JOSIE SALTZMAN
Her şey planladığım gibi gidiyordu. Dövmemi alıp resmen bir Tox olalı bir hafta bile olmamıştı ama insanların bana bakışları bile hemen farklılık göstermeye başlamıştı. Benim de onlardan biri olduğumu kabullenmişlerdi ve bu tam da istediğim şeydi. Tabi birçoğu suratıma gülüp arkamdan fısıldaşsalar da, ki çoğu zaman Brendon tarzı bir ismi söyleyip duruyorlardı, sonuçta suratıma gülümsüyorlar hatta bazen konuşmaya dahi yelteniyorlardı. Bu benim için gayet yeterliydi.
Ve artık Nolan'la istediğimiz kadar birlikte takılabiliyorduk, kimse hiçbir şey söyleyemiyordu. Sonuçta artık ben onun korumasındaki bir çocuk değildim. Ben de bir Tox'tum.
Son zamanlarda ise Angelique'le ilginç bir şekilde çok görüşmeye başlamıştık. Sanırım dediklerimden sonra gerçekten de benim için endişelenmişti ya da bu koca grupta yalnız olduğumu düşünüp benimle takılıyor da olabilirdi. Her halükarda bu da benim gayet işime geliyordu.
Ama dövmemi almam için bir anlaşma yapmak zorunda kalmıştım ki o bu bütün mutluluğumu içimden söküp alıyordu. Psikolojik destek almam gerektiğini ve bunu kabul etmezsem dövme yapmayacaklarını söylemişlerdi. Ben de istemeye istemeye olsa da kabul etmek zorunda kalmıştım.
Şimdi ise ilk terapime doğru yürürken yanımda Angelique bana eşlik ediyordu.
Bu kız da dibimizden ayrılmıyor.
Farkındayım ama planı gerçekleştirene kadar böyle olması gerekiyor.
Peki planı ne zaman uygulayacaksın?
Bu akşam.
"Sence neden buradasın Josie?" diye sordu terapist kadın. Kesinikle beklediğim gibi değildi kadın. Beklediğimden çok daha genç ve dinçti. Kumral saçlarını örmüştü ve örgülü hali bile bir hayli uzundu. Ela gözleri bana yuvarlak gözlüğünün ardından merakla bakarken ben kadının son derece bakımlı görünen ellerini inceliyordum. Ayrıca giydiği çiçekli elbise ona çok yakışmıştı ki normalde çiçekli her şeyden nefret ederdim. O yüzden bu kadar tatlı görünen kadını sinir edecek olmam beni biraz üzmüştü.
"Buraya gelmezsem dövmemi alamayacağımı söylediler."
"Peki neden bu dövmeyi almayı bu kadar çok istiyorsun?" diye sordu kadın bir saniye bile duraksamadan.
Yüzeysel cevap ver.
Öyle yapacağım zaten.
İyi.
"Bu insanlar beni büyüten insanlar ve sonunda resmi olarak onların bir parçası oldum. Neden istemeyeyim ki?"
Bir süre sessizlik oldu. Kadın beni uzun uzun inceliyordu. Kendimi çok rahatsız olmuş hissettim ve sandalyeme gömülüp yok olmayı arzuladım.
Rahatsız olması gereken o, sen değilsin.
Haklıydı.
"Ee, başka soru sormayacaksan gidebilir miyim?"
Kadın bunun üzerine gülümsedi ve elinde çevirip durduğu kalemin kapağını açıp kağıda bazı şeyleri not almaya başladı. Bu yaptığı beni sadece daha çok sinirlendirdi. Dediklerimi takmıyordu bile. Ne biçim terapistti bu.
Seni sinirlendirmeye çalışıyor.
Evet fark ettim onu. Ve başarmasına çok az kaldı.
Eline koz verme. Bırak o kendi oyununu oynasın. Sen bizim oyunumuza konsantre ol.
Tam o sırada uzun süren sessizliği bozup bana "Son zamanlarda nasıl uyuyorsun?" diye sordu. Bu terapi bir terapiden çok satranç oyununa dönmüştü. Sırayla bir hamle yapıyor, karşı tarafın bir açığını bulmaya çalışıp şah mat etmeye çalışıyorduk. Hamle sırası bendeydi ve çok iyi bir hamlem vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEW SOLDIERS (The Vampire Diaries - The Originals Fan Fiction) (Türkçe)
FanficMystic Falls'ta kabuslar gerçek oluyor. Karanlık gelecek daha da kaçınılmaz hale geliyor. Rayna'dan yeni kurtulan Stefan evine, Mystic Falls'a döndüğünde hiçbir şeyin bıraktığı gibi olmadığını görür. Kasabaya yeni baş belaları gelmiştir. Katheri...