Kapı alacaklı gelmiş gibi çalınca sinirle kapıya gittim.
Çalmaya devam etmesi kapıyı çalanı öldürme isteği oluşturmuştu.
Kapıyı açtığımda karşımda gördüğüm Gizem'e baktım.
"Ne var?"
Ağlamış olmalıydı. Gözleri kıpkırmızı olmuştu.
"Annemiz ölmüş!"
"Biliyorum."
"Annemiz öldü nasıl böyle sakin konuşabiliyorsun?" diye bağırdığında sinirlenmemek için kendimi tuttum.
"Neden bana geldin? Büyücü değilim. Annemi geri hayata döndüremem." dedim.
Gizem, "Ağla biraz, Gamze! Üzül! Annen öldü!" diye bağırdı.
Biraz daha bağırmaya devam ederse yüzüne bir güzel yapıştıracaktım.
"Ağlamıyorum diye üzülmediğimi nereden çıkardın? Şimdi bana daha fazla bağırma ve defol git."
Gizem içeri girmeye çalışınca omzundan tutup onu dışarıda bıraktım.
"Ağlayacak bir omuz arıyorsan babana git. Seni çekemem. Annem öldü."
"Babamız!"
Sinirle Gizem'i dışarı ittirdim. İstemediğim kadar güçlü ittirmiş olmalıyım ki yere düştü.
"O herif benim babam, sen kardeşim değilsin. Annem ölmüş, beni rahat bırakın."
Kapıyı suratına kapattıktan sonra mutfağa gittim.
Dolaptan içki aldıktan sonra ağzını açtım ve kafama diktim.
Gizem kapıyı tekrardan çalmaya başlayınca mutfak canını açtım ve tabancamı dışarı çıkartıp havaya bir el ateş açtım.
Kapı tıktıklnması durunca rahat bir nefes aldım.
"Az önceki Gizem miydi?" diye sorarak içeri giren Özgür'e "Oydu." dedim.
"Kıza daha kibar olamaz mıydın?" Annesi öldü."
"Benim de annem öldü. Ben onun yanına gidiyor muyum?" diye sordum.
"Demek ki senin yerine o sana ihtiyaç duymuş. Sonuçta ikinizin de annesiydi." diyen Özgür ile ofladım.
"Annemler boşandığından beri görüşmüyoruz. Şimdi annem ölünce gelip bana ağlayamaz. Benim de acım yeni. Bir de onun sızlamasını çekemem."
"Sen nasıl istiyorsan öyle olsun."
Dolaptan bir içki daha alıp Özgür'e verdim. "İzden bir şey çıktı mı?"
Özgür olumsuz anlamda kafasını salladı. "Kime sorduysam daha önce görmediğini ve duymadığını söyledi."
"Evde olmadığımı biliyor olmalı. Ben evime girdikten yarım saat, bir saat sonra annemin ölüm haberi geliyor. Ya dışarıdan evi izledi. Ben gidince içeri girdi. Ya da toplantıdan haberi vardı."
"Kerim Tıknaz ile daha önce kaç iş yaptık. Ondan veya onunla çalışan adamlardan zarar gelmez."
Özgür'e katıldım. Daha önce çatışma esnasında hayatını kurtarmıştım. O günden beri bana sadıktı.
"İhsan Seyyar'dan da zarar geleceğini sanmıyorum. Adamı araştırdıktan sonra iş teklifi yaptım. Hem bir sebebi görünürde yok." dedim.
Evin kapısının açıldığını duyunca "Bizimkiler bir şey bulmuş olmalı." dedim.
Birkaç saniye sonra içeri bugün görev verdiğim adamlar girince "Bir şey buldunuz mu?" diye sordum.
"Sabah altıdan siz gidene kadar bir araç uzaktan evi izlemiş. Siz, Özgür Bey ile şirkete gittikten beş dakika sonra o da gitmiş."
Bunu annem ölmeden önce fark edip işini halletmeleri lazım. Boşuna mı o kadar maaş ödüyorum.
"Herhalde arabanın kime ait olduğunu bulup geldiniz." dedim.
"Plakası sahte çıktı. Kamera açılarından dolayı da arabanın içindeki kişi gözükmüyor ama arabanın izini sürdük. Yakın zamanda Sedat Çağdar kameralardaki araba ile aynı model ve renkte bir araba satmış."
Sedat Çağdar, çalıntı ve yurt dışından ucuza getirdiği arabaları satıyordu.
Özgür'e döndüm. "Sedat'ı bir ziyaret edelim."
Özgür içkisinden bir yudum daha aldı. İçkisini tezgaha bıraktıktan sonra "Gidelim." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalan
ChickLitAnnesinin ölümünü araştıran bir mafya, katile ulaşmak için bir başka mafyanın çevresine girip ona yakınlaşmaya başlar. Yalanlar ile kurulan bir evlilik, intikam ve aşk.