ARIES HOLT
Sandalyesini çeksene, aptal. diye emir verdi bana Arina. Gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum. Yine de niye yaptığımı anlamasam da Heather'ın oturması için sandalyeyi çektim. Heather bana gülümsedikten sonra çektiğim sandalyeye oturdu. Benden bunu beklemiyormuş gibi bir hali vardı.
Şimdi karşısına geç ve otur.
Hadi canım ben de yan masaya oturacaktım. dedikten sonra karşısına oturdum. Heather'a şöyle bir göz attım. Kahverengi saçlarını tek taraftan örmüştü. Yaptığı hafif makyaj sayesinde gözlerinin maviliği daha çok ortaya çıkıyordu. Kalın askılı üzerinde Minnie resmi olan bir tişörtü vardı. Altına da açık renkli bir kot şort giymişti. Ayağında da pembe Converse vardı. Her zamanki gibi çok tatlı görünüyordu.
Bu düşüncelerini onunla da paylaşsan güzel olur. dedi Arina. Anlaşılan beni bu yemek boyunca rahat bırakmayacaktı. Sürekli ne düşündüğünü bilen birinin olması bazen çok rahatsız edici olabiliyordu ama şu an buna ihtiyacım vardı sanırım. Bir iltifat etmem gerekiyordu.
"Çok tatlı olmuşsun." dedim. Gülümserken yanakları hafifçe kızardı. Bu ona ayrı bir tatlılık vermişti. Gülümsüyordu ama ne kadar gergin olduğunu fark edebiliyordum çünkü ben de aynı durumdaydım. Onu rahatlatmanın bir yolunu bulmalıydım.
Tam o sırada garson elinde iki tane menü ile geldi. Önümüze bırakıp hızlıca uzaklaştı. İkimiz de önce çekinerek birbirimize baktıktan sonra menülere uzandık. Tek sayfadan oluşan menü birkaç bölüme ayrılmıştı. Yemeklerin isimlerini anlayamadığım için gözüme en normal görüneni seçtim. Hamburger.
"Bir şeyler seçtin mi?" diye sordum garsonu çağırmak için hazırlık yaparken. Kafasını evet anlamında sallayınca garsonu çağırdım. Garson bir süre oyalandıktan sonra yanımıza geldi. Elindeki defterle masamızın yanında dikildi. Heather'la aynı anda "Hamburger." deyince birbirimize bakıp gülümsedik. Garson kafasını sallayarak not aldıktan sonra masadan uzaklaştı.
Ortama tuhaf bir sessizlik hakim olunca ikimiz de salak salak etrafımıza baktık. Söyleyecek bir şey bulamıyorduk. Göz göze geldiğimiz anlarda da hemen gözlerimizi kaçırıyorduk. Arina şimdi niye yardım etmiyordu? Sandalyeyi çekmemi söylemek kolaydı sıkıyorsa buna bir çözüm bulsun.
Espri filan yap da azıcık o da konuşsun.
Normalde bu kadar esprisi olan ben onun gözlerine bakınca bir tanesini bile hatırlayamamıştım. Bir süre daha suratına aval aval baktıktan sonra aklıma gelen ilk espriyi yaptım.
"Bir fili buzdolabına nasıl sokarsın?" diye sordum. Heather suratıma şaşkın bir şekilde baktıktan sonra gülmeye başladı. Onun güldüğünü görünce ben de gülmeye başladım. Bir süre karşılıklı gülüştükten sonra Heather bana meraklı gözlerle bakarak. "Nasıl?" diye sordu. Tam cevaplamak için ağzımı açmıştım ki Arina kafamdan Eğer o espriyi yaparsan ilişkiniz başlamadan biter. dedi. Ama Heather gözlerime o kadar güzel bakıyordu ki bu konuşmayı yarım bırakamazdım.
"Buzdolabının kapağını açarsın, fili koyarsın sonra da kapatırsın." dedim. İlk başta surat ifadesi değişmedi. İçinden ne kadar aptal olduğumu düşünüyordu büyük ihtimalle.
Yalnız değil, ben de öyle düşünüyorum. dedi Arina. Ama umurumda değildi, gözlerimi Heather'dan ayırmadım. Ağzının kenarı hafifçe yukarı doğru kıvrılmaya başlayınca rahatladığımı hissettim. Birkaç saniye sonra tam anlamıyla bana gülümsüyordu. Ona karşılık vermek için ben de gülümsedim. Bir süre birbirimize öyle baktıktan sonra hamburgerlerimiz geldi. Garson tabakları önümüze koyup gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEW SOLDIERS (The Vampire Diaries - The Originals Fan Fiction) (Türkçe)
FanficMystic Falls'ta kabuslar gerçek oluyor. Karanlık gelecek daha da kaçınılmaz hale geliyor. Rayna'dan yeni kurtulan Stefan evine, Mystic Falls'a döndüğünde hiçbir şeyin bıraktığı gibi olmadığını görür. Kasabaya yeni baş belaları gelmiştir. Katheri...