Bölüm 120

83 6 4
                                    

JOURDAN "JUDD" KAEL

Az önce arkamda Deveraux'nun içinde olduğu odanın kapısı, solumda tanımadığım bir Tox ile bir anda kendimi Toxlar ile dolu bir koridorda bulmuştum. Ters bir laf söylememek için dudaklarımı birbirine bastırdım ve burada çok işime yarayacağını umduğum Tox maskemi indirdim. Yüzümden hiçbir şey okumalarına izin veremezdim.

"Bir şey diyordunuz?" dedi Samuel. Bana bakan gözlerinden benim kim olduğumu bilmediği belliydi ama sadece Tristan ile beraber olduğum için saygılı davranıyordu, beni çabucak kendi üstü olarak kabul etmişti. Ne güzel. Ama bir anda koridora çıkan otuz, kırk Tox göz önünde alındığında sadece Samuel'in saygı göstermesi yeterli olmayacaktı.

Neyse ki Toxlar burada oyalanmak yerine çoktan koridorda ilerlemeye ve kendi görev yerlerine dönmeye başlamışlardı. İlk defa Toxlar bu kadar sıkı ve görev aşığı olduğu için mutlu oldum. Yine de kalabalığın içinden sıyrılan otuzlarının ortasındaymış gibi duran bir adam, bize doğru gelmeye başladı. O bize yaklaşırken hafifçe duruşumu dikleştirdim ve uzanıp önüme düşen saçlarımı geriye attım.

"Samuel," dedi, bize yaklaşınca başını eğerek selam verirken. Adamın güçlü bir çenesi, ince uzun dudakları ve kemerli bir burnu vardı. Köşeli kaşları, kısık bakışlarına ve koyu renkli gözlerine daha sert bir ifade katıyordu. Samuel de ona aynı şekilde karşılık verdikten sonra bu sefer bana döndü. "Sen de kimsin? Burada çalışmıyorsun." Bunu söyleyişinde bir rahatlık olsa da hareketleri beni boynumdan yakalayıp Çukur'a atmaya hazır görünüyordu.

Ama ben kendimi o kadar kolay yedirmeyecektim. Bir elimi rahatça cebime yerleştirdim ve çenemi hafifçe kaldırarak neredeyse benimle aynı boyda olan adama tepeden baktım. Benden önce davranan Samuel araya atladı. "Xander, bu-"

"Willow Paige'in temsilcisi olarak burada bulunuyorum." Willow'un adını duyan adamın kafa karışıklığı yüzüne yansıdığında durmadım, aksine daha çok üstüne gittim. "Eğer bu konuda bir sıkıntın varsa," Elimle arkamadaki odayı işaret ettim. "İçeride Tristan Edom var, onunla konuşmak ister misin?"

Adam bir Lider'in burada olduğunu öğrenince belli bir şekilde gerildi ama elinden geldiğince çabuk toparladı ve bana baktı. "Neden geleceğinizi önceden haber vermediniz? O zaman, hazırlık-"

"Hazırlık yapardınız, evet. Neden haber vermediğimizi anlayabiliyorsun, demek ki?" Toxların aşağılanmaktan nefret ettiği herkesin bildiği bir gerçekti ama belli ki önümde duran adam, Xander, bu katta önemli bir figürdü. Hatta kolunun altındaki dosyalardan ve Samuel'in ona karşı hareketlerinden bu katın başında olduğunu bile söyleyebilirdim. O yüzden aşağılanmak normal bir Tox'tan daha fazla acıtıyordu canını.

"Buraya kadar inmeyi nasıl başardınız?" dedi sinirle birbirine bastırdığı dişlerinin arasından.

"Önce, nasıl üst katlardan bu kadar habersiz olduğunuzu bana ve Tristan'a açıklayın. Ardından hala bunu soracak kadar saygısız davranacak cesaretin varsa, tekrar sorabilirsin." dedim ben de gülümseyerek. Adam bu uyarım üzerine iyice toparlandı ve düz bir ifade ile başını öne eğdi.

Ben de bunun üzerinde olduğum yerde rahatça geriye yaslandım. Ama içten içe Deveraux'nun çabucak oradan çıkmasını istiyordum. İçeriden çıkan Toxlar dağılmıştı ve bu kat da öbür katlar gibi kalabalıklaşmıştı. Rahatça hareket etmemiz zorlaşacaktı ve belli ki Xander da bizi rahat bırakmayacaktı.

Sırtımın bir tarafını yasladığım kapı hızlıca açılınca dengemin bozulmasına şans tanımadan dikleştim ve kapıya dönüp içeriden çıkmakta olan Deveruax'ya baktım. Deveraux önce başı eğik bir şekilde çıktı ama ardından önünde birinin durmuş olduğu fark edip başını kaldırdı ve Xander'ı gördü.

NEW SOLDIERS (The Vampire Diaries - The Originals Fan Fiction) (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin