Hiçbir şey bulamamanın verdiği sıkıntıyla yüzümü asarken telefonum çaldı.
Arayana baktığımda Kerim'in ismini görünce saate baktım.
Saat ikiye geliyordu.
Zaman ne ara geçmişti, hiçbir fikrim yoktu.
Telefonu açtım. "Efendim."
"Birazdan geleceğiz. Hazır mısın?"
Gülümseyerek, "Ben hazır doğmuşum." dedim.
"Tavırlara bak hele. Kapa telefonu." dediğinde telefonu suratına kapattım.
Şu anki surat ifadesini görmek isterdim.
Kapı yarım saat sonra çalınca hızla kapıya gittim.
Kapıyı açtığımda karşımda gördüğüm Kerimler ile yüzümde bir gülümseme oluştu.
"İçeri geçin."
Hepsi içeri geçince onlara baktım. Özgür, Gizem, Kerim ve dayısı.
"Barbaros üst katta, odasında. Beni takip edin." dedim.
Merdivenlerden çıkarken içimi tekrardan tuhaf bir his almıştı.
Barbaros'un odasına girdiğimizde Barbaros'a baktım.
En son bıraktığım gibiydi, sadece biraz daha hareket edebiliyordu.
"Barbaros." dedim
Cevap vermeye çalıştığında sırıttım. Duyabiliyordu ama konuşamayacak kadar ilacın etkisindeydi.
Başucuna oturdum ve "Şirketten geldiler." dedim.
Barbaros gözünü açmak için uğraşırken elimle gözünü kapadım ve "Kendini yorma." dedim.
İlacın etkisi ile düşünceleri ile önüne bir perde koysam da yine de onu bir şeye zorlayamıyorduk.
Zorlamak geri tepebilirdi.
Yaptıracağımız her eylemin kendisinin düşüncesi olduğunu inandırmamız gerekiyordu.
"Şirkete bıraktığın, acil durumlar için olan boş kağıda bıraktığın imzalar bulunamadı diye evrakları getirmeleri istemiştin ya, onun için gelmişler."
Acil durumlar için bıraktığı imzalardan sadece birini bulabilmiştik.
Onu da yıldırım nikahı isteğimizi gerçekleştirmek için işlemlerde kullanmamız gerekmişti.
Barbaros zorlanarak "Yardım." dediğinde Kerim'in dayısından evlenmemiz için imzalamamız gereken son evrağı aldım.
Kalem de alınca kalemi Barbaros'un eline tutuşturdum.
İmza atması gereken yere elini getirdim ve "İmzanı at hadi, işler aksamasın." dedim.
Barbaros imza attığında "Bu kadardı. Sen uyumaya devam et." dedim.
Barbaros anında elinden kalemi bırakırken kalemi aldım ve imzalamam gereken yere imzamı attım.
"Şimdi sıra şahitlerde." diyen Kerim'in dayısı ile defteri ve kalemi Özgür'e verdim.
Özgür imza attıktan sonra Kerim de imzasını attı.
Kerim'in dayısı evlilik cüzdanını bana uzatınca "Çok kolay oldu." dedim.
Gizem, "Heyecandan ölecek gibi olan tek ben miyim?" diye sordu.
"Sensin." diyen Kerim ile Gizem somurttu.
"Yarınki sahte nikah hazır mı?" diye sordum.
Kerim'in dayısı, "Evet, hazır. Sahte nikahı da ben kıyacağım." dedi.
"Tamam. Barbaros'un kimliği nerede?" diye sordum.
Kerim kimliği çıkarıp bana verdiğinde aldığım yere aynı şekilde geri koydum.
Özgür, "Aşağı inelim." dediğinde onu kafamla onayladım.
Özgür'ün yüzü ayrı gülüyordu. Bir şey olmuştu.
Hep birlikte aşağı indiğimizde merakla, "Özgür ben yokken neler oldu? Neye gülüp duruyorsun?" diye sordum.
Özgür'den önce Kerim söze girdi.
"Beyefendi bizimle buluşmadan önce ofisinde iş pişirmiş."
Şaşkınlıkla Özgür'e baktım.
"Şirketimde çalışmak yerine seks mi yaptın? Ben de seni örnek eleman sanardım."
"Seks sayılmaz." diyen Özgür ile Kerim, "Götüne sokmak yerine her şeyi yapmışsın zaten." dedi.
Özgür, "Oğlum sen az sussana." diye kızınca Kerim surat buruşturdu.
Merakla, "Aşkın ile mi?" diye sordum.
"Onunla."
Özgür'ün bu denli mutlu olması beni de sevindirmişti.
"Bak bunları sonra konuşuruz. Barbaros'a panzehirin geri kalanını da ver ve iyileşmesini sağla. Orhan Kayabey eve geldiğinde Barbaros'un durumunda ilerleme olması lazım." dedi Özgür.
"Benden kaçamazsın. Her türlü konuşacağız." dedim.
Özgür, "Konuşuruz, konuşuruz." diye beni geçiştirirken güldüm.
Evlilik cüzdanını Özgür'e verdim ve "Burada durması güvenli olmayabilir." dedim.
"Kocan görmesin. Yoksa plan yatar." diyen Kerim ile tuhaf hissettim.
Kocan...
Barbaros artık benim kocam.
"Onu öldürüp dul kalmam lazım." dedim.
Bizimkiler bu dediğime gülerken derin bir nefes verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalan
ChickLitAnnesinin ölümünü araştıran bir mafya, katile ulaşmak için bir başka mafyanın çevresine girip ona yakınlaşmaya başlar. Yalanlar ile kurulan bir evlilik, intikam ve aşk.