Bölüm 32

226 24 0
                                    

GREY DEVERAUX

- 1 hafta önce -

Ellerim kotumun cebinde, ıssız sokak boyunca yürürken özellikle çevreye bakınmıyordum. Tanıdık bir yer, bir tabela ya da bir ev görürsem ister istemez Jac ile kaldığımız evin orada buluyordum kendimi. Gerçi Jac artık orada değildi ama orası, evim diyebileceğim nadir yerlerden biriydi.

Kaç gün kalmıştım ki orada? Beş mi, altı mı? Daha uzun süre kaldığım yerler olmuştu. Mesela bir ara bir üçlünün peşindeyken kalabalık bir şehirde tam olarak bir ay kalmıştım. Gerçi eninde sonunda oradan sıkılmıştım ve neyse ki Toxlar da taşınmaya karar vermişti. O zaman kaldığım apartmanın en üst katındaki minik daire asla evim olmamıştı ama burası farklıydı. Bu beni rahatsız etmiyor değildi. Buna alışık değildim ve Toxlar ile bu kadar iç içeyken yeni şeyler ile uğraşamazdım.

Peki bundan sonra ne mi yapacaktım? Yerdeki bir kapağı hafifçe tekmelerken Jac'ın daha önce söylediği şey geldi aklıma. Toxların çocuk topladığından bahsetmişti. Bunu biliyordum tabii ki ama hiç üstüne düşündüğüm bir konu olmamıştı şu ana kadar, o söyleyene kadar. Jac, küçükken annesinin öldürüldüğünü söylemişti ve Jac'ı yanlarına almaya çalıştıkları için olmuştu bu. Kim bilir bunu başka kaç kişiye, kaç çocuğa yapmışlardı?

Eh, sanırım bu kasabadan kurtulduğum zaman ne yapacağımı biliyordum artık.

Sokağın karşı tarafından buraya doğru hızlı adımlarla yürüyen birini fark ettiğimde buradan sonra hangi şehre gideceğimi düşünüyordum. Ama karşımdaki kişinin hızlı adımları ve buna rağmen takındığı rahat tavrı dikkatimi çekti. Kafamı yerden kaldırıp karşı kaldırımdan yürüyen bu çocuğa baktım.

Kahverengi saçlı çocuğun altında kot pantolon, üstünde de fermuarı boğazına kadar çekilmiş bir kapüşonlu vardı. Yirmili yaşlarında gibi görünüyordu. O da yan gözle beni süzüyordu. Onu tanıyor muydum? Sanmıyorum. O zaman niye bu kadar çok takılmıştım bu çocuğa? Yavaş geçen birkaç saniye sonrasında çocuğu tanıdım. "Parker..." dedim mırıldanarak. Toxların yanında görmüştüm onu. Aretha'nın kılığında merkezde gezinirken onunla göz göze geldiğimi hatırlıyordum. Onunla ilgili bir şey... Bir göreve gidiyorlardı. "Parker!" diye seslendim. İlk adının tuhaf olduğunu hatırlıyordum ama tam olarak çıkaramamıştım.

Kafasını bana çevirip tek kaşını kaldırdı. "Malachai Parker." dedim ve sokakta bizden başka biri olmadığından emin olduktan sonra vampir hızı ile yanına gittim. Bir yumruk atmak için hazırlanmıştım ki o bunu fark etti ve elimi yakaladı. Elimi kurtarmak için karnına tekme attım ve gevşeyen elinden bileğimi kurtardım. O kendini toparlayamadan sert bir yumruk attım ve birkaç adım geriledim. "Bir Tox'a göre oldukça kötüsün, ha?" dedim alaycı bir gülümsemeyle. 

Elinin tersi ile patlayan dudağından akan kanı silerken yarası hızla iyileşti ve ardından o da bana aynı şekilde gülümsedi. "Düşündüğünden daha iyiyim." dedi ve elini bana doğru uzattı. Bileğinin hafif bir hareketiyle kaldırıma park etmiş bir arabaya doğru uçtum ve kapısına çarparak yere düştüm. Evet, bunu beklemediğimi kabul etmem gerekiyordu. Onun sıradan bir vampir olduğunu varsaymıştım.

"Fena değil." dedim yerden kalkarken. Çocuk bir kafirdi belli ki. Buna şaşırmamıştım, Toxların yeni gözdesi melezlerdi. Her geçen gün daha güçlü nasıl olabiliriz diye düşünmekten bir gün kafayı yiyeceklerdi. Yavaş adımlarla ona doğru yaklaştım. Herhangi bir hamlede bulunmadı. Beni öldürmeye çalışıyor gibi durmuyordu. Ama benden korktuğu veya çekindiği için uzak duruyor değildi, daha çok umursamıyordu.

"Ne istiyorsun?" dedi bana bakarak.

"Tox değil misin?" dedim kafam karışınca. Tox gibi davranmıyordu, dövüşü de kesinlikle Tox gibi değildi. Soruma omuz silkerek cevap verince gözlerimi kısarak ona baktım. "Seni içeride gördüm." dedim. Bu dediğim onun da ilgisini çekmiş gibiydi. Bana doğru birkaç adım atarak yaklaştı. Şimdi ona daha net bakacak vaktim olmuştu. Kahverengi kısa saçları, köşeli bir çenesi ve kalın kaşları vardı. Yeşil gözleri bana ilgiyle bakıyordu. Tek kaşını kaldırdı. "Esas.." dedi dudak büzerek. Umursamaz bir rahatlığı vardı. Beni tanımadığına neredeyse emindim ki bu da Tox olmadığını kanıtlıyordu. "Ben seni içeride görmedim."

NEW SOLDIERS (The Vampire Diaries - The Originals Fan Fiction) (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin