Nikah salonuna girdiğimizde bizimle birlikte giren Kerim'in dayısı ,Ahmet Bey'e, baktım.
Bana baş selamı verdikten sonra yerine geçince derin bir nefes verdim.
İmza atacağımız defter, evlilik cüzdanı... Her şey sahteydi.
Yerlerimize oturduğumuzda Orhan Bey'in ayarladığı nikah şahitleri de gelmişti.
Barbaros nikah salonundaki bir sandalyeye oturduktan sonra gözlerini hiç ayırmadan bana bakmaya başladı.
Annemin katilini bu kadar bulmak ve şirketleri üzerime almak istemesem nikahı bırakabilirdim.
Barbaros'un bakışları neden beni bu denli etkiliyordu.
"Gamze Hanım!"
Ahmet Bey'in seslenişi ile hızla ona döndüm. Dalmıştım.
"Size sordum."
Anlamayarak, "Neyi?" diye sordum. Kafam allak bullak olmuştu.
"Galiba heyecandan duymadınız. Sorumu tekrarlayayım. Gamze Karaman, değil mi?"
"Evet benim."
Orhan Bey 'e döndü. "Orhan Kayabey?"
Orhan Bey kafası ile onu onaylayınca "Öyleyse nikaha geçebiliriz." dedi.
"Gamze Karaman, siz yanınızda oturan Orhan Kayabey'i hastalıkta, sağlıkta; iyi günde, kötü günde eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"
Barbaros'a göz ucuyla baktığımda bende olan bakışları babasına döndü.
Bana uzatılan mikrofona "Evet." dedim.
İmzamı atarken biri bile el çırpmamıştı.
Ahmet Bey, Orhan Bey'e döndü ve "Orhan Kayabey, yanınızda oturan Gamze Karaman'ı hastalıkta, sağlıkta; iyi günde, kötü günde, her şartta eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?" diye sordu.
"Ediyorum!" diyen Orhan Bey kendisine gösterilen yeri imzaladıktan sonra nikah şahitleri de imza attı.
"Ben de belediyenin bana verdiği yetkiye dayanarak sizi karı koca ilan ediyorum."
Sahte olmasını bilmeme rağmen içim burkulmuştu.
Ayağa kalktığımızda Ahmet Bey, evlilik cüzdanını bana verdi.
Orhan Bey bana sarılacağında geriye çekildim. "Bir de fotoğraf çekelim. Sonra gidelim."
Özgürler ile nikah masasının önünde ayağa kalkınca Özgür yanıma geldi.
Kulağıma, "Bir sorun mu var?" diye sordu.
O da moralimin bozulduğunu fark etmişti.
"Bir şey yok."
Özgür pek inanmasa da zorlamadığı için mutluydum. Çünkü hissettiğimi tarif edecek bir duygu bilmiyordum.
Telefonumu verdiğim Gizem'e "Birkaç fotoğraf çekmeni istiyorum." dedim.
"Poz verin yeter." diyen Gizem ile Orhan Bey'in yanına geçtim.
Ben sadece yanında dururken Orhan Bey, elini belime attı.
Bu beni rahatsız etmişti.
Gizem birkaç fotoğraf çektikten sonra Barbaros'un elinden tutup yanımıza çekiştirdim.
"Ne çekiyorsun kızım?"
"O kadar evlendim. Fotoğraf çekilmeyecek miyiz?" diye sordum.
"Sanki bensiz olmuyor." dediğinde sırıttım.
"Olmuyor."
Planladığım gibi Barbaros ile Orhan Bey'in arasına geçtiğimde Barbaros'un gülümsemediğini fark ettim.
Gülmeyen bir damada kimse inanmazdı.
Sol elimde evlilik cüzdanını tutarken sağımdaki Barbaros'un kulağına yaklaştım.
"Niye beni dinlemedin?"
Barbaros anlamayarak bana dönünce aramızda bir adımdan daha az mesafe vardı.
İkimizin gözleri birbirini bulurken Gizem'in fotoğraf çektiğimi biliyordum.
"Yakışıklı olmadığın için nikahta çok sıkıldım."
Barbaros bu dediğime gülümserken "Benim her halim yakışıklı." dedi.
"O yüzden sıkıldım." dedim.
Barbaros kameraya dönünce ona bakmayı sürdürdüm.
Sessizce, "Beni izlerken nikah memurunu duymadın, yakışıklı olmadığıma emin misin?" dedi.
"Sana bakarken başka şeyler hayal ediyordum. Sonuçta çıplak halini görünce hayal etmek daha kolay oluyor."
Barbaros başını öne doğru eğerek gülümserken ona bakarak gülümsedim.
"Bu konuyu açarsan sonuçlarına katlanırsın demiştim."
Çevredekilere güvenerek, "Herkesin içinde bir şey yapamazsın." dedim.
"Babamın bir anda iş için seyehate gitmesi gerekebilir." diyen Barbaros ile tek kaşımı kaldırdım.
Barbaros sırıtırken önüme döndüm ve Gizem'e "Bu kadar yeter." dedim.
Aşkın, "Ama bizimle çekilmedin." deyince "Evde toplu fotoğraf çekiliriz. Şimdi Barbaros ile gitmemiz gereken bir yer var." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalan
ChickLitAnnesinin ölümünü araştıran bir mafya, katile ulaşmak için bir başka mafyanın çevresine girip ona yakınlaşmaya başlar. Yalanlar ile kurulan bir evlilik, intikam ve aşk.