Öncelikle hepinize iyi seneler. Umarım bu yıl, geçen senekine kıyasla hepiniz için çok daha güzel geçer. Uzun süredir bölüm paylaşamadığımızın farkındayız ve bunun için de sizden çok özür dileriz. En kısa sürede eski tempomuza döneceğimizden hiç kuşkunuz olmasın. Yeni yıl demişken de sizin bu sene bu kitapta görmek istediğiniz bir olay var mı? Ya da 157.bölümüme gelmiş bulunuyoruz ve şu anki favori karakteriniz kim? Bunu en son sorduğumuzdan beri değişen çok şey oldu çünkü. Hepiniz kendinize çok dikkat edin.
ANGELIQUE FRAZIER
Bahçeden gelen adım sesleri ve onları takip eden anahtar şıngırtsı ile oturduğum yerde doğruldum. Elimde bir kitap ile koltuklardan birine oturmuş, eğer kitaba yeterince odaklanmayı başarırsam Clay, Beatrix ve Brody'nin üst kattaki varlıklarını unutbileceğimi umuyordum. Ama vampir duyuları yüzünden, sanki ne kadar onları duymamak için uğraşsam o kadar net geliyordu fısıldaşan, olaylardan bahseden sesleri. Sürekli aynı konular dönüyordu, aynı endişeler dinlendiriliyordu: Toxlar, merkez, Liderler, Angelique, Deveraux, ölen kız...
Sadece susmalarını istiyordum, sadece bir süre bunları düşünmemek istiyordum. Belki de bir cenaze sonrasındaki sessizlikten yararlanıp kafamı dinlemeyi istemek fazla kalpsizceydi ama ne yapabilirdim? Dışarı çıkıp birilerini tehlikeye atmak zorunda olmadığımız, elimizde kanla eve dönmediğimiz günler oldukça değerliydi benim için. Üç gün olmuştu ve şimdilik her şey durgundu. Bir çıkıp bir gelen Deveraux dışında tabii ki. Neredeyse Idalar da kendilerinden verdikleri kayıp için yas tutuyor diyecektim ama bunun doğru olmadığından oldukça emindim.
"Rhea ve Kai yok." dedim, kapıya giren anahtarların sesi ile yerinden kalkan Lizzie'ye. Cenazeden beri o ikiliyi neredeyse hiç görmemiştim. Rhea bir kere uğramıştı ama Kai henüz ortalıkta yoktu. Cenazede olanlardan sonra onların da kendilerine biraz vakit ayırmak istemesi gayet normaldi ama eksikliklerini fark edene kadar bu evi ne kadar renklendirdiklerini unutmuştum. Judd ise Rhea'dan daha sık uğramış olmasına rağmen, her gün bir kere, asla içeri girmiyordu. Deveraux ile dışarıda konuşmayı tercih ediyorlardı. Bu ise her şeyden daha kötüydü çünkü kesinlikle, bizim haberimiz olmayan bir şeylerin döndüğünün bir işaretiydi.
"Şaşırtıcı değil," dedi Lizzie somurtarak ve kendini tekrar koltuğa bıraktı. Kalkarken sayfası açık bir şekilde kenara fırlattığı kitabı tekrardan eline aldı ama okumaya dönmek yerine gözlerini salon kapısına dikti. Ben de onu takip ederek bakışlarımı oraya çevirdim.
Sokak kapısı kapandı ve kısa bir süre sonra salon kapısında Deveraux belirdi. Ona baktığımızı görünce bu ilgiye karşılık kaşlarını kaldırdı ve sonra kapı eşiğine yaslandı. Üstünde koyu renkli bir pantolon ve giydiği çoğu şeye göre açık renkli sayılacak bol bir kazak vardı. Elleri cebinde, yeşil gözleri ise bizim üstümüzdeydi. Şu birkaç günde o bile biraz kendine gelmiş gibi görünüyordu ve bu da en azından beni biraz rahatlatıyordu.
"Rheaları gördün mü?" diye sordu Lizzie biraz çekinerek ama yine de bu konudaki üzüntüsü ister istemez sesine yansıyordu.
"Bugün ya da yarın gelecekler." diye cevap verdi Deveraux, solan gülüşüne rağmen gözlerini Lizzie'den ayırmadan. Ben ise bir şey dememek için kendimi tuttum. Bu ikiliyi hiç anlayamıyordum, yani bir süre öncesine kadar neler olduğunu çözdüğümü düşünmüştüm ama ne zaman Lizzie'ye sormaya çalışsam kafası karışıyordu. Bu yüzden ben de birbirilerine karşı olan korumacı tavırlarının, endişelerinin ve yumuşak gülümsemelerinin üstüne düşünmeyi bırakmıştım. Bir gün Rhea her şeyi çözecekti ve o zaman bana yardımcı olabilirdi belki.
Lizzie başını sallayarak onayladıktan sonra gözleri bir süre daha Deveraux'nun üstünde gezindi, ardından kitabına geri döndü. Deveraux ise aynı şekilde oyalanan bakışlarını Lizzie'den ayırdığında bana döndü, bakışlarından bir şeylerin yolunda olmadığını anlamalıydım. Ama belki de bir şeylerin ters gitmiş olabileceği olasılığını bilerek görmezden geldim, belki de bu yapmacık huzurumu bozacak bir çatlak istemiyordum ya da kaldırabileceğimi düşünmüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEW SOLDIERS (The Vampire Diaries - The Originals Fan Fiction) (Türkçe)
FanfictionMystic Falls'ta kabuslar gerçek oluyor. Karanlık gelecek daha da kaçınılmaz hale geliyor. Rayna'dan yeni kurtulan Stefan evine, Mystic Falls'a döndüğünde hiçbir şeyin bıraktığı gibi olmadığını görür. Kasabaya yeni baş belaları gelmiştir. Katheri...