Saatlerdir bir hastane içinde bir testten diğer teste gidiyorduk. Neye uğradığımı şaşırmıştık.
İçeri bir doktor girince merakla ona baktık. Artık ne olduğunu öğrenmek istiyordum.
Uzandığım hasta yatağından Barbaros'a baktım. Endişe ile bir sağa bir sola doğru yürüyordu.
Diğerleri de hastaneye gelmişti ama her ihtimale karşı yanımda sadece bir kişinin bulunmasına izin vermişlerdi.
Doktor, "Öncelikle geçmiş olsun. Ben Fatmagül Demirci. Kadın doğum uzmanıyım." dediğinde kaşlarım çatıldı.
"Anlamıyorum. Kadın doğum uzmanının neden bana bakması gerekiyor?" diye sordum.
Doktor Fatmagül kafasını öne eğerken "Düşük yapmış olabilirsiniz." dedi.
Gözlerim dolarken "Ne?" diye sordum.
"Düşük mü?"
Barbaros, "Emin misiniz? Hamilelikle ilgili hiçbir belirti olmadı. Gamze hamile mi kalmış yani ve şu an düşük olma ihtimali var." dedi.
Fatmagül Hanım, "Maalesef, düşük özellikle ilk üç ayda çok korkulan bir durum ve kadınlar daha hamile olduğunu öğrenemeden de düşük yaşadığı durumlar gerçekleşebiliyor." dedi.
"Benim yüzümden oldu." dedim.
"Ben bakamadım ona, eğer o kadar olayın içine girmesem hayatta olurdu."
Barbaros elimi tutarken "Önce doktor hanımın düşüncesi doğru mu teğit edelim. Belki hamile kalmamışsındır." dedi.
Derin nefesler alıp verirken hemşireler birkaç alet getirdi.
Fatmagül Hanım ultrason cihazını bana yaklaşırken "Lütfen tişörtünüzü sıyırın." dedi.
Hiçbir şey demeden tişörtümü yukarı kaldırdım ve eşofmanımı hafif aşağı indirdim.
Fatmagül Hanım karnıma şeffaf bir jel koyarken gözlerimi kapattım. Ne olduğunu görmek istemiyordum.
Doktor cihazı karnımda gezdirirken kapattığım gözlerimi sıktım.
Doktor cihazı karnımdan çektiğinde merakıma yenik düştüm ve gözlerimi açtım.
Doktor karnımdaki jeli silerken yüzü asıktı. Korkuyla Barbaros'a döndüm.
"Maalesef."
Gözümden yaşlar akarken "Nasıl yani? Düşük mü yaptım?" diye sordum.
"Meslektaşlarımın raporlarına baktım. Birkaç gün aç kalmışsınız. Hamileliğin ilk haftasındayken düşük yapmanızın sebebi bu."
Acıyla çığlık attım. Gözyaşlarım sel olup giderken yalnız kalmak istiyordum.
Barbaros titreyen sesiyle "Peki ne yapacağız?" diye sordu.
"Bir haftayla on iki gün arasında kanama devam edebilir. Bu sürede bazı parçalar düşecek." diyen doktor birkaç saniye sonra sessizce "Ölen çocuğunuzun." dedi.
Barbaros'un da gözünden yaşlar akarken doktor, "Düşen parçaları bana getirmeniz gerekiyor. Tam iki hafta sonra da muayene için gelmelisiniz." dedi.
"Geliriz Doktor Hanım." dedi Barbaros.
Doktor, "Başınız sağ olsun." dediğinde ona cevap verebilecek bir halde değildim.
Doktor odadan çıkarken ağlamam daha da şiddetlendi. Kabul edemiyordum.
Eğer inat edip o yemekleri yememezlik yapmasaydım belki şu an çocuğum hayattaydı.
Barbaros, "Gamze." dediğinde ona baktım.
O da benim gibi ağlıyordu.
Barbaros hiçbir şey demeden bana sarıldığında kollarımı sıkıca ona sardım.
Yüzümü göğsüne gömerken Barbaros, "Seni teselli etmek istiyorum fakat daha kendimi nasıl teselli edeceğimi bilemiyorum. Çocuğumuz öldü." dedi.
"Benim hatam. Babama artistlenip sunduğu yemekleri yeseydim düşük yapmayabilirdim. Her şey benim yüzümden oldu."
Barbaros benden ayrılırken yüzümü elleri arasına aldı. Gözyaşlarımı silerken "Saçmalama Gamze." dedi.
"Bu benim hatam. Ben seni çok geç buldum. Eğer zamanında seni bulsaydım bunların hiçbiri olmazdı."
Ağlamam şiddetleşirken odaya hızla giren Gizemlere baktım.
Gizem'in gözü ağlamaktan kızarmıştı. Bedirhan ve Özgür de ne tepki vereceğini bilemiyordu. Aşkın ise herkesten uzakta olayın şokunu atlatmaya çalışıyordu.
Doktor odadan çıktığında onlara açıklama yapmış olmalıydı.
"Abla." diyen Gizem ile yüzüm geri önüme düştü.
Gizem hızla bana sarılırken geri hıçkırarak ağlamaya başladım.
"Biz sizin yanınızdayız. Her şey güzel olacak." diyen Gizem'e cevap veremedim.
Düşük yapmıştım, hayat nasıl güzelleşebilirdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalan
ChickLitAnnesinin ölümünü araştıran bir mafya, katile ulaşmak için bir başka mafyanın çevresine girip ona yakınlaşmaya başlar. Yalanlar ile kurulan bir evlilik, intikam ve aşk.