Bölüm 63

161 16 11
                                    

RHEA BREINER

Herhalde hayatımın en tuhaf saatlerini geçiriyordum. Lizzie, Josie, Caroline ve Klaus'un evimize misafir olmasının ilginç olabileceğini düşünmüştüm, sıkıcı olabileceğini değil. Yanımda oturan Arina'ya baktığımda onun da ciddi anlamda sıkıldığını fark ettim. Arina bile sıkıldıysa artık dünyanın sonu gelebilirdi.

"Koydukları kurallar katıydı, evet, ama bazen kurallara uymadığımızı biliyorlardı ve buna rağmen bize laf etmediler. Bu da bir şeydir yani." dedi Lizzie, Caroline'ın sorusuna cevap olarak. Evet, anlıyorum Caroline ikizlerinin neler yaşadığını merak ediyordu ama bu konuşma daha ne kadar uzayacaktı. Lizzie ve Josie bile sıkılmıştı. Her ne kadar Lizzie, Caroline'a olan sevgisinden ve saygısından dolayı laf etmeyecek olsa da, Caroline'ı gıdım umursamayan Josie'nin laf etmesi işten bile değildi.

Caroline anlayışla kafasını sallarken neden bu aile buluşmasının bizim evde yapıldığını anlamaya çalıştım. Belki Stefan onları çağırmıştı, gerçi Arina da olabilirdi. İkisi de ikizlerle oldukça ilgileniyordu. Stefan onları küçüklüğünden tanıyordu ve Arina ise sanırım ikiz oldukları ve Caroline'ın çocukları olduğu için oldukça ilgiliydi.

Damon ile göz göze geldiğimde elini silah yapıp kendi kafasına doğrulttu. Gülümsediğimde ise bana imalı bir bakışla karşılık verdi. Bu evde sıkılmayan bir insan kalmış mıydı? Stefan bile yavaş yavaş hayattan bezmeye başlamıştı.

Telefonumun titremesiyle elimi cebime sokup telefonumu çıkardım. Mesajı görünce ise gülümsemem istemeden de olsa arttı.

Gönderen: Parker

Gelmen için illa birilerini kaçırmam mı gerekiyor?

Şu an Kai'ın yanında olmayı o kadar isterdim ki, burada sıkıntıdan patlamaktansa ona sarılıp sohbet etmeyi. Bu hala bana çok tuhaf geliyordu. Kai ile ilgili bu tarz hayaller kurabilmek... Onu ilk gördüğümde içim bir tuhaf olmuştu ama o an bunun sebebinin bu şekilde bir şey olduğunu düşünememiştim.

Kime: Parker

Onu bilmem ama bana tişört alman gerekiyor. Sonuncusunu yırtmıştın hatırlarsan.

Gülümsememi saklamaya bile çalışmadım. Kai ile ilgili olanları saklamak konusunda suçluluk hissediyordum ama yine de onlara söylemeyecektim. Kesinlikle olmazdı.

Kafamı telefondan kaldırdığımda Josie bana bakıyordu. Bakışlarında aynı anda hem bir soğukluk hem de bir öfke vardı ve kardeşinden ayrılan nokta da buydu. Evet Lizzie'nin bakışları içinizi ısıtmıyordu ama içten içe bir şeyler vardı. Josie'nin bakışları ise alev alev yanıyordu. Nasıl bu kadar farklı olabiliyorlardı?

"Ben mutfağa gidiyorum." dedi sıkılmış bir ses tonuyla Arina. Ben de onun peşinden ayağa kalktım ve kimseye açıklama yapmadan bu sıkıcı ortamdan uzaklaştım. Tam o sırada Josie de ayağa kalktı, bütün bakışlar ona dönünce omuz silkti. "Mutfağa gidiyorum." dedi soğuk bir sesle. Sorgulanmak hoşuna gitmemişti belli ki.

Mutfağa girdiğimizde Arina direkt buzdolabına yöneldi. Ben de en yakındaki sandalyeye oturdum. Josie bir süre ayakta kaldı, sonra ise karşımdaki sandalyeye oturdu. "Gizli bir sevgili, ha?" dedi Josie yan bir gülümseme ile.  Neredeyse içmekte olduğum su yüzünden boğulacaktım. Böyle bir şeyi nereden biliyor olabilirdi ki. Kai'dan öğrenmiş olabilir miydi ki? Sonuçta ona zarar vermek için kaçırmamıştı Kai onu. Sıkıntıdan boşboğazlık etmiş olabilir miydi? 

Nereden öğrendiğini şu an umurumda değildi ama bunu bilerek yapıyordu. Arina'dan sakladığımın, herkesten sakladığımın, farkındaydı. Ah, beni zor duruma sokmaktan ne kadar da eğlenmişti. Beni baştan aşağı süzerken tehditkar bakışları hiç değişmedi. Ama ben de bakışlarına karşılık verdim. Her ne kadar içten içe nasıl bildiğini merak etsem de.

NEW SOLDIERS (The Vampire Diaries - The Originals Fan Fiction) (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin