Bölüm 36

234 24 0
                                    

STEFAN SALVATORE

"Yeter!" dedi Caroline oturduğu yerden kalkarak. "Yeter, susun artık. Farkında mısınız bilmiyorum ama şu ana kadar ne yapabildiysek Jac sayesindeydi." Ani çıkışı odadaki herkesi susturmaya yetmişti. Bıkmış bir şekilde, saçlarını yüzünün önünden çekti ve salondakilere hızlıca bir göz attı. Kaşlarını hafifçe çatmıştı ama çok da sinirli olduğunu düşünmüyordum. Sadece Jac'ın ölümü üzerine o da hepimiz gibi ne yapacağını bilemez bir hale gelmişti.

Ben de aynı durumdaydım. Jac... gidene kadar onsuz pek bir şey yapamadığımızı fark edememiştim. Jac bizim bilgi kaynağımızdı, kurtarıcımızdı, çoğu planın ana kaynağıydı. O olmadan bu kadar uzun süre yaşayamazdık büyük ihtimalle. Ama artık yoktu. Nasıl yapacaktık bilmiyorum, ama bunu Toxlara ödetecektik.

"Bunun farkındayız." dedi Nora, Caroline'a bakmadan. "Ama sen de söyledin, ne yaptıysak Jac sayesindeydi. O bizi kurtardı. Eğer o olmadan Toxlar ile karşı karşıya gelirsek... Bu sefer ölenleri geri getiremeyiz."

"O zaman kimseyi geri getirmemize gerek kalmayacak bir plan yapmamız gerekiyor." dedi Bonnie odadaki herkesin aksine sakin bir ses tonuyla. Plan yapmamız gerektiği konusunda haklıydı ama bunu nasıl yapacağımızı kimse bilmiyordu. Karşımızdakileri yenmek için tek şansımız onların ne zaman nerede olacaklarını bilmekten geçiyordu ve artık Jac da olmadığına göre bu iş biraz zordu.

"Bu odadakilerin zekasını toplasak Jac'ın yarısı etmez farkındaysanız."" dedi Rhea. Hala eski formundaymış gibi gözükmeye çalışsa da Jac'ın ölümüne en çok sarsılan kişilerden biri olduğunu görebiliyordum. Her zamanki umursamaz tavırlarıyla bunu kapatmaya çalışsa da herkes tarafından çok rahat fark edilebiliyordu bu. "İşe yarar bir plan yapma olasılığınız Harry ve Draco'nun sevgili olma ihtimalinden bile az."

Hepimiz ona bakıyorduk. Ama kimse bu sefer kızgın bir şekilde bakmıyordu, herkes onun acısını azaltmaya çalıştığının farkındaydı. Rhea, hepimize sırayla baktıktan sonra gözlerini devirdi ve "Harry Potter'ı okumuş biri bile olmadığına inanamıyorum." dedi. Konuyu saptırmaya çalıştığı her halinden belliydi. Ne kadar az Jac'ın adı geçerse o kadar az canının yanacağını düşünüyordu büyük ihtimalle. Bende ise hep tam tersiydi. Ölen bir kişinin ardından canım yanmazsa kendimi onlara ihanet etmiş gibi hissediyordum.

Arina çok kısık bir sesle "Ben okudum aslında." deyince herkes ister istemez ona baktı. Gerçi bu durumda şaşıracak bir şey yoktu. Arina boş vakitlerinin çoğunu bir şeyler okuyarak geçiriyordu. Rhea onun bu lafı üzerine Arina'ya gülümseyerek ve Aries'e de yan gözle bakarak "İşte bu yüzden favori ikizimsin." dedi.

Arina mahçup bir şekilde gözlerini kaçırırken Aries'de Rhea'ya tuhaf bir yüz ifadesi yaptı. Tam bir şey söylemek için ağzını açmıştı ki Caroline birden ayağa fırladı. "Şu an bir plan yapmamız gerektiğinin farkında mısınız? Jac öldü. Bunu kabul etmek istemesek de öldü ve hiçbir şey yapmamaya devam edersek sıradaki bu salondan biri olabilir! O yüzden boş boş konuşmayı kesin çünkü o Toxlar Avada Kedavra büyüsüyle ölmeyeceklerini biliyoruz!"

Avada ne? Abrakadabra gibi bir şey demişti galiba. Herkes Caroline'a şaşkınlıkla bakarken Caroline sinirden kıpkırmızı olmuş suratıyla Rhea'ya bakıyordu. Damon ise düşüncelerime tercüman olmuş ve "Abada ne?" diye sormuştu.

Caroline cevap vermeyi reddedip sinirle yerine otururken Rhea hemen yanında duran Damon'a dönüp "Avada Kedavra. Harry Potter'daki öldürme büyüsü." diye açıkladı, daha sonra da Caroline'a dönüp "Aramızda okuyan biri daha varmış meğerse." dedi. Caroline sinirle gözlerini devirdikten sonra "Dediklerim arasında tek umursadığınız şey bu mu?" diye sordu.

NEW SOLDIERS (The Vampire Diaries - The Originals Fan Fiction) (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin