Sıkıntıyla duvara yaslanırken "Tünelden kaçabiliriz." diyen Bedirhan'a "Tüneli bildiğimizi biliyor. Tünelin çkmışına adam yerleştirmiştir." dedim.
"O zaman şu iplerimizi çözelim. Dövüşelim." diyen Bedirhan çok hırslanmıştı.
Benim de aklımda sadece ölürsem çocuğuma kavuşabilecek olmak vardı.
"Yirmi adam rahat gördüğünüzü söylemiştiniz. Dövüşmeye kalkarsak daha çok canımız yanar." dedim.
Bedirhan ümidini kaybetmeden "Depodaki eşyaları kapının önüne koyalım en azından. İçeri girmelerini engelleyelim. Her türlü bizi bulmaya birileri gelir." dedi.
"Tünelden gelirler."
"Tünelin kapısının üstüne de eşya koyarız."
Çevreye bakındım. "Burada o kadar eşya yok."
Bedirhan, "Kapının önüne eşya koyduktan sonra tünele inip yeni bir yol çizelim." dediğinde benim cevaplarımdan bıktığı belli oluyordu.
"Evin temeline zarar verirsek ezilip ölürüz."
Bedirhan derin bir nefes verdi. Olumsuz yaklaşmamdan dolayı siniri bozulmuştu.
"Niye kurtulmak için çabalamıyorsun?"
Ona baktım.
"Çünkü her türlü öleceğiz. Boşa çabalamak istemiyorum."
"Doğru seçim." diyerek merdivenlerden inen babama baktım.
"Ee planın ne? Hepimizi yakalamayı başardın." dedim.
Bu iki haftalık süreçte madde bağımlılığı konusunda büyük ilerleme kaydetmiştim.
Yoksunluğu kullanıp evrakları imzalatmaya çalışamazdı.
"Sizi öldürdükten sonra senin için beni bırakan kardeşini öldüreceğim. Geriye tek ben kaldığım için hem senin hem de kocanın şirketleri benim olacak."
Şirketlerim mirasıma göre eğer ölürsem Özgür'e kalacaktı. Özgür de benimle birlikte ölürse ise babası, Harun Amca şirketlerimin sahibi olacaktı.
Bunu babam bilmese de olurdu.
"Neyse biraz sohbet edelim. Mesela konuşmaya yakın zamanda kaybettiğin bebeğinden başlayabiliriz."
Sinirle gerilirken "Bu seni hiç alakadar etmez." dedim.
"Ben senin babanım Gamze. Yani düşürdüğün çocuk benim torunumdu. Bu yüzden konu tabii ki beni ilgilendirir."
"Çocuğumuzu senin yüzünden kaybettik şerefsiz! Şimdi ne hakla konuşuyorsunuz?" diye bağıran Barbaros'un gözü dönmüştü.
Az daha sinirlense tüm kulübeyi babamın başına yıkacaktı.
"Babası da sendin, doğru. Çocuğunuzun düşmüş olması iyi olmuş. Sonuçta ikinizin de ebeveyn olamayacak ve her an ölebilecek insanlarsınız. Çocuk kurtulmuş."
Bu sözler ikimizin de canını yakmıştı. Çünkü bazı kısımlarda haklılık payı vardı.
"Lan sen daha kendin ebeveyn olamamışsın. Bir başkasını mı yargılıyorsun?" diye bağırdı Özgür.
Bedirhan, "Herkesi kendinle karıştırma." dedi sinirle.
"Artık kim ne derse desin, boş. Öleceksiniz." diyen babam tabancasını çıkartırken duvardan destek alarak ayağa kalktım.
Ayaklarım birbirine bağlı olmasa babamın elindeki tabancayı alıp onu vurabilirdim.
"Sen zaten bana ilk el kaldırdığın gün çocukluğumu öldürdün. Şimdi nefesimi kessen ne olur ki?"
Babam bu dediğime alayla güldü.
"Sana küçükken ne dediğimi hatırlıyor musun?"
"Hepsi boştu. Hangisinden bahsediyorsun?" diye sordum.
Oysa ne dediği dün gibi aklımdaydı.
"Eğer benim istediğim bir kız evladına dönüşmezsen ölümün benim elimden olacak. Hem de inadın yüzünden sevdiklerini de kaybedeceksin."
"Sen neyden bahsettiğini biliyorsun, Gamze. Şimdi bilmiyor ayaklarına yatma."
Cevap vermedim.
"Herhalde dediğimi yapan bir adam olduğumu anladın. Bir daha futbol oynarsan karşında ilk beni bulursun demiştim, buldun. Eğer bana karşı gelirsen çok sevdiğin annen ölür demiştim, öldü. Sırada ise seni öldüreceğime ve şirketlerine sahip olacağıma dair söylediğim sözleri gerçekleştirme zamanı geldi."
Korkusuzca ona baktım.
"Beni sözünden çıkmayan bir çocuk da yapacaktın. Şimdi namlun bana doğru, benim başım ise dik."
Barbaros başta olmak üzere hepsi babamı durdurmak için çaba sarf ederken derin bir nefes aldım.
Ölmeye hazırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalan
ChickLitAnnesinin ölümünü araştıran bir mafya, katile ulaşmak için bir başka mafyanın çevresine girip ona yakınlaşmaya başlar. Yalanlar ile kurulan bir evlilik, intikam ve aşk.