Bölüm 47

218 24 7
                                    

STEFAN SALVATORE

Dışarıda kar hafifçe yağarken ben şöminenin önünde oturmuş kitabımı okuyordum. Evin içindeki tatlı telaş yerini kısa sürecek bir rahatlığa bırakmıştı. Rhea'nın evden çıkmasıyla süslemeye başladığımız ev şimdi planladığımızdan da güzel gözüküyordu. Pasta bile hazır bir şekilde masanın üstünde erimeye yüz tutarcasına Rhea'yı bekliyordu. Ona doğum günü hediyesi olarak aldığımız kocaman peluş ayı da salonun tam ortasında duruyordu.

Arina mutfaktan çıkıp yavaş adımlarla yanıma geldi ve oturdu. Kafamı yavaşça kitaptan kaldırıp ona baktım. Omzuna kadar gelen kahverengi ama uçları artık sarı olan saçlarına maşa yapmıştı. Sade makyajı açık pembe kazak elbisesiyle uyum içindeydi. Bana gülümsediğinde içim bir tuhaf oldu, gülüşündeki farklılık tekrar suratıma çarpmıştı.

Arina yıllar içinde o kadar çok değişmişti ki. On beş yıl önce tanıştığım o genç kız gitmiş, yerine çok hoş bir kadın gelmişti. Ama ruhu neredeyse hiç değişmemişti, hala o tatlı kızdı. Sadece biraz eksikti, bir şeyler tam değildi. Aries öldüğünden beri böyleydi. Gülüşü bile artık eskisi gibi değildi.

"Sence bu sene Rhea Judd'ın hediyesini açacak mı?" diye sordu meraklı bir sesle. Pastanın yanında duran küçük hediye paketine baktım. Ben de bunu merak ediyordum. On beş yıl önce Toxlarla ciddi bir savaşa girmiştik ve sevdiğimiz birçok kişiyi kaybetmiştik. Her şey bittiğinde ise herkes rahatlamıştı. Rhea, her zamanki gibi tüm gününü o zamanlar en iyi arkadaşı olan Judd'la geçirmeye devam etmişti. Ta ki bir gün Judd kimseye haber vermeden çekip gidene kadar. O günden beri kimse bu evde onun adını anmıyordu yoksa Rhea gelip sizi türlü işkenceler yapmakla tehdit ediyordu. 

Tabii Judd her sene Rhea'nın kendi kendine ilan ettiği doğum gününde ona hediyeler göndermişti ama Rhea onların suratına bile bakmadan direkt çöpe atmıştı. Bu sene kapımızda yine Judd'dan gelen bir hediye bulduğumuzdan beri hepimizin aklında aynı soru vardı.

O sırada Damon salona girdi ve kendini en yakındaki koltuğa bıraktı. "Bu senenin diğer senelerden ne farkı var ki? Bence bu sene de direkt çöpe yollayacak hediyesini. Zavallı kurtçuk Judd, yaşlanmıştır da o. Kim bilir belki de sayılı günleri kalmıştır." 

Arina'nın öksürmesiyle Damon cümlesini yarıda kesti ve Arina'ya baktı. "Ama tatlım sen yaşlanmadın, sen büyüdün. Arada fark var." dedi her zamanki ukalalığıyla. Arina gülümsedi ve önce bana sonra Damon'a baktı.

"Bence bu sene açacak hediyeyi." dedi kendinden emin bir şekilde. Damon bunun üzerine minik bir kahkaha attı, ayağa kalktı ve Arina'nın oturmakta olduğu yere doğru bir adım attı.

"İddiaya girelim o zaman." dedi meydan okuyan bir tavırla. Arina da Damon'ı taklit ederek ayağa kalktı ve "Nesine?" diye sordu.

Damon bir şey demek için ağzını açmıştı ki biri kapıya vurmaya başladı. Rhea gelmişti. Hemen kitabımda kaldığım sayfanın kenarını kıvırdım ve ayağa kalktım. Damon ise çoktan masanın üstünde duran pastanın mumlarını yakmaya başlamıştı.

"Açsanıza kapıyı." diye bağırdı Rhea bir yandan da kapıya vurmaya devam ederek. Arina masanın yanında duran konfetiyi aldıktan sonra Damon'a baktı. Damon mumları yakmayı bitirince bana baktı ve kafasını onaylarcasına salladı. Ben de vampir hızıyla kapıyı açıp tekrar yerime döndüm. Arina'nın konfetiyi patlatmasıyla üçümüz de aynı anda "Sürpriz!" diye bağırdık.

Arina'nın patlattığı konfetinin içinden çıkan renkli kağıtlar yere doğru düşerken Rhea yapmacık bir şaşkın ifadeyle elleriyle ağzını kapattı. Sarı uzun saçları Arina'nınkinin aksine hala uzundu. Sürdüğü kahverengimsi ruju dışında suratında neredeyse hiç makyaj yoktu. Beyaz salaş bir elbisenin üstüne açık kahverengi bir kazak giyip ucuna düğüm atmıştı. Dizinin altında biten kahverengi çizmelerinin içine beyaz, dizinin üstüne gelen ve buruşuk bir şekilde duran bir çorap giymişti. Şu on beş yıl içinde Arina ne kadar değiştiyse Rhea da o kadar değişmemişti. 

NEW SOLDIERS (The Vampire Diaries - The Originals Fan Fiction) (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin