karşı kendinin yanlış yaptığını düşünüyordu. Emir'i tanıyan seven Nil'di. Ama Emir kendisiyle beraber olmuştu. Bu ne kadar Nil'i aldatmak olmasa da içinden bir ses rahatsız ediyordu kendini. Belki de aldatılan Nil'di. Başını avuçları arasına aldı. Bu saçma bir düşünceydi. Bakışlarını kız kulesine dikti. Kurtarılmayı bekleyen prensesleri düşünmüştü Emir'in balkonunda korkuluklara yaslanarak. Şuan ise düşündüğü tek şey prenseslerin babalarıydı. Emir gibi karanlık da beslenen bir şövalyeden korumaya çalışan babalar... Nil'in babası kendi babası ve birçok kızın hayalleriyle umutlarıyla oynarken onları korumaya çalışan babalar...Kendini düşünmekten alıkoyamıyordu. Mavi gözleriyle Emir'in gözlerine bakan kadını uzun kıvırcık saçlarının arasında Emir'in elini... Soğuk bakışları ve etrafı umursamayan kadının koruyan birine ihtiyacı var mıydı ki? Düşüncesine güldü. Yaşamış olduklarının tüm faturasını Emir'e kesmek için tanımadığı kızı kendi içinde haklı çıkarmaya çalışması fikri gülünç gelmişti. Emir ile yaşamış olduğu her şeyi bilen bir kadının kendini dizginlememesi yanlıştı.
Gözlerini kapattı. "Peki ya ben" dedi sadece kendinin duyabileceği ses tonuyla. Nil'in Emir'e olan takıntısını aşkını bilmesine rağmen dizginleyebilmiş miydi kendini. Her kadını baştan çıkarıp oyuncakları gibi oynayan bir adama hayır diyebilecek bir kadın var mıydı ki...
Hızlıca gözlerini açarak ayağa kalktı. Düşüncelerini kız kulesine hapsetmek ister gibi son bir kare fotoğraf çekerek uzaklaştı kız kulesinden düşüncelerinden.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Koleksiyoncusu
RomanceEmir Orçun isimli ünlü piyanistin hayatı gitmiş olduğu resim sergisinde ki Arzum Dila Tanrıyar isimli bir kadınla tanıştıktan sonra sıradışı bir hal alır. Hayatını uç nokta da yaşayan çapkın piyanistin hayatı yine hayatı uç noktalarda yaşayan ressa...