ANGELIQUE FRAZIER
"Lanet olsun!" dedi Brody kapıyı arkasından kaparken. İçeri girdikten sonra döndü ve kapıyı üç kere kilitledi. "Sanki bir işe yarayacak da." diye söylendi ardından kendi kendine. O bize doğru yürürken ben de neden burada olduğumu anlamaya çalışıyordum. İçinde bulunduğum ortam benden çok daha üst seviye Toxlar içindi, belli ki.
Sağımdaki masaya ellerini yaslayarak hafifçe öne eğilmiş bir şekilde duran Beatrix, odanın öbür tarafına konulmuş deri koltukların sırtında bize doğru oturan Clayton, Beatrix'in masasının önündeki sandalyelere kendini atmış olan Brody ve ben... Ben neden buradayım?
"Luna." dedi Beatrix hırlarcasına birbirine bastırdığı dişlerinin arasından. "En baştan bunu tahmin edebilmeliydik. Josie olayından beri Magdalena'yı savunmaya çalışıyor, bunu tahmin etmem gerekirdi." Beatrix masadan uzaklaştı ve bize arkasını döndü.
"Kendine fazla yükleniyorsun," dedi Clayton odanın öbür ucundan. Bir ayağını yere koyarak destek alırken öbür ayağını da kendine doğru çekmişti. "Bence o bile bu kadar ileri gideceğini düşünmemişti, hem de Liderler buradayken. O yüzden sakin ol. Halledeceğiz bir şekilde." Tam benim orada olduğumun farkında olmadıklarını düşünecektim ki Clayton'ın gözleri Beatrix'in sırtında oyalandıktan sonra bana döndü ve sanki beni rahatlatmak istermiş gibi gülümsedi.
"Çok aptalcaydı. Nasıl böyle bir şey yaptı? Evet, asla harika kararlar veren biri olmamıştı ama Magdalena'yı öldürmesi? Bizi nasıl bir karışıklığın içine sokacağını göremedi mi?" Brody kafasını öne eğmiş ve başını ellerinin arasına almıştı. Sesi son derece boğuk çıkmıştı.
"İstediği de bu değil miydi zaten?" Konuşanın ben olduğunu fark ettiğimde bir an olduğum yerde dondum kaldım. Beatrix'in hala arkası dönüktü ama artık diğer ikili bana bakıyordu. Susmam, konuşmaya devam etmemden daha kötü olacaktı artık. "Geldiğinden beri iyi anlaşamadığınız belli oluyor. Dışarıdan da sizin gücünüze ne kadar imrendiği belliydi. Maggie'yi kurtarmak istemiş olabilir ama kesinlikle olayların buraya geleceğini tahmin etmiştir."
"Angelique ile aynı fikirdeyim." dedi Beatrix. Ben ise şaşkın bir şekilde öyle mi dememek kendimi zar zor tuttum. Beatrix tekrar bize doğru döndü. "Buraya bir şekil değiştiren olarak atandı ama biz burada onun üstüyüz. Bu onun o kırılgan onuruna bir darbe vurmuştur. Ama Toxları parçalayacak noktaya getirmek... Ah cidden, tam bir sür-"
"Peki," dedi Clay, Beatrix'in sözünü keserek "Ama bunun sonucunda ne olacak? Sonuçta Liderler de burada. Onlar ne yapacak? Biz ne yapacağız?
"Olayı çözeceğiz tabii ki. Liderler'in burada olması avantajımıza gibi görünebilir, sonuçta Luna bir suç işledi. Ama bu karışıklığın çözülmesine hiç yardımcı olmayacaklar, hatta olayları çabucak toparlayamazsak biz daha kötü bir duruma düşebiliriz. Sonuçta Toxların gözünde onları biz çağırdık, o yüzden biz sorumluyuz. Aynı zamanda şu Josie olayını tam olarak anlamalıyız. Artık Magdalena suçluysa bile itiraf edemez. O yüzden o olmadan bir şeyler çıkarmalıyız." Beatrix masanın arkasındaki sandalyeyi çekti ve kendisini deri sandalyeye bıraktı.
"Bütün bunları nasıl yapıyoruz peki?" diye sordu Clay. Beatrix'in bunun için bir planı var mıydı yok muydu bilmiyorum ama Beatrix her zamankinden daha ciddi ve güçlü görünüyordu. Endişelenmiyor olması imkansızdı ama yine de bunu asla belli etmiyordu.
"Öncelikle," dedi bana dönerek. "Angelique, şuradaki dalları yakar mısın?" Kalçamı yasladığım büfenin üstünde süs gibi görünen çiçeklerin ve dalların olduğu tası gösterdi. "Çiçekleri takma, lütfen." Daha fazla sorgulamadan söz bile gerektirmeyen oldukça basit bir ateş büyüsü ile dalları yaktım. Bunun üstüne odaya yayılan gücü hissedebiliyordum. "Artık dinlenmeyeceğimize emin olduğumuza göre... İşimize bakabiliriz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEW SOLDIERS (The Vampire Diaries - The Originals Fan Fiction) (Türkçe)
Fiksi PenggemarMystic Falls'ta kabuslar gerçek oluyor. Karanlık gelecek daha da kaçınılmaz hale geliyor. Rayna'dan yeni kurtulan Stefan evine, Mystic Falls'a döndüğünde hiçbir şeyin bıraktığı gibi olmadığını görür. Kasabaya yeni baş belaları gelmiştir. Katheri...