Barbaros Kayabey'in evine geldiğimde çevreye bakındım.
Çevre adamları ile iyi korunuyordu. Acaba evde miydi?
Annemin katilini nereden tanıyordu? Ona yardım eden bir şerefsizdi.
Önce annemin katilini, sonra Barbaros denen herifi öldüreceğim.
"Acaba şu an evde mi?"
"Bilmem evde miyim?"
Arkamdan gelen ses ile hızla sesin geldiği yöne döndüm.
Karşımda, yirmilerinin sonunda uzun boylu bir adam duruyordu.
Emin olmak için "Barbaros Bey?" diye sordum.
Adam hakkında anlatılanlara göre düşman olmak bana zorluk çıkarırdı. Ağzından laf da alamazdım.
İyi bir izlenim oluşturmalıyım.
"Benim ismimi biliyorsunuz. Peki siz kimsiniz?" diye sordu.
Elimi ona uzattım.
"Gamze Karaman." dediğimde uzattığım eli sıktı.
"Gecenin bir vakti evimi gözetleme sebebiniz neydi Gamze Hanım?"
Hiç düşünmeden konuşmaya başladım. "Buralarda dolaşıyordum. Sizin evinize yaklaştığımı fark edince size uğramak ile uğramamak arasında tereddütte kaldım. Onu düşünüyordum. Yanlış bir izlenim uyandırdıysam özür dilerim."
"İzlenimlere güvenilmez. Peki size iki sorum var. İlk olarak evimi nereden biliyorsunuz? İkincisi neden içeri gelmeyi düşündün?"
Güzel sorulardı.
"Size bir iş teklifim var. Tabii teklifte bulunmadan önce sizi biraz araştırdım ve evinizi öğrendim. Magazin haberleri sağ olsun. İkinci sorunuza gelecek olursak çoktan cevaplandırdım. Yürüyüş esnasında buraya gelmişken size uğramak doğru bir karar mı diye düşündüm ama vazgeçtim."
Hızlıca yalan söylemiştim. Umarım bana inanır.
"Soyadınızı bir daha söyler misiniz?"
"Karaman." diye tekrarladım.
"İnşaat sektöründesiniz, değil mi?" diye sorunca şaşırmıştım.
Tanımasını beklemiyordum.
"Evet, öyle." dedim.
"İyi ki evime gelmediniz. Birisinin gelip evimde iş teklifi sunmasından nefret ederim. Yarın saat onda ofisime gelirseniz, teklifinizi görüşebiliriz." dedi.
Yalan uydurayım derken Barbaros'a yakınlaşmak için sebep bulmuştum.
Ona yakın olursam ağzından laf almak daha kolay olurdu.
"Tabii, gelirim." dedim.
"Öyleyse, iyi akşamlar." deyip yanımdan uzaklaşınca arkasından ona baktım.
Bu kadar yakınlaşmışken daha da ona yakın olabilirsem işim koşaylaşırdı.
Yalandan bir çığlık attım. "Bileğim. Ah! Galiba burktum."
Barbaros hiç arkasını dönmeden kapıdaki adamına, "Gamze Hanım'a yardım edin. Evine kadar eşlik edin." dedi.
İki adamı yanıma gelirken Barbaros'a bakmayı sürdürüyordum.
Nasıl olur da arkasına bile bakmadı?
"Teşekkür ederim, Barbaros Bey!" diye bağırdım arkasından.
Bana cevap vermeden evine girince kaşlarımı çattım.
Ukala herif!
İnsanlar dönüp cevap verirdi.
Zaten ne beklenirdi? Annemin katiline yardım etmiş.
Bir katili bulayım, bu saygısızlığının hesabını da verecek.
Adamlarından biri, "Gamze Hanım arabaya binmenize yardım edelim. Sizi evinize bırakırız." dediğinde "Gerek yok, sağ ol." dedim.
"Emin misiniz? Bileğinizi burktuğunuzda çok bağırdınız. Canınız yanmış gibiydi."
"Eminim, teşekkürler ama bileğinin üzerine basabilecek gücü toparlayana kadar bir yerde oturabilir miyim?" diye sordum.
Hadi beni eve alsınlar.
"Arabanın kilidi açık. Arabanın içinde oturup dinlenebilirsiniz. İsterseniz buz getirebiliriz."
"Olur." dedim ve adamların birinin yardımı ile arabanın arka koltuğuna oturdum.
Bileğimin üzerine basamıyormuş gibi yaparken bir yandan da eve bakıyordum. Belki Barbaros camdan bana bakıyordur.
Adamı içeriden buz getirince oflayarak bileğime koymaya başladım.
İki adamı başımda dikiliyordu.
Merakla, "Barbaros Bey hep böyle midir?" diye sordum.
"Nasıl efendim?"
"Umursamaz ve kaba." dedim.
"Söylediğinizin tam tersi bir kişiliği var efendim. Buna emin olabilirsiniz." diyen adamı ile "Öyle gözükmüyor." diye söylendim.
Buzu adamına verince "Eve bırakalım mı Gamze Hanım?" diye sordular.
En azından bir işe yarasınlar.
"Olur."
Adamlardan biri şoför koltuğuna geçerken diğeri verdiğim buzu içeri götürüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalan
ChickLitAnnesinin ölümünü araştıran bir mafya, katile ulaşmak için bir başka mafyanın çevresine girip ona yakınlaşmaya başlar. Yalanlar ile kurulan bir evlilik, intikam ve aşk.