RHEA BREINER
"Böyle olmayacak." dedi Judd, bulduğumuz bir toplantı odasına girip sıradaki hareketimizi düşünürken. Ophelie, bizi kapıya götürmüştü ve kapının orada bizi bekleyen Grey ile birlikte aşağı inmiştik. Ophelie'yi orada bırakmak istememiştim. Aradan üç yüz elli yıldan fazla geçmişti ve konuşacak çok fazla şey vardı. Sadece yirmi dakika kesinlikle yeterli olmamıştı. Ama devam etmek zorundaydık. Çukur'da geçirdiğimiz her dakika bizi daha çok tehlikeye sokarken, Josie'yi Çukur'a daha çok yaklaştırıyordu. "Çok vakit kaybediyoruz."
"Daha iyi bir fikrin varsa söyle?" dedi Kai, iki elini masaya yaslayıp Judd'a tek kaşı havada bir şekilde bakarken. Judd geri adım atmadı. Eliyle saçlarını geriye attı ve Kai'ın bakışlarına karşılık verdi. Ben de Judd'ın yanına oturmuş açıklama yapmasını bekliyordum. Grey ise kenarda duvara yaslanmıştı. Ophelie ile konuştuğundan beri sinirleri daha da bozulmuş gibiydi. Onunla da bir ara bu konuda konuşmamız gerekeceğini biliyordum. Hem Ophelie'nin hala yaşıyor olması konusunda, hem Ophelie'nin ona ne söylediği konusunda hem de hastalığı konusunda ama şimdi değildi. Şu an zamanı değildi.
"Var. Ayrılalım." Ben ona ters bir bakış atarken Kai itiraz etmek için ağzını açtı ama Judd onu durdurdu. "Evet, çok tehlikeli ve bunu daha önce de konuştuk, biliyorum ama şöyle bir şey var ki; Josie'yi oradan çıkardığımız an alarmlar çalışacak ve güvenlik seviyesi arttırılacak. Bu da Lizzie'yi çıkarmamızı tehlikeye atabilir."
Aslında... Dediği şey mantıklıydı?
"Haklı." dedi Grey durduğu yerden, sanki bu olayın onunla hiç ilgisi yokmuş gibi umursamaz bir sesle. "Ben de bunu düşünüyordum. İkisini aynı anda çıkarmalıyız yoksa işimiz daha zor olacak."
"Bunu daha önce düşünmedik mi zaten?" diyerek itiraz ettim, başımı hafifçe arkaya eğip Grey'e bakarken. Bana baktı ama gözleri tam olarak bana odaklanmıyordu. Arka planda düşündüğü bir şeyler vardı. Dediklerime tam dikkatini vermiyordu bile. "Ama sonunda bir arada durmanın daha güvenli olacağına karar verdik."
"Evet," dedi Grey sakin bir şekilde dediklerimi onaylayarak. "Ama Ophelie ile konuştuktan sonra, Rhea, bunun daha güvenli olacağını düşünmeye başladım. Josie ne durumda bilmiyoruz, Josie çıktıktan sonra Lizzie'nin yerini değiştirirler mi bilmiyoruz. Risk almayacağız." Haklı olduğunu biliyordum. Söylediği şeyler mantıklıydı ama şimdiye kadar güzel bir şekilde işleyen planımızı hiçbirimizin fikrini sormadan değiştirdiği için sinirlenmiştim. Ophelie ona ne demiş olabilirdi ki? Yine ikisi birlikte benden ne saklıyorlardı?
"Grey, belki de öğrendiğin şeyleri bizimle de paylaşırsan birlikte karar verebiliriz. Ne dersin?" Bunu söylerken bile kızacağını biliyordum. Grey'e her zaman güveniyordum. Bazen bize söylemese de kendince sebepleri olduğunu ve ne olursa olsun beni koruyacağını da biliyordum ama yıllar önce, Ophelie öldüğünde ikisi benden bir şeyler sakladıkları için parçaları birleştirememiş ve her şeyi batırmıştım. Şimdi Ophelie tekrar gelmişti ve Grey yine bir şeyler saklıyordu. Bu bir şekilde beni sinirlendirmişti ve bu sefer beni bu şekilde bırakmalarına izin vermeyecektim. Kızacağını bilsem de korkmuyordum ve kesinlikle geri adım atmıyordum.
Grey, bakışlarını bana çevirmedi bile. Ama elinde çevirip durduğu sigara paketini sıktı, bu hareketi öbürlerinin gözünden kaçabilirdi ama benimkinden asla. "Hayır." Cevabı basitti ama sesi dondurucuydu.
"Bu plana birlikte giriştik." dedim ben de bir elimle masadan destek alıp ayağa kalkarken. "Şu noktada bizden bir şey saklamanın durumumuza yardımcı olacağını düşünmüyorum." Ses tonum oldukça sakindi, tam da onu kışkırtacak şekilde. Grey tam arka çaprazımda kaldığı için onu göremiyordum ama ona doğru dönmeden önce kendimi bakışlarına karşılık vermek için hazırladım ve arkamı döndüm. Tahmin ettiğim gibi durduğu köşenin gölgeleri arasında bir çift mavi yeşil göz bana bakıyordu. Dişlerimi sıktım ve ben de aynı sertlikle karşılık verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEW SOLDIERS (The Vampire Diaries - The Originals Fan Fiction) (Türkçe)
FanficMystic Falls'ta kabuslar gerçek oluyor. Karanlık gelecek daha da kaçınılmaz hale geliyor. Rayna'dan yeni kurtulan Stefan evine, Mystic Falls'a döndüğünde hiçbir şeyin bıraktığı gibi olmadığını görür. Kasabaya yeni baş belaları gelmiştir. Katheri...