ANGELIQUE FRAZIER
Yüzüme gelen güneşin sıcaklığı ile uyanıp gözlerimi açtığımda nerede olduğumu anlayana kadar çevreme bakındım. Toxlardan kaçıp Deveraux'nın evine saklanmış olduğum bundan hemen sonra aklıma geldi. Yatakta doğruldum ve odama bir göz attım. Sabah ışığında küçük olmasına rağmen, oldukça ferah duruyordu. Ellerimi havaya kaldırarak gerindim ve ardından yataktan kalktım. Pijamalarımı çıkarıp tayt ve basit bir tişört giyerken aşağıdan Lizzie ve Deveraux'nun sesini duyabiliyordum. Aralarından market ve yiyecekler ile ilgili bir şeyler tartışıyorlardı.
Onların sesleri eşliğinde odamadan çıktım, merdivenlerden indim. Daha ben salona giremeden Deveraux'nun sesi duyuldu. "Günaydın Angelique." İçeri girdiğimde ise Deveraux'nun dediğini duyduktan sonra konuşmayı kesen Lizzie, oturduğu taburenin üstünde bana doğru döndü ve samimi bir gülümseme ile tekrarladı. "Günaydın, Ange."
Mutfakta oturmuş yemeklerden tartışıp kahvaltı hazırlamış olan ikiliye baktım. Lizzie taburede oturuyor, Deveraux da mutfak tezgahının öbür tarafında ayakta duruyordu. Tezgahın üstünde ise biri boş, biri dolu iki tabak ve iki bardak vardı. Hala gözlerini benden ayırmayan Lizzie ve Deveraux'ya ister istemez gülümsedim. Toxların yanında kalırken sabahlar asla bu kadar... Sakin ve huzurlu olmazdı. "Günaydın."
"Gel, kahvaltı yap." dedi Lizzie boş tabağı göstererek. O bunu söylerken Deveraux dönüp ocağın üstünde duran tavayı aldı ve içinde kalan omletin son parçasını boş tabağa koydu. İtiraz etmeden gidip Lizzie'nin yanına oturdum. Şimdi Lizzie'nin tezgahın üstünde duran paketten birkaç parça jambon koyduğu tabağımın yanında da hala dumanları tüten bir bardak duruyordu. "Ekmek ister misin?" diye sordu Lizzie.
Başımı sallayarak onayladım. "Sen yemiyor musun?" diye sordum Deveraux'ya. Deveraux cevap vermeden önce tavayı ocağın üstüne geri bıraktı ve tezgahın üstünden içinde minik yuvarlak ekmeklerin olduğu sepeti alıp yanımıza getirdi.
"Hayır, yedim ben." dedi. Ardından önce beni, sonra Lizzie çabucak süzdü. "İşim var, çıkmam gerekiyor." diye ekledi. Lizzie bunun üstüne sadece omuz silkmekle yetindi, belli ki ben uyanmadan önce bu konuda konuşmuşlardı. Yine de Deveraux cevap beklercesine ona baktı ama Lizzie'nin gözleri tabağındaydı. Bundan sonra oluşan sessizlik sadece benim için mi tuhaftı yoksa ikisi de bunu hissetmişler miydi, bilemiyordum.
"Toxlar ile mi ilgili?" diye sordum, beni rahatsız eden sessizliği bozmak için. Deveraux benim sorumla birlikte gözlerini Lizzie'den ayırdı ve bana baktı. Ama bir şey demek yerine sadece başını sallayarak onayladı. Ardından da tezgahın etrafından dolanıp salondan çıktı ve bir süre sonra da sokak kapısının açılıp kapanma sesi duyuldu.
Şimdi burada yaşamanın en tuhaf tarafının Deveraux ya da Lizzie ile aynı evde kalmaktansa Lizzie ve Deveraux'nun arasında kalmak olacağını fark ettim. Deveraux çıktıktan sonra Lizzie bakışlarını tabaktan kaldırdı ve mavi gözlerini bana çevirdi. İçeri girdiğimden beri ilk defa ona düzgünce bakma şansım olmuştu böylece.
Kesinlikle Çukur'dan çıktığımızdan daha iyi görünüyordu. Gülümsemesi soluk olsa da samimiydi ama yüzündeki sakin ve mutlu ifadeye rağmen gözlerindeki üzüntü hala belliydi. Zaten ne kadar olmuştu ki? Bu kadar çabuk toparlamasını beklemiyordum, bekleyemezdim.
"Rahat uyuyabildin mi?" diye sordu Lizzie, benim onu incelediğim gibi beni incelerken. Dün akşam eve geldikten sonra beraber çok fazla zaman geçirememiştik. Lizzie ile beraber Rhea da gelmişti. Dört kişi biraz otursak da önce Lizzie odasına gitmişti sonra da ben. Dertleşecek vaktimiz olmamıştı yani.
"Evet," dedim ben de çatalımla bir parça yumurta alırken. Tam olarak doğru sayılmazdı. Tabii ki, fiziksel olarak rahattım. Sonuçta yatak şaşırtıcı derecede yumuşaktı ama zihnim bir türlü durmuyordu. Aklım sürekli Midnightlarda ya da Clay'deydi. Artık geri dönüş şansım olmadığı için onları düşünmemeye çalışıyordum ama yine de gece olduğunda ve uyumak için yattığımda aklım oraya kayıyordu istemsizce.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEW SOLDIERS (The Vampire Diaries - The Originals Fan Fiction) (Türkçe)
FanfictionMystic Falls'ta kabuslar gerçek oluyor. Karanlık gelecek daha da kaçınılmaz hale geliyor. Rayna'dan yeni kurtulan Stefan evine, Mystic Falls'a döndüğünde hiçbir şeyin bıraktığı gibi olmadığını görür. Kasabaya yeni baş belaları gelmiştir. Katheri...