Yalan

Kıyamam

Saat geç olmuştu. Bu bahane ile bu gece burada kalmam gerekiyor. Barbaros'un durumunu kontrol etmem lazım.

Eğer babası fark edip hastaneye götürmeye kalkışırsa her yerde kimliğini ararlardı.

"Barbaros ile haberlerinizi yalanlayacak mıyız?" diye soran Orhan Bey'e "Bence hiçbir şey yapmayalım." dedim.

"Nasıl?"

"Şu an Barbaros Bey ile çıkan haberlerimiz bizim için gerekli reklamdı. Hiçbir şey yapmayıp magazincilerin kendilerinin bulmasını sağlayalım. Malum magazinciler bir olayı keşfetmek için uğraşırken daha çok heyecan yaratır."

"Doğru diyorsun. Hem evlendiğimizde gerçek ortaya çıkmış olur." dedi Orhan Bey.

"Aslında benim bir fikrim daha var." dedim.

Merakla, "Nedir o?" diye sordu.

"Düğün yapmayalım. Sade bir nikah olsun. Magazinciler her türlü artık peşimizde olur. Nikah dairesine giderken fotoğraflarımız çekilir. Nikahı kıydıktan sonra ben sosyal medyadan bir fotoğraf ile evliliğimizi duyururum. Bu daha büyük bir haber olur." dedim.

Nikah dairesine giderken sanki Barbaros ile evlenecekmiş gibi fotoğraf çekilmesini sağladıktan sonra sosyal medyada planladığım gibi Barbaros ve Orhan Bey ile çekileceğim fotoğrafı paylaşırım.

Böylece Barbaros ile evlendiğim haberleri çıkardı.

"Doğru söylüyorsun. Güzel reklam olur."

Ortamda bir sessizlik olunca "Saati hiç fark etmemişim. Çok geç olmuş." dedim.

"İsterseniz bu saatte eve dönmekle uğraşmayın. Burada kalın." dediğinde sanki istediğim bu değilmiş gibi "Zahmet olmasın." dedim.

"Sonuçta evlendiğimizde birlikte yaşayacağız." deyince tebessüm ettim.

"Öyleyse kalayım." dedikten sonra üstüme baktım ve "Barbaros'tan pijama alsam iyi olacak." dedim.

"Odası yukarı çıkınca sağdan ikinci oda." dediğinde ayağa kalktım.

"Teşekkürler."

Merdivenlerden çıktıktan sonra tarif ettiği odaya girdim.

Barbaros terler içinde bir sağa bir sola kıvranıyordu.

Kıyamam.

Beni fark edemeyecek kadar acı çekiyordu.

Kapıyı kapattım ve dolabını açtım.

"Viens dans ma vie, j'ai envie d'être aimée de toi/ Viens dans ma vie, fais de moi ce que tu voudras/ Je l'ai compris, j'avais tort de chercher ailleurs/ Sur mon chemin, je n'ai pas trouvé le bonheur..."

Şarkı mırıldanırken Barbaros, "Gamze." diye mırıldandı.

Demek sesleri duyabilecek kadar kendinde.

"Barbaros, ne oldu sana?" diye sordum.

Cevap vermeye fırsat olmadan bayılınca kahkaha attım.

"Herhalde az önceki şarkıyı soracaktın. Baksana Talihe şarkısının yabancı versiyonu. Çok severim."

Dolabından şort ve tişört olduktan sonra üstümdeki kıyafetleri çıkardım.

Barbaros'tan aldığım kıyafetleri giydim. Belini sıktıktan sonra çıkardığım kıyafetlerimi katladım.

Barbaros'un bugün giydiği ceketin ceplerini kurcaladım ve içinden cüzdanını çıkardım.

Cüzdanının içinden kimliğini aldıktan sonra cebime koydum ve Barbaros'un başucuna geçtim.

Alnından öptükten sonra "Sana çok iyi bakacağım." dedim.

Bu beni güldürürken kapıya yöneldim. "Öldürürken zevk alacağım."

Odasından çıkıp aşağı indiğimde Orhan Bey, benim içlerine soktuğum adamlarım ile konuşuyordu.

Üstüme baktım ve "Sadece bunları bulabildim." dedim.

"Yakışmış." diyen Orhan Bey'e teşekkür ettim.

Merakla, "Bunlar kim?" diye sordum.

"Nikah işlemleri için yorulmayalım dedim. Kimliğini adamlarıma verirsen onlar işlemi halleder."

"Nikahı ne zaman kıyarız?" diye sordum.

"Yarın diye düşünmüştüm. Sence hangi gün yapalım?" diye sordu.

"Bence yarından sonraki gün daha uygun olur."

Barbaros anca iki gün içinde kendine gelir. Yarın onla nikahımı kıyacağımıza göre bir sonraki gün sahte nikah daha mantıklı olur.

"Tamam öyleyse." dediğinde tebessüm ettim.

Bu adama gülümsemekten canım sıkıldı. Öldürsem de kurtulsam.

"Kimliğim çantamda olacak. Gelin, size kimliğimi vereyim." dedim.

Adamlarım benim peşimden gelirken odadan çıktım.