Bölüm 14.2

439 37 4
                                    

JAC O'DONNEL

"Burada olduğundan emin misin?" dedi Grey küçük kulübeye bakarak. "Öbürlerinin buraya baktığını söylemiştin."

"Evet ama onların ana hedefleri tabut değildi. Ayrıca doğru yerlere bakmadılar. Şurayı görüyor musun?" dedim bulunduğumuz noktadan biraz daha ileride duran ve yer altına açılan kapıyı göstererek. "Orası, onların girdiği giriş. Ama o tarafta bulamadılar. Çünkü sadece çok küçük bir kısmına bakabildiler. Yer altının orta noktası, kısaca her yere ulaşabileceğimiz nokta, kulübe. Onlar kulübenin bu kadar uzağından yer altına girerek, çoğu yeri atlamış oldular. Kısaca onlar, yer altının bir kısmına bakabildiler. Bizim yapacağımız şey ise yer altının öbür tarafına geçmek."

Kulübeyi ve yer altına açılan girişi inceledikten sonra kafasını sallayarak onayladı. Hala tereddütte olduğunun farkındaydım. Daha önce buraya sekiz kişi gelmişlerdi ve yine de çok başarılı oldukları söylenemezdi ama biz farklıydık. Onlar sekiz kişi bilgisiz olarak gelmişlerdi. Bizim için durum farklıydı. İki kişi olabilirdik ama ikimiz de Toxlar hakkında bilgi sahibiydik. Onları uzun süredir takip ediyorduk. Grey'in şekil değiştiren olduğundan bahsetmiyorum bile.

"Peki kulübe dışında bir girişi var mı?" diye sordu ormandan çıkıp kasabanın içine girdiğimizde. Bugün içeri girmek mantıklı gibi gelmemişti. En azından akşama kadar bekleyecektik. Havanın karanlık olması bile, kaçmamız gerekirse bize yardımcı olurdu.

"Bilmiyorum. Biraz araştırmamız gerekebilir. Ama o kadar yaklaşmamız pek iyi olmayabilir." Grey Tox olabilirdi ama o çok önceydi. Yeni nesil Toxların gelişmiş özelliklerine sahip değildi. Zamanla Toxlar, vampirleri ve kurtadamları geliştirmek için çeşitli deneyler yapmışlardı ve sonuçlar gerçekten iyiydi. Kızları kurtarmaya çalışırken boynunu kırdığım vampir gibi, yarım saatte iyileşmesi gerekirken iki dakikada iyileşiyordu. Ayrıca normal bir vampirden çok daha hızlıydılar.

"Pekala, o zaman kulübeden mi gireceğiz?" diye sorduğunda kafamı sallayarak onay verdim. En mantıklısı buydu. Başka bir giriş aramak vakit kaybıydı. Bulsak bile her yere bakamayabilirdik.

"Tam olarak emin değilim ama sen herhangi bir Tox'un şekline girip içeri girebilirsin. Benim de bir şekilde içeri girmem gerekiyor."

"Tamam," diyerek beni onayladıktan sonra bir süre düşündü. "Brody," dedi ve kim olduğunu anlayıp anlamadığımı görmek için bana baktı. Brody, buradaki iki şekil değiştirenden biriydi. Aretha'dan sonra en önemli kişi de denilebilirdi. Onaylayarak kafamı salladım. "Brody, içeriye istediği kişiyi sokabilir. Toxlar ona çok fazla soru sormaz. Onun şeklinde girebilirsem, içeride de rahatça gezebilirim."

"Peki, onu görmen ya da ona dokunman gerekiyor mu?" diye sordum endişe ve merak içinde. Plan şu anlık gayet mantıklı ve kolay görünüyordu. Brody işimize yarayabilirdi. Tabii eğer ona dokunması gerekiyorsa işler değişirdi.

"Görmem yeterli olur. Herhalde." Sinirle gözlerimi açarak ona baktım. Herhalde mi? İşimizi şansa bırakamazdık. Brody'yi nasıl bulacağımız bile ayrı bir meseleydi. Gülümseyerek bana bakınca, daha da sinirlendim.

"Neden gülüyorsun?" dedim hafifçe omzuna vurarak. Vurmaya çalışarak. Yumruğumu havada yakaladı ve elimden tutarak beni kendine doğru çekti. Kurtulmak için kolumu çektim ama bir vampire karşı hiçbir şansım yoktu. Kafamı kaldırıp gözlerine bakınca aslında çok yakın olduğumuzu fark ettim. Sıcak, ve sigara kokan, nefesini yüzümde hissedebiliyordum. Yeşil gözleri yüzümde gezinirken kolumu tekrar çekmeyi denedim. Bu seferde ise daha kolumu daha sıkı tuttu.

"Dalga geçiyorum. Sadece görmem işe yarayacak merak etme." dedi gülümseyerek. Ben bir şey söylemek için ağzımı açtığım anda beni elimden tutarak kendi etrafımda döndürdü. Bir anda kendimi karşıya bakarken buldum, o da kolunu omzuma atmıştı. Yolda öylece ilerliyorduk.

NEW SOLDIERS (The Vampire Diaries - The Originals Fan Fiction) (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin