ENZO ST.JOHN
Karşımda oturan kişiden gözlerimi alamıyordum. Onun gibi görünüyordu, aynı Rhea gibi görünüyordu. Aynı sarı saçlar, aynı sivri burun ve mavi gözler. Konuşma tarzı aynıydı ve sadece Rhea'nın bilebileceği bile şeyleri biliyordu. Ama Jac, Rhea'nın beni öldürdüğünü söylemişti. Kulağa ne kadar tuhaf geliyordu.
Rhea beni öldürmüştü.
Rhea'nın beni öldürmüş olması mı daha kötüydü? Yoksa ölmüş olmam mı? Jac çevredeyken ölüm tuhaf bir hal almıştı. Sanki önemini yitirmişti ve bu ne kadar iyi bir şeydi bilmiyorum ama sanırım buna zamanla alışıyordum.
Rhea ya da şüphelerim doğruysa Rhea'ya benzeyen ama Rhea olmayan kişi, sandalyeye bağlı bir şekilde oturuyordu. Tabii ki önlem amaçlı biraz mine enjekte etmiştik ama zaten kaçmaya niyetliymiş gibi durmuyordu.
"Sen onlardan mısın?" diye sordu Damon, Rhea ya da her kimse ona, pis bir bakış atarak. Elena'yı yeni geri almıştı ve eminim ki hemen üstüne olanlar onu oldukça germişti. Bunu içerek atmasını beklerdim ama içmiyordu. Sadece orada durup sinirden kuduruyor ve Rhea ya da o kişiye sinirle bakıyordu. "Elena'dan ne istiyorsunuz?"
Kız, Damon'a uzun uzun baktı. Cevap verip vermemesi gerektiğini düşünüyordu sanırım. Sonunda kararını verdi ve yutkunduktan sonra konuşmaya başladı. "Hayır, onlardan değilim. Ya da tam olarak değilim desem daha mantıklı olacak."
"Peki sen..." diye başladı cümlesine Nora. "Sen nesin?" Emin olamayarak ortamızda oturan kıza baktı. Orada oturan kişi belki Rhea olmayabilirdi ama yine onu aşağıdaki hücreye kapamak istememiştim. Nora da benimle aynı fikir de olunca, Rhea'yı ya da her kimse artık onu salonun ortasına bağlamıştık ama yine de burada olması mantıklı olmayan kişileri yukarı göndermiştik. Hiçbirimizin hayatını riske atmaya değmezdi. Hem de Jac şu an zamanı geri alamayacak durumdayken.
"Şekil değiştiren mi?" Hafif bir kahkaha attı. "Kesinlikle hayır, şekil değiştiren değilim."
"O zaman Rhea nerede?" diye sordum ama cevabını içten içe biliyordum. Eğer tahmin ettiğim gibiyse yaşıyordu ve Toxlar ile birlikteydi. Charlotte Bronte'den bahsetmişti, ondan alıntı yapmıştı hücredeki kız. Onu söyleyen kişi Rhea olmak zorundaydı, zaten oydu da. Bunu biliyordum, o anda da anlamıştım ama her şey bir anda çok fazla gelmişti. Anlamış ama kabullenememiştim. Bir yandan da herkesin bana paranoya yaptığımı söylemesi de pek işe yaramamıştı. Rhea, yani gerçek Rhea yaşıyor diye düşünsem bile Toxlar'ın yanındaydı. Ne kadar iyi bir durumda olabilirdi ki?
"Onların yanında, yani zihinsel olarak."
"Zihinsel olarak ne demek?" dedi Nora. Ama kıza konuşma vakti vermeden devam etti. "Eğer sen şekil değiştiren değilsen... Rhea'ya nasıl bu kadar çok benziyorsun?" Eh, bu da benim aklımdaki soruydu ama bir fikrim vardı tabii ki.
"Cehennem taşı patladıktan sonra, bu bedene girdim." Evet, evet fikrim doğruydu. "Yani bu gerçekten Rhea'nın bedeni. Rhea da başka bir bedene düştü." Çok harika. Çok harika! Hiç kimse bana inanmamıştı. Çok abartmıştım sözde ama haklıydım. Cehennem taşındaki o kadar kişi arasından Rhea kendi bedenine mi düşmüştü? Tabii ki hayır.
"Ama nasıl bu kadar çok şey biliyorsun? Yani Rhea'nın geçmişi hakkında?" diye sordum bu sefer. Bununla ilgili bir tahminim yoktu işte. Sonuçta başka bedene düştüğünde belki, belki kim olduğuyla ilgili bir şeyler bilebilirdi ama bu kızın bildiği ayrıntılar...
"Tam olarak emin değilim. Bu bedene düştüğüm de kafam... Biraz karışıktı. Tam olarak nerede olduğumu ya da nasıl oraya gittiğimi hatırlamıyorum ama çok kısa sürede birileri geldi. Birkaç vampir, beni alıp götürdüler. Şeye... Merkezlerine. Yer altındaki odaya kapadılar. Ne olduğundan pek emin değildim. Kendileri ile ilgili bir şeyler söylediler, onlar için çalışmamı söylediler. Tabii insan kendini kaçıran insanlara karşı çok iyi fikirlerle yaklaşmıyor. Kabul etmedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEW SOLDIERS (The Vampire Diaries - The Originals Fan Fiction) (Türkçe)
FanfictionMystic Falls'ta kabuslar gerçek oluyor. Karanlık gelecek daha da kaçınılmaz hale geliyor. Rayna'dan yeni kurtulan Stefan evine, Mystic Falls'a döndüğünde hiçbir şeyin bıraktığı gibi olmadığını görür. Kasabaya yeni baş belaları gelmiştir. Katheri...