Fısıldadım

1.8K 141 148
                                    

Sokak kapısının açıldığını duyduğumda derin bir nefes verdim.

Orhan Bey gelmiş olmalıydı.

Ayağa kalktım ve Barbaros'a baktım. Ateşi düşmüştü, yine de uyuyup dinlenmesi lazımdı.

Barbaros'un odasının kapısı açılınca gelen Orhan Bey'e baktım.

"Barbaros nasıl?"

"Daha iyi. Biraz daha dinlenirse turp gibi olur." dedim.

"İyi bari, aklım onda kalmıştı." diyen Orhan Bey'e "Barbaros'un ateşi çıkınca zaten işe gitmedim. Onunla ilgilendim." dedim.

"Bak, şimdi içim rahatladı." dediğinde tebessüm ettim.

"Başımda ne çok konuştunuz. Susun artık." diye söylenen Barbaros ile Orhan Bey'e döndüm.

"Gün boyu böyle huysuzdu."

"Her hastalandığında huysuz olur. Hep annesi ilgilenirdi." dediğinde Barbaros'a baktım. Biraz üzülmüştüm.

"Of gidin artık!"

Orhan Bey elini sırtıma koydu ve "Çıkalım." dedi.

Birlikte Barbaros'un odasından çıktığımızda Orhan Bey, "Yarın saat üçte nikah olacak." dedi.

"Ne güzel." dedim.

Birlikte merdivenden inerken "Bugün işe gitmediniz diye sıkıntı olmadı umarım." dedi.

"Yok, çalışanlarım halletti. Hem bir tatile ihtiyacım vardı." dedim.

"Pek tatil gibi olmamış." diyen Orhan Bey ile "Olsun." dedim.

Kapı çalınca merakla, "Birini mi bekliyordunuz?" diye sordum.

"Yok." dediğinde merakla kapıya gittim ve gelene delikten baktım.

Bedirhan ve Aşkın'ı görünce "Bedirhanlar." dedim.

"Ben çalışma odamdayım. Bir şey olursa seslenirsiniz." diyerek giden Orhan Bey'in ardından kapıyı açtım.

"Ne oldu sence!" diye bağıran Aşkın beni görünce duraksadı.

"Barbaros nerede?" diye soran Bedirhan'a "Hasta, odasında uzanıyor." dedim.

Aşkın, "İyileşmesi lazım, diyeceklerim var." dedi üzgünce.

"Sabahtan beri yatakta ateşler içinde yatıyor. Yenice ateşi indi, dinlenmeli." dedim.

Bedirhan, "Sonra geliriz öyleyse Aşkın." dedi.

"Bana söyleyin isterseniz. Ben ona iletirim." dedim.

"Olmaz, ben anlatmalıyım." diyen Aşkın'a "Özgür ile olanları mı anlatacaksın?" diye sordu.

"Ay sana mı anlattı?"

Gülümsedim. "Pek detaylı anlatacak vakti olmadı. İçeri geçip anlatabilirsin."

Aşkın bunu bekliyormuş gibi koluma girdi ve "Her şeyi anlatacağım sana." dedi.

Bedirhan, "Yine de detaya girme Aşkın." dedi.

"Şirketinde ne olmuş, merak ediyorum. İstiyorsan anlat Aşkın." dedim.

"Sen kaşındın." diyen Bedirhan bana acıyarak bakıyordu.

Üç saat geçtiğinde beni kurtarması için Bedirhan'a baktım.

Aşkın, en ufak detaylara kadar durmaksızın Özgür ile yaşadıklarını anlatıyordu.

Dikkatim biraz bile dağılsa beni dürtüp tüm dikkatini kendisine vermemi söylüyordu.

"Vır vır vır kim konuşuyor? Yeter lan." diyerek içeri giren Barbaros, gözüme ilk kez bu kadar çekici geliyordu. Ki adamı çıplak bile görmüştüm.

"Barbaroscum." diyen Aşkın ile Bedirhan bana yaklaştı. "Şimdi Barbaros'a sarar, fırsat varken kaç."

Barbaros, Aşkın'a cevap vermeden yorgunlukla yanıma oturunca "Nasılsın?" diye sordum.

"İyiyim de ne oldu bana? Son bir gündür olanları hatırlamıyorum. Sadece son birkaç saat yarım yamalak var."

"Ateşin çok yüksekti. Bir gündür ateşini indirmek için uğraşıyorum." dedim.

"Eyvallah."

"Lafı olmaz."

Barbaros bana bakmayı sürdürünce ona döndüm. Bana bir şey söyleyecek, söyleyemiyordu.

"Söyle hadi." dedim.

Barbaros bana doğru yaklaştı ve fısıldayarak "Beni duşakabine mi soktun?" diye sordu.

Bedirhan ve Aşkın, Barbaros ne dedi diye duyamayınca merakla bize bakıyordu.

Sessizce, "Hayır. Seni duşakabine sokmadım." dedim.

Barbaros rahatlayarak bir nefes verirken sırıttım. "Ama küvete soktum."

Barbaros ne diyeceğini bilemezken ona daha da yaklaştım.

Kulağına, "Küvette iken çamaşırın üzerindeydi." diye fısıldadım.

Dudağım, kulağına değerken ürperdiğini fark ediyordum.

"Bu arada..."

Barbaros'tan uzaklaşmadan ona baktım ve "Tabii ıslak çamaşır üzerine kıyafetlerini giydirirsem daha kötü olurdun. Ben de o yüzden değiştirdim." diye fısıldadım.

YalanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin