Nasihat

1K 103 30
                                    

Eve geldiğimizde bizi endişeyle bekleyen Aşkın karşıladı.

"İyi misiniz? Yaralanmadınız, değil mi?" diye soru soran Aşkın'a Barbaros, "İyiyiz, merak etme." dedi.

"Sizin için çok korktum. Bir de sonradan haberim oldu. Baskına gelemedim. Zaten pek baskın da sevmem. Ne öyle kavga gürültü? Kavga yerine aşk olsun, seks olsun, tutku olsun. Yok, illa birbirinizi öldüreceksiniz."

Aşkın konuşmaya devam edecekken Gizem heyecanla "Silah ateşledim!" dedi.

"Kızı da bozmuşsunuz!" diye kızan Aşkın'a cevap vermeden Barbaros'un elinden tuttum ve salona çekiştirdim.

Barbaros üçlü koltuğa oturduğunda kucağına yattım.

Diğerleri de salona gelip oturduğunda "Evleniyormuşsunuz Aşkın." dedim.

"Öyle oldu." diye mırıldandı.

"Hem de Yeşim ile bu pazar evleniyormuşsun."

"Pazar mı? Nikah yarın olacak. Size haber gelmedi mi?" diye soran Aşkın ile "Ben iki haftadır kimseyle irtibata girmiyorum." dedim.

Bedirhan, "Baban hepimize düğünün pazar olduğunu söyledi." dedi.

"Babamı biliyorsunuz, sizden pek hoşlanmıyor. O yüzden yanlış tarih vermiştir. Yarın mutlaka düğünüme gelin." dedi.

Gizem, "Neden evleniyorsun ki?" diye sordu. Ona da tüm olanlar saçma geliyordu.

"Şirketlerin büyümesini sağlayacak. Bu da daha çok para kazanmamızı sağlar. Ayrıca babam ölünce böylece şirketleri bana kalır. Diğer türlü mirasından pay edinemem."

"Yine de sırf şirketler için biriyle evlenmen ne kadar doğru? Mutsuz olabilirsin." dedim.

"Gamze'ye katılıyorum. Sırf bunlar için değmez." dedi Barbaros.

Aşkın ikimizi de baştan aşağı süzdü.

"Bunu bana siz mi söylüyorsunuz? Birbirinizi öldürmeyi hedefleyen karı kocaydınız. Gamze hele sen ağzını bile açma. Sırf Barbaros ve Orhan Amca'yı öldürdükten sonra şirketler sana kalsın diye Barbaros ile evlendin."

Bu konuda haklıydı.

Nasihat verecek en son iki kişi Barbaros ve bendim.

Orhan Kayabey'in cenazesi acaba nasıl olmuştu? Barbaroslar bir ara cenaze için gitmişlerdi lakin odamdan çıkmadığımdan dolayı olanlardan habersizdim.

"Bu arada hem geçmiş olsun hem de başın sağ olsun. Düğün hazırlıkları derken yanına uğrayamadım." diyen Aşkın'a tebessüm ettim.

"Teşekkür ederim."

Moralim yine bozulurken aklıma babamın bana silah doğrulttuğu an gelmişti.

Ölmeye hazırdım.

İçimde bir yerde ölüp çocuğuma kavuşmak isteyen bir arzu da vardı.

Ölmeyi istemiştim.

Barbaros, "Yorulmuşa benziyorsun. Odaya çıkıp dinlenmek ister misin?" diye sordu.

Kalabalıktan uzaklaşmak iyi geleceği için "Doğru diyorsun, ben odaya çıkayım." dedim.

Ayağa kalktığımda Barbaros da ayağa kalktı. Kuyruk diye boşuna demiyorum.

Birlikte odaya çıkınca Barbaros kapıyı kapattı ve "Söyle bakalım, seni rahatsız eden durum ne?" diye sordu.

Başım öne düşerken "Bir anlığına ölmek istedim." dedim.

"Böylece çocuğumuza kavuşabileceğini düşündün, değil mi?" diye sordu.

Şaşkınlıkla ona baktım.

"Nereden bildin?"

"Çünkü aynılarını ben de hissettim. Ölme ihtimalimiz varken aklıma ilk ölünce ona kavuşabileceğimiz geldi."

"Sence doğsaydı kız mı olurdu erkek mi?" diye sordum.

"Cinsiyetini bilemiyorum ama eğer doğsaydı annesi sen oldun diye çok mutlu ve şanslı olurdu."

Bu yüreğimi ısıtmıştı.

Barbaros'un gözlerine baktım ve "Seni seviyorum." dedim.

"Ben de seni seviyorum."

Barbaros alnıma minik bir öpücük verdikten sonra "Şimdi elini yüzünü yıka, kendine gel. Çok romantik takılıyordu, aman odunluğuna zarar gelmesin." dedi.

Suratımı büzüştürdüm ve "Alt tarafı seni sevdiğimi söyledim. Bir daha demeyeceğim." dedim.

"Sadece şaka yapıyordum."

Sırıttım.

"Ama ben şaka yapmıyorum."

Barbaros belimden tutup beni kendine çekerken "Bir daha söyle bakayım." dedi.

"Şaka yapmıyorum, artık seni sevdiğimi söylemeyeceğim."

"Ağzından çıkanlar yüzünden cezalandırılmalı mısın? Diyorsun ki ağzına bir ayar çekeyim."

Tek kaşımı kaldırdım.

"Kolaysa yap.

YalanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin