ANGELIQUE FRAZIER
Bir süredir bu planın üstünden geçip duruyorduk, Liderler'e karşı geleceğimizi söylüyorduk. Zaten Toxlardan kaçmıştım artık Liderler bile beni çok etkilememeliydi. Ama o an orada, ormanın ortasında, Ida ile karşı karşıya dururken yine de kendimi şaşırmış buldum. Tam olarak neye şaşırıyordum bilmiyordum, sonuçta Ida'yı ilk görüşüm değildi. Josie ve Magdalena için yapılan mahkemelere de gelmişti, hem de dört Lider de gelmişti. Ama o zaman, yine onları görmek beni germiş olsa da şimdi olduğu gibi tehlikede hissetmemiştim. Onlarla karşı karşıya kalmamıştım.
İşte tam karşımızda duruyordu. Lizzie ve benim önümde duran Mikaelsonların on adım ilerisinde siyah bir takımın içindeydi. Koyu renkli saçları beyaz teniyle tezatlık oluşturuyor, kahkülleri ince kaşlarından koyu renkli gözlerine düşüyordu. Yüzünde ise hiçbir mimik yoktu, Willow'da gördüğüm o soğuk gülüş ya da Judd'ın üstündeki rahatlık Ida'da yoktu. O sadece Ida'ydı. Gözlerimi onun üstünden zar zor ayırıp arkasındaki üç kişiye çevirmiştim ki daha yüzünü bile göremeden üçlüden biri arkasını döndü ve bizden uzaklaşarak ormanın içinde kayboldu.
Nereye gittiğini tahmin etmek zor değildi, Beatrix ve Brody'nin bizimle olmadığını anlaması için kısa bir bakış atması yeterliydi. Onu durdurmaya çalışmalı mıydık? Ya daha göz atma fırsatı bile bulamadığım öbürleri ne olacaktı? O sırada hafifçe omzuma değen parmakları hissettim, yanıma dönüp baktığımda Deveraux'nun hemen arkamızda olduğunu gördüm. Yaklaştığını bile duymamıştım ama Lizzie ile geçmesi için yol açarak kenara kaydık. Bizim hareketlenmemizle birlikte Mikaelsonlar da Deveraux'nun geldiğini fark ederek geçmesi için ona izin verdiler.
İşte o an, Ida'nın yüzünde eksik olan gülüş yerini buldu. Gözlerine bile yansıyan bir pırıltı ile dudaklarının köşeleri yukarı kalktı. Deveraux'nun daha önce bir Lider ile karşı karşıya geldiğini görmüştüm. Çukur'dan çıktığımızda Willow ile konuştuklarında iki eski arkadaş gibiydiler ama ikisinin arasında olan havayı burada hissedemiyordum. Burada soğuk bir düşmanlık vardı, fırtına öncesi sessizlik gibi.
"Grey," dedi Ida, harfleri yuvarlayarak yavaşça söylemişti adını, gözleriyle karşısında duran kişiyi tartarken. "Seni hala canlı görmek ne kadar üzücü."
Ben Ida'nın soğuk kelimeleri üzerine gerilsem de Deveraux'nun nefesini vererek güldüğünü duymak beni şaşırtmadı. "Aynı şeyi senin için de söyleyebilirim." diye karşılık verdi Deveraux, eğleniyormuş gibi bir tonda. Belki de eğleniyordu ne diyebilirdim ki? Liderler ile geçmişinin nasıl olduğunu bilemediğim için ne düşündüğünü, ne hissettiğini tahmin edemiyordum.
Ida, Deveraux'dan bu tepkiyi bekliyormuş gibi kafasını salladı. Ardından gözleri Deveraux'nun arkasına, bize odaklandı. Koyu bakışları üstümüzde fazla oyalanmadan tekrar Deveraux'ya döndü. "Hala aynısın, anlamsız şeylerin peşinden koşturuyorsun. Onları saklamanın, onlara yardım etmenin de sana hiçbir faydası yok."
"Onlara yardım etmiyorum," dedi Deveraux, rahatsız edici bir sakinlikle. "Sana karşı çıkıyorum."
Doğru değildi. Her ne kadar Deveraux açık bir şekilde Brody ve Beatrix'e yardım etme konusunda düşüncelerini söylememiş olsa da hepimiz onlara sırtını dönmeyeceğini biliyorduk, Ida'ya karşı gelse de gelmese de. Ida da duyduklarının doğruluğunu sorgularcasına tek kaşını kaldırdı ama bu konuşmanın onu sinir etmeye başladığı çenesini sıkışından belli oluyordu. Yavaşça nefesini verdi.
"Seninle asla iyi anlaşamayacağız, değil mi?" Başını hafifçe yana eğdi. Deveraux ile aralarına ağır bir sessizlik çöktü. Ama ikili birbirine bakmayı sürdürdü. Ben de o andan yararlanarak Ida'nın arkasında ağaçların gölgeleri arasında duran ikiliye baktım. Ida'nın hemen solunda esmer tenli, koyu renkli saçlı bir kız vardı. Gruplarında Ida'dan başka sadece tek bir kadın olduğundan bunun kim olduğunu tahmin etmek kolaydı. Onun hakkında emin olduğumuz tek şey kullandığı adın Muqalad olduğuydu, bunu da ancak Willow sayesinde öğrenebilmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEW SOLDIERS (The Vampire Diaries - The Originals Fan Fiction) (Türkçe)
FanficMystic Falls'ta kabuslar gerçek oluyor. Karanlık gelecek daha da kaçınılmaz hale geliyor. Rayna'dan yeni kurtulan Stefan evine, Mystic Falls'a döndüğünde hiçbir şeyin bıraktığı gibi olmadığını görür. Kasabaya yeni baş belaları gelmiştir. Katheri...