JOURDAN "JUDD" KAEL
Evde karşılaştığım kahverenegi saçlı adamı takip ederek küçük bir kasabaya vardım. Buraya kadar gelmek zor olmamıştı ama kasabaya geldiğimizde adam hemencecik ortadan yok olmuştu ve ben yine boş boş ortada kalmıştım. Ama bu da bir başarıydı, değil mi? Sonuçta ilk defa bir ipucu beni bu kadar ileri götürmüştü. Belki kahverengi saçlı adamla konuşmamın bana yararı dokunabilirdi ama artık öyle bir şansım yoktu. İlk olarak nerede olduğunu öğrenmem gerekiyordu, sonrasında ise kalacak bir yer ve daha sonra ise beni buraya getiren adamı bulmam.
Nerede olduğumu öğrenmek kolay oldu. Yoldan geçen bir insanı kolundan yakalayıp nerede olduğumuzu sordum. Büyük ihtimalle deli olduğumu düşündü. Yine de nerede olduğumu öğrenmeyi başardım. Mystic Falls'taydım.
İkinci adım olarak kalacak bir yer bulmam gerekti. Bu da çok zor olmadı, kasabanın merkezine yakın bir sokakta küçük bir pansiyon buldum. Ama hiç param yoktu. O yüzden pansiyon müdürüne, kendisi aynı zamanda orada çalışan iki kişiden biriydi, param olmadığını ama akşama kadar mutlaka ödeyeceğini söyledim. Tabii ki kabul etmedi. Yani kalacak bir yer bulmuştum ama orada kalmam mümkün değildi. Ne hoş. Telefonum yoktu, param yoktu, kaykayım yoktu.
Kalacak başka bir yer bulmak için sokaklarda geziniyordum. Ayrıca belki bir ümit kahverengi saçlı adama denk gelirim diye çevremi de dikkatle inceliyordum ta ki yanımdan geçen kadının adımlarının yavaşladığını fark edene kadar. Yavaşladı, yavaşladı, yavaşladı...
Zaman durduğu anda neler olacağını az çok tahmin ediyordum. O yüzden kendimi hazırladım. Yine tanımadığım birinin gözlerinden bir şeyler görecek, sonra peşine düşecek ve yine çıkmaz yola girecektim. Ama yapabileceğim bir şey yoktu. Kaderim buydu sanırım.
Çevremdeki her şey durduğunda gözlerimi kapadım ve açtığımda her zamanki gibi olduğum yerde değildim. Yine başkasının bakış açısından görüyordum olayları. Eski tarzda döşenmiş bir evdi. Zamanın geriye sarılması daha da hızlanmadan önümde duran sarışın kızı seçebilmiştim.
Gözlerin zorla kapanması için bekledim ama bu sefer gözleri kapamadı. Onun aksine hareket etti. Bunun nasıl bir etki yaratacağından pek emin değildim. Sadece zamanı geri almak bile bir çok şeyi değiştiriyordu. Bir de hareket etmek... Yine de ilerlemeye devam etti. Odadan çıktı ve koridorda ilerleyerek merdivenlerin ucuna geldi. Zaman yavaşlamaya başladı. Normale dönmek üzereydi. Gözler bu sefer kapandı ve açtığımda olmam gereken yerde, sokaktaydım. Ama bu sefer farklı bir şeyler vardı. Zamanın geri alındığı yer çok yakındı. Hemen harita bulmam gerekiyordu. Genelde kotumun daracık cebine sıkıştırdığım telefonumu almak için uzandım ama artık bir telefonum yoktu.
Kesinlikle bana bir harita gerekiyordu, bu şansı kaçıramazdım. Amacıma ilk defa bu kadar yakındım. Etrafa harita ararken elinde harita ile bankta oturan turisti gördüm. Hiç vakit kaybetmeden yanına gittim. "Bir bakabilir miyim?" diye sorduğumda adam bana şüpheci bir bakış attı. Haklıydı tabii, büyük ihtimalle korkunç görünüyordum. "Önemli." diye eklediğimde kafasını sallayarak haritayı bana uzattı. Sanırım haritaya bakmama izin verirse gideceğimi anlamıştı.
Yönümü bulmaya çalıştım. Yakındı. Bundan kesinlikle emindim. Hiç olmadığı kadar yakındı. En fazla yirmi dakikalık bir mesafeydi. Orada kim varsa bu sefer ona yetişebilirdim. Bu adrenalinle adımlarımı hızlandırdım. Oraya ne kadar çabuk gidersem o kadar iyiydi.
Tamam, her şeyi birinin gözünden görüyordum. Bunu şu ana kadar çözmüştüm. Acaba nasıl biriydi? Kız mıydı? Erkek miydi? Onunla ne alakam vardı? O kadar çok soru vardı ki. Yine de düşünmeden edemiyordum. Heyecanlıydım ve korkuyordum. Hangisinin ağır bastığını söylemem mümkün değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEW SOLDIERS (The Vampire Diaries - The Originals Fan Fiction) (Türkçe)
Hayran KurguMystic Falls'ta kabuslar gerçek oluyor. Karanlık gelecek daha da kaçınılmaz hale geliyor. Rayna'dan yeni kurtulan Stefan evine, Mystic Falls'a döndüğünde hiçbir şeyin bıraktığı gibi olmadığını görür. Kasabaya yeni baş belaları gelmiştir. Katheri...