Maç bittiğinde yorgunlukla Barbaros'a yaslandım.
"Ayaklarım ağrıyor." diye sızlanırken dudağımı büzmüştüm.
"Topuklular ile seksen, doksan dakika koşarsan tabii ayakların ağrır."
"İnsan koluma girer. Öküzsün, Barbaros."
Barbaros bu dediğime gülümseyerek beni kucağına alınca kollarımı boynuna doladım.
"Böyle iyi mi?"
Gülümsedim. Kalbim hızlanmıştı.
"Çok iyi."
Barbaros bu dediğime gülümserken gördüğüm kişi tüm moralimi bozdu.
"Barbaros indir beni." dediğimde Barbaros anlamayarak beni aşağı indirdi.
Barbaros, "Bir sorun mu var?" diye sorarken bize doğru gelen babama baktım.
"Beni nikahına çağırmadın."
"Tabii ki çağırmadım. Sen kimsin ki ben seni nikahıma çağırayım?'
"Babanım Gamze, babanım."
Alayla güldüm. "Sırf senin kanını taşıyorum diye babam olmuyorsun."
"Nasıl görmek istiyorsan öyle gör." dediğinde derin bir nefes aldım.
"Burada olduğumuzu nasıl öğrendin?" diye sordum.
"Gizem paylaşım yapmış." dediğinde ofladım.
"Niye geldiğimi sormayacak mısın?"
"Sormayacağım. Çünkü umurumda değil." dedim ve Gizem'e döndüm.
"Gidelim ablacım, hadi."
Gizem yanıma geldiğinde babam, "O günü hatırlıyorsun, değil mi?" diye sordu.
Kendi çağırdığım magazinciler yüzünden babama bir şey yapamıyordum.
Çıldıracağım.
"En son futbol oynadığın gün..."
Sözünü kestim.
"Kapa çeneni!"
"Anneni unutamıyorsun, değil mi? O günü, onun o halini."
Üzerine atlamamak için kendimi tutuyorum. Sakin ol, Gamze.
Barbaros sinirle babamın yakasına yapıştığında araya girmedim.
"Kiminle konuştuğunun farkında mısın sen?"
Barbaros'un bağırması ile diğerleri onları ayıracaktı ki onları durdurdum.
"Senin laf ettiğin kişi, benim karım. Eğer onu rahatsız edecek, üzecek tek bir laf dahi edersen karşında beni de bulursun."
Barbaros'un dediği hoşuma giderken babam, "Sen karışma." dedi.
"Sen dedin diye karışmayacağımı mı düşünüyorsun? Karışacağım. Ne yapabilirsin ki?"
Babam yakasını Barbaros'tan kurtarırken "Karışma dediysem karışma!" diye bağırdı.
"Ateş olsan cürmün kadar yer yakarsın. Daha ne konuşuyorsun adam? Ne yapacaksan yap. Hadi yap!"
Babam sinirlenirken şiddete başvuracağını fark etmiştim.
Küçükken hep böyle yapardı.
"Burada kaç kişiyiz, bence git." dedim.
"Tekrar geleceğim." diyen babama Özgür, "Laf etmeden git. Yoksa laf edecek ağzın kalmayacak." dedi sinirle.
Babam bu duruma sinirlenirken yirmiden fazla insana karşı koyamayacağını biliyordu.
O sinirle giderken derin bir nefes aldım.
Barbaros, babamın arkasından bakarken gülümseyerek elini tuttum.
Önce elimize sonra bana bakınca "Biz de gidelim mi?" diye sordum.
"Gidelim." derken gözü geri elimize kaymıştı.
Diğerlerine "Görüşürüz." dedikten sonra Bedirhan'a "Kardeşim sana emanet." dedim.
"Abla ben küçük çocuk muyum?" diye araya giren Gizem'i takmadan Bedirhan'a "Evde yalnız kalmaması daha iyi olacak." dedim.
Bedirhan kendisine güvendim diye şaşırırken Barbaros'a, "Yoruldum, gitmek istiyorum." dedim.
"Gidelim."
Barbaros bir anda beni kucağına alınca gülerek kollarımı boynuna doladım.
Yaren'in bize uzaktan baktığını görünce gözlerinin içine bakarak Barbaros'un yanağını öptüm.
Yaren sinirle arkasını dönerken Barbaros, "Tamam kıskandı, rahat dur." diye fısıldadı.
"Durmayacağım."
"En son rahat durmadığında neler olduğunu biliyoruz. Bir daha eve toz toprak içinde gitmek istemiyorum."
Bu dediğine güldüm.
"Evimiz varken niye tekrar toz toprak olalım?" diye sordum.
Barbaros tek kaşını kaldırarak bana bakınca "Tabii ses kaydı almayacaksan." dedim.
"Ayıp ediyorsun, ben öyle şeyler yapar mıyım?"
"Tabii, hiç yapmazsın." dedim.
"Aslında." deyip duran Barbaros'a baktım.
"Aslında ne?"
"Arabanın camları filmli. Çevrede kimsenin olmayacağı bir yere gitsek..."
Barbaros'a baktım.
"Sen hiç evde, herkes gibi sevişmeyi bilmez misin?"
"Güzel bir uçurum kenarı biliyordum aslında." diye mırıldanınca "Sadece uçurumu merak ettiğim için." dedim.
Barbaros sırıtırken gülümsememek için dudağımı hafifçe dişledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalan
ChickLitAnnesinin ölümünü araştıran bir mafya, katile ulaşmak için bir başka mafyanın çevresine girip ona yakınlaşmaya başlar. Yalanlar ile kurulan bir evlilik, intikam ve aşk.