BONNIE BENNETT
Tabakları krem rengi masa örtüsünün üstüne yerleştirirken hala gergindim. Tuhaf bir ortam olacaktı, o kesindi, o yüzden tek amacım herhangi bir kavga yaşanmadan bu geceyi atlatmaktı. Aslında bir yandan da heyecanlıydım, Caroline kadar olmasa da ben de herkesin dertlerinden uzaklaşıp eğlenebileceği bu akşamı içten içe iple çekiyordum. Ama dediğim gibi bu insanların sağı solu belli olmuyordu, o yüzden de heyecanlı olduğum kadar endişeliydim de.
Tabakları yerleştirmeyi bitirdiğimde çatal ve bıçakları masaya koymakta olan Damon'a baktım. O bile heyecanlıydı, herkes bu akşamın güzel geçmesi için uğraşıyordu. Siyah tişört ve siyah bir pantolon giymişti. Kıyafetlerinden pek öyle görünmese de saçının şeklinden onun bile ne kadar özendiğini anlayabiliyordunuz bu gece için. Tabii daha önce ondan görmediğim bir ciddiyetle çatalları yerleştirmesinden de anlayabilirdiniz.
Üstüme siyah ince çizgileri olan beyaz, hafif bol bir gömlek giymiştim. Altımda da kumaş kemerli, siyah bir pantolon vardı. Birkaç tutam saçımı önde bırakacak şekilde saçımı at kuyruğu yapmıştım. Doğrusunu söylemek gerekirse bu akşam giyeceğim kıyafete karar vermek çok zor olmuştu benim için. Ne çok abartılı ne de çok salaş olmalıydım. Enzo'ya küçük bir sinir krizi geçirttikten sonra ise bu kombinde karar kılmıştım.
"Bana destek olmak yerine köstek olacaksan mutfağımdan çık."
Caroline'ın Stefan'a bağırışı üzerine Damon da kafasını kaldırdı. Göz göze geldiğimizde ise gülümsedi ve "Sen bir bak istiyorsan, Caroline sanki biraz stresli." dedi. Kafamı salladıktan sonra masada bir eksik olup olmadığını kontrol ettim. Damon kırmızı peçeteleri yerleştirdikten sonra artık aperatifleri yerleştirmeye başlayabilirdik.
Hızlı adımlarla mutfağa gittiğimde Stefan, Caroline'dan uzak bir yerde salatayı sosluyordu. Caroline ise bir yandan tavukları baharatlıyor, bir yandan da kanepelere kürdan saplıyordu. Ne kadar stresli olduğu kürdanları saplayışından belli oluyordu.
Yere kadar uzanan salaş, kırmızı ve üstünde beyaz çiçekleri olan eteğinin yan tarafındaki hafif yırtmaç ona mutfakta koşuşturmak için rahatlık sağlıyordu. Üstüne düz, beyaz bir tişört giymişti ve sadeliği gidermek için taktığı kırmızı kolye her koşuşunda sağa sola sallanıyordu. Neyse ki ayakkabı olarak beyaz spor ayakkabı giymişti, topluklu bir ayakkabıyla bu kadar şeyin altından kalkamayabilirdi. Saçlarını mutfaktaki kalemle topuz yapmıştı ama topuzun neredeyse yarısı açılmıştı.
Kürdanları saplamayı bitirdikten sonra Stefan'ı kontrol etmek için arkasını döndü ve beni gördü. Hafiften gülümsedi. "Bonnie fırındaki kek kabarmış mı bir bakar mısın?" Tek kelime etmeden hızlı adımlarla fırının yanına gittim. Bu sırada Caroline, Stefan'ın yavaşlığıyla ilgili söyleniyordu. Bu mutfaktaki neredeyse her şey onun eseriydi, biz sadece ucundan tutmuştuk birkaç şeyin. Ama o da öyle istemişti zaten, bize pek güvenmiyordu galiba yemek konusunda. Gerçi ona Fransa'dayken öğrendiğim birkaç atıştırmalık şeyi yapabileceğimi söyleyince mutfağa girmeye hak kazanmıştım.
"Kabarmış sayılır."
Kafasıyla beni onayladıktan sonra kızartmakta olduğu patates toplarına geri döndü. Ben de yapılacak bir şey olup olmadığını anlamak için etrafa bakınmaya başladım ama her şey bitmişti sanırım.
O sırada içerideki işini halletmiş olan Damon da aramıza katılmıştı. Stefan'la kısa bir süre bakıştılar, Damon onun haline gülünce Stefan da gözlerini devirdi. "Neleri içeri götüreyim?" diye sordu Damon, bakışlarını Stefan'dan Caroline'a çevirerek. Caroline ise gözlerini ocaktan ayırmadan cevap verdi. "Kanepe, pretzel, nachos, sosis çubukları... Ya işte, Stefan eğer salatayı soslamayı bitirdiyse her şeyi götürebilirsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEW SOLDIERS (The Vampire Diaries - The Originals Fan Fiction) (Türkçe)
FanficMystic Falls'ta kabuslar gerçek oluyor. Karanlık gelecek daha da kaçınılmaz hale geliyor. Rayna'dan yeni kurtulan Stefan evine, Mystic Falls'a döndüğünde hiçbir şeyin bıraktığı gibi olmadığını görür. Kasabaya yeni baş belaları gelmiştir. Katheri...