ANGELIQE FRAZIER
"Onları sadece bir mahkeme için çağırmıştık ama şu halimize bak, üçüncü defa, o odaya doğru, Liderler'in önüne oturmak için yürüyoruz." dedi hemen önümde yürüyen Beatrix, yanındaki Brody'ye. Brody kıkırdadı. "Gülme." dedi Beatrix ama kendisi de gülüyordu.
Yanımda yürüyen Clay'e baktım. Onun hemen yanında ise Kady vardı. Kızıl saçlarını önden iki örgü yapıp arkada birleştirmişti ve saçının arkası salıktı. Onu son gördüğümden beri toparlanmıştı. Şimdi güçlü ve korkulması gereken bir Tox gibi duruyordu. Kırılganlığını, üzüntüsünü bir yere saklayıp sıkıca kilitlemişti.
Clay, Nolan'a da onlara katılmasını söylemişti ama Nolan kesinlikle kabul etmemişti, o Josie ile kalacaktı. Kendisi bilirdi. Toplantı salonunun önündeki geniş alana gelince durduk. Birçok Tox etrafta geziniyordu. Midnight, Will ve Kat deri koltuklarda yayılmış beni bekliyorlardı.
Onlar başarmıştı. Kady, Nolan ve Maggie'nin yapamadığını başarmıştı. Beni Tox yapmışlardı ve bu konuda o kadar başarılı olmuşlardı ki artık gerçek ailemi biliyor olsam bile gitmek istemiyordum. Lizzie bunu öğrendiği andan itibaren kaçmak için plan yaparken ben kalmak için kendi kendime bahaneler uyduruyordum. Clay, hafifçe kolumu tuttu ve bana baktı. O da benim düşündüğümü düşünüyormuş gibi bir aileme bir de bana baktı sonra hafifçe gülümsedi ve onların yanına gitmem için beni bıraktı.
Ben de minik ama içten bir gülümseme ile karşılık verdikten sonda yanından ayrıldım ve deri koltuklara doğru gittim. Midnight, gece kadar koyu siyah saçlarını at kuyruğu yapmıştı ve bol pantolon ile siyah bir gömlek giymişti. Kat ise buradaki her ciddiyetle ilgili Tox kuralına meydan okurmuş gibi lacivert saten askılı bir elbise giymişti. Dizlerinin altına gelen elbisenin tehlikeli noktalara ulaşan bir yırtmacı vardı. Koltuğa yayılmış olan Kat bu yırtmaç ile çıplak bacaklarını ortaya çıkarmaktan korkmuyordu. Sarı pembe saçları ise dalgalar haline omzuna düşüyordu. İki kadın da nefes kesici duruyordu.
"Şu sıralar çok yakınlaştınız" dedi Will, çenesiyle Clay, Brody ve Beatrix'i işaret ederek. Koyu renkli bir takım elbise giymişti. "Bunu kıskansam mı yoksa senin için sevinsen mi bilemiyorum." Kaşlarını kaldırdı ve yamuk bir gülümseme attı bana.
"Neden ikisi de olmasın?" dedi Kat. Koyu makyajlı gözleri beni süzdü. Benim gelecekte önemli bir yere geleceğimi düşünmeleri... Toxlar ile kalsam bile onlara ihanet etmiş biri olarak asla öyle bir pozisyona geçemezdim. Toxlar bundan, benden, daha iyisini hak ediyorlardı. "Sadece yukarılarda takılırken bizi unutmasan iyi edersin." Bunu öylesine mi söylemişti yoksa tehdit miydi, emin değildim. Ama yine de gülümseyerek karşılık verdim.
"Şaka bir yana," dedi küçük grubumuzun başı olan Midnight. "Dikkatli ol. Şu sıralar başımızdaki kişilerin bile bir ayağı çukurda. Kiminle takıldığını dikkatli seçmelisin." Bunu aslında ben onlara söylemeliydim. İhanetim ortaya çıktığında, çıkıp çıkmayacağı tartışma konusu değildi zamanı öyleydi, benden sorumlu kişiler oldukları için onlar da kötü duruma düşeceklerdi. Belki Maggie, Nolan ve Kady kadar değil ama şimdi benimle duydukları gurur tuzla buz olacaktı.
Tabii ki bunların hiçbirini söylemedim, sadece yutkundum ve başımı sallayarak onayladım. Toxlar toplantı salonuna girmeye başlamıştı. Biz de onları takip ettik. On beş dakika sonra Brodyler, yirmi dakika sonra da Liderler yerleşmişti.
Bu sefer Mahkeme'yi açan kişi James yerine Willow'du. James'in açılışına benzer bir açılış yaptıktan sonra konuşmaya devam etti. "Önce sahneye Luna Trambley'i çağırıyoruz." Brody ve Beatrix'in yanında oturan Luna kalktı ve daha önce Magdalena'nın oturduğu yere gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEW SOLDIERS (The Vampire Diaries - The Originals Fan Fiction) (Türkçe)
FanfictionMystic Falls'ta kabuslar gerçek oluyor. Karanlık gelecek daha da kaçınılmaz hale geliyor. Rayna'dan yeni kurtulan Stefan evine, Mystic Falls'a döndüğünde hiçbir şeyin bıraktığı gibi olmadığını görür. Kasabaya yeni baş belaları gelmiştir. Katheri...