"Duygu, bireyin ruh hâlinde biyokimyasal ve çevresel tesirlerle etkileşiminden doğan kompleks psikofizyolojik bir değişimi. Bir sonu yoktur. Sadece o duyguyu canlandıracak bir olay gerekir."
"Fazla terim kullanman inanmamı sağlamadı." dedim.
"Yeni doğan bir bebeği düşün. Doğar doğmaz tüm duygulara sahiptir ama daha önce o duyguyu yaşamadan o duygunun varlığını bilemez. Kendisini sinirlendirecek bir durum olana kadar öfkeyi yaşamaz. Sevmediği bir yiyecekle karşılana kadar tiksinmeyi bilmez. Biz de bu yaşımıza kadar aşkı yaşamadık. Sadece varlığını ortaya çıkartmamız gerekiyor."
Haklı konuşmuştu. Yine de tam içime sinmemişti.
"Aşkı hissedene kadar varlığını reddedeceğim."
"Aslında aşkı hissediyorsun, sadece onun aşk olduğunu reddediyorsun." dediğinde gözlerine baktım.
Kendisine aşk beslediğimi ima ediyordu. O tuhaf his, aşkı mıydı? Emin olamıyorum ya da emin olmak istemiyordum.
Alayla, "Sen mi aşk duygumu gün yüzüne çıkartacaksın?" diye sordum.
Barbaros, "Evet, neyim var?" diye sorarken kaşlarını çatmıştı.
"Karşımdaki kişinin bana aşık olduğuna emin olmadan aşık olsam bile aşık olduğuma inanmak için duygularımı kurcalamam. Tek taraflı bir aşk yaşayıp acı çekemem." dedim.
"Tek taraflı değilse?" diye soran Barbaros ile "Bana mı aşıksın?" diye sordum.
"Olamaz mıyım?" diye sordu.
"Bilmem. Daha önce aşık olduğu kişiyle ilk seksinin ses kaydını alan birinin hikayesini duymamıştım."
Barbaros öğrenmiş olduğumu anlamasıyla masumca sırıttı.
"Sonuçta her aşk birbirinden eşsiz değil midir?"
Konuyu değiştirme yöntemine güldüm. "O ses kaydı ile ne yapacaktım, Barbaros Kayabey?"
"Telefonumu sen parçalara ayırdın, değil mi?" diye sorduğunda "Konuyu değiştirme." dedim.
"Telefonumu sen kırmışsın!"
"Hem de parçalarının bazısı kanalizasyona gitti. Şimdi söyle, o ses kaydını ne yapacaktın?" diye sordum.
"Çok yoruldum. Yarın da çok işimiz var. Uyusam iyi olacak." diyerek yorganı açan Barbaros kaçamayacaktı.
Yorganı geri üzerine çekmesine fırsat vermeden karnına oturdum ve ellerini tutup yukarıda birleştirdim.
"Cevap ver." dedim.
"Vermeyeceğim." diye inat ettiğinde güzellikle ya da zorla onu konuşturacağımı biliyordum.
"Vereceksin." dedim.
Barbaros, ellerini tuttuğum ellerimi ve dış taraftaki bacağımı aynı anda diğer tarafa doğru döndürünce üstüme çıktı.
El bileklerimi başımın üzerinde birleştirip tek eliyle tutarken dizlerini iki yanıma koymuştu.
"Karıcığım savunman çok kötü. İki saniyede pozisyonları değiştirmeyi başardım. Ayrıca cevap vermeyeceğim."
Tek kaşımı kaldırdım. "Bacaklarımı tutmuyorsun. Şu an erkekliğine dizimle vurduktan sonra sen acı çekerken boynunu kırabilirim. Bence sen savunmana dikkat et."
"Bu sözlerin çok seksi karıcığım." diye fısıldadığında gözlerinin içine baktım.
Ben de, "Senin de hareketlerin öyle kocacığım." diye fısıldadım.
Her şey karşılıklı.
Kapı bir anda açılınca içeri giren Aşkın'a döndük.
"Ben bir örtü daha isteyecektim ama hiç gerek yok. Bedirhan üşüsün, önemli değil. Size kolay gelsin, görüşürüz." Konuşurken sesindeki heyecan ve ima açıkça belli olmuştu.
Aşkın bir şey dememize izin vermeden odadan çıkıp kapıyı kapatınca Barbaros'a döndüm.
Aşkın dikkatini dağıtmıştı. Bunu kullanacaktım.
Bacaklarımın yanına koyduğu dizlerine tekme attım ve dengesini kaybetmesini sağladım.
Üzerime yığıldığında bacaklarımı ona sardım ve yataktan destek alarak yana döndüm.
Barbaros geri altımda kalınca "Cevap vereceksin diyorsam vereceksin." dedim.
Barbaros ellerini havaya kaldırdı. "Pes ediyorum."
Üstünden kalkıp yanına oturdum. Kolay olmuştu.
"Baştan söylesen olmazdı, değil mi?" diye sordum.
"Olmazdı." dediğinde gülümsedim.
Onunla tatlı bir mücadeleye girmek hoşuma gitmişti.
"Öyleyse söyle. O ses kaydını niye aldın? Ne planlıyordun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalan
ChickLitAnnesinin ölümünü araştıran bir mafya, katile ulaşmak için bir başka mafyanın çevresine girip ona yakınlaşmaya başlar. Yalanlar ile kurulan bir evlilik, intikam ve aşk.