Konuş

1.1K 112 34
                                    

Eve geldiğimizde mutfağa yönelmiştim ki Barbaros durmam için elimden tuttu. Ona ne olduğunu anlamak için döndüm.

"Sen direkt odana çıkıyorsun." dediğinde "O niyeymiş?" diye sordum.

"Çünkü hastasın ve dinleneceksin. Ben de sana kahvaltını ve ilacını getireceğim."

Dinlenmeye ihtiyacım olduğunu biliyordum. "Peki öyleyse, ben odamdayım." dedim.

"Kahvaltını birazdan getiririm." diyen Barbaros'a cevap vermeden merdivenlerden çıktım ve yatağa uzandım.

Üşendiğimden dolayı örtünün altına bile girmemiştim.

Kısa bir süre sonra kapı tıktıklanınca "Gel!" dedim.

Özgür elinde bir tepsi ile girip kapıyı ayağı ile kapatınca "Barbaros'u bekliyordum." dedim.

"Beni beğenmediysen gideyim."

Gülümsedim.

"Hayır, kal."

Özgür tepsiyi komodinin üzerine koyduktan sonra "İnsan üzerine örtü alır." dedi.

"Üşenmiştim." diye mırıldandım.

Özgür dolabımdan bir örtü alıp üzerime örttükten sonra tepsiyi bana verdi.

Tepsiyi kucağıma koyarken yanıma oturan Özgür'e baktım. 

Bana içini dökmek için geldiğini anlamıştım. Patatesime tuz dökerken "Konuyu açacak mısın?" diye sordum.

"Konu Aşkın."

"Evet, ikiniz de birbirinizden hoşlanıyorsunuz. Sorun ne?" diye sordum.

Özgür, sırtını yatak başlığıma dayadıktan sonra derin bir nefes aldı.

"Sorun, Aşkın ile bu şartlarda yuva kuramayacak olmam. Olaylara çok çocuksu bakıyor ve bir ömür birlikte olup mutlu olacağımızı sanıyor." dedi.

"Aşkın'ın huyu bu. Ruhu çocuksu." diye karşılık verdim.

Özgür'ün morali bozulmaya başlamıştı. "Sorun da bu. İlişki böyle düşünerek yürümez."

Kaşlarımı çattım.

"Niye yürümesin? İkiniz de birbirinizi seviyorsunuz." dedim.

Özgür, düşünürken tebessüm etti.

"Hem de onunla ciddi düşünüyorum ama sorun ettiğim konu bazı şeylerin farkında olmayışı."

"Biraz daha açıkla ve ne yapmak istediğini söyle. Belli, dilinin altında bir bakla var. Söyle ve rahatla." dedim.

"Aşkın ile evlenecek kadar ciddi düşünüyorum ama Türkiye'de bu imkansız. Yurt dışına taşınmayı düşünüyorum."

Şaşkınlıktan ağzım aralanmıştı. Özgür'ün olmadığı bir hayat hayal edemiyordum.

Küçüklüğümden beri Özgür yanımdaydı, onsuz bir anım olmamıştı ama onu ölene kadar yanımda tutamazdım.

O da kendi hayatını kuracaktı. Benim olmadığım bir hayat.

Üzüldüğümü çaktırmadan "Gitmeyi mi düşünüyorsun?" diye sordum.

Özgür kafasıyla beni onayladı ve "Tabii ki bu sene içinde evlenelim demiyorum fakat yurt dışına taşınmak zor iş. Hem de onca iş varken sıkıntılı. Tüm işleri oturmak, vatandaşlık derken çok uğraşacağız."

"Yani Aşkın ile yurt dışında yaşayıp evlenmek istiyorsun. Bu kararını desteklerim. Sorun ne?"

Özgür, "Aşkın ya beni değil de burayı seçerse ne olacak?" diye sordu.

Hiç düşünmeden "O zaman seni buradakilerden daha az sevdiğini anlarız." dedim.

"Teklifimi reddederse de haklı sayılır. Sonuçta burada kurulu bir düzeni ve arkadaşları var. Yurt dışında her şey farklı olacak." diyen Özgür'ün sesinden korktuğu belliydi.

"Bu konuyu bana açmak için uğraşacağına Aşkın'a anlat. İstemese dahi onla konuşmuş ve fikir alışverişi yapmış olursun."

Özgür, "Bilmiyorum. Tereddütteyim."

"Onu kaybetmekten korkuyorsun ama onunla konuşmazsan bu konu kendi içinde büyüdükçe büyür." dedim ve patatesimi yedim.

"Haklısın aslında." diye mırıldanan Özgür'e "Daha ne duruyorsun?" diye sordum.

"Bu kadarı da fazla hızlı olmaz mı?"

"Üç günlük dünyada yaşıyoruz, Özgür. Burada durman bile hata. Git ve gelecekte evlenmek istediğin adamla konuş."

Özgür ayağa kalktığında "Aşağı inince kocamı da yukarı yolla. Tek başıma sıkılmak istemiyorum." dedim.

"Tamamdır." diyen Özgür odamdan çıkınca derin bir nefes aldım.

Bunu Barbaros, benden istese yapar mıydım? Her şey o anki ruh halime bağlıydı.

Belki evet belki de hayır derdim.

YalanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin