Arabaya yaklaşınca şoför koltuğuna bir not bırakıldığını gördüm. Notu elime aldım ve yazanı okudum.
"Bu işin peşini bırakın."
Sinirle notu elimde buruşturdum. "O itler bizi buraya kadar takip etmiş."
"Bara geri dönüp kameralara bakalım." diyen Özgür'e "Sen bak." dedim.
"Sen ne yapacaksın?" diye sordu.
"Kafamı dağıtacağım." dediğimde "Benim de gelmemi ister misin?" diye sordu.
Benim için endişeleniyordu.
"Gerek yok, sadece yalnız kalmak istiyorum." dedim.
O da biliyordu annemin ölümünün beni çok etkilediğini.
"Dikkatli ol." dediğinde onu başımla onayladım ve yürümeye başladım.
Ağlamamak için kendimi zor tuttum. Buralarda hep bar vardı.
Kalabalıktı.
Birisinin beni ağlarken görmesini istemiyorum.
Yine bir barın yanından geçerken bir adamı kovalayan başka bir adam gördüm.
Kaçan adam yanımdan geçip giderken kovalayan, sarışın adam, "Ya ablam niye tutmuyorsun?" diye sordu.
"Niye kovaladığını bilmiyorum. Belki de haksız taraf sensin." dedim.
Kısa bir süre düşündü. "Çok zekiceydi."
"Eyvallah."
Düşünmeye devam ederken "Bu arada adam kaçmaya devam ediyor. " dedim.
"Hassiktir. Parayı geri alamazsam beni canlı canlı gömerler."
Merakla sordum. "Hırsızlık mı yaptı?"
"Evet ablam, evet de tutma beni." diyerek adamın arkasından koşmaya devam edince düşündüm.
Belki de kafamı dağıtabilirdim.
Sarışın adam doğru söylüyor mu bilemem ama kaçan adamı yakalayınca işin aslını öğrenirim.
Hızla koşmaya başladım. Sarışın adamla aynı hizaya geldiğimde bana tuhafça baktığını fark ettim.
Arkadan ona yetişip önüne geçtiğimde ise daha da şaşırmıştı.
Kaçan adam korkuyla bana baktığında bunu ilk kez yaptığı belli oluyordu.
Kameralar için ne bir mask, parayı koymak için de bir çanta... Hiçbir şey yoktu.
Belki de parayı ani bir kararla çalmıştı ya da hırsız değildi ve kovalayan adam yalan söylüyordu.
Adama yaklaştığımda topuklarım üzerinde kaydım ve adamın bileğine tekme attım.
Eskiden futbol oynarken öğrendiğim bir hareketti.
Futbol oynarken rakibin ayağındaki topu almak için önce rakibe doğru bir depar atardım.
Ardından kendimi yere bırakarak depardan alınan hız ile yerde kayardım.
Topa müdahale etmek ve topu rakipten sökmek hareketi bilinçsiz yapılırsa rakibin ayağını kırabilmek mümkündü ve şu anda da bilinçli yaptığım bu hareket ile ayağı kırılmış olmasa da incinmişti.
Kaçan adam yerde kıvranırken kovalayan adam parayı almak için yere eğildi.
Parayı ondan önce aldım ve "Bu kadar kolay değil." dedim.
"Nasıl?" diye sordu.
"Doğru söylediğinden emin olmalıyım."
"Adam para ile birlikte kaçıyordu. Açık değil mi?" diye sorunca "Değil. Belki de parasını çalmaya çalışan sensin." dedim.
Yerde kıvranan adamın yanında eğildim ve "Bu adam para çaldığını iddia ediyor. Doğru mu?" diye sordum.
"Çok açım diye çaldım. Yoksa hırsızlıkla alakam olmaz." deyince derin bir nefes verdim.
Üstündekilere bakılacak olursak dediği doğru gibi görünmüyordu.
Parayı sarışın adama uzattım. Parayı aldıktan sonra yerdeki adamı da ayağa kaldırttı.
"Bara gidince patrona anlatırsın derdini."
Sarışın adam, hırsızı götürürken söylediği cümle küçüklükte açılan yarama bastı.
"Küçük çocuklarım var, onlar için çalmıştım."
"Neden çaldığın beni ilgilendirmez." diyen sarışın adamın kolunu tuttum.
"Adam bende kalıyor. Sen gidebilirsin."
"Bu da ne alaka? Adam, hırsızlık yaptı. Cezasını çekecek." dediğinde derin bir nefes verdim.
"Ceza verilmeyi hak ediyorsa ben veririm. Şimdi uza. Patronuna da adamı yakalayamadığını dersin."
"Patronum..."
Sözünü kestim ve cebimden cüzdanımı çıkardım.
İçinden üç yüz çıkarıp ona verdim ve "Bu da benden sana olsun. Patronuna söylemeyeceğin için hediye." dedim.
Kısaca üstü kapalı rüşvet.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalan
ChickLitAnnesinin ölümünü araştıran bir mafya, katile ulaşmak için bir başka mafyanın çevresine girip ona yakınlaşmaya başlar. Yalanlar ile kurulan bir evlilik, intikam ve aşk.