Önemsiz

1.5K 124 85
                                    

Dağ evine vardığımızda endişeyle dışarıda, yerde yatan adamlarımın yanına eğildim.

İkisinin de nabzını kontrol ettiğimde atmıyordu.

Sinirle yumruğumu sıkarken Barbaros benden uzaklaştı ve "Burada vurulmuş beş adam var. Hepsi ölü." dedi.

"Çatışmaya girmiş olmaları lazım." dedim ve ayağa kalktım.

"İçeri geçelim, daha fazlası olabilir." diyen Barbaros ile adamlarımdan birini içeri sürükledim.

Barbaros da diğer adamını içeri soktuğunda kapıyı kapattım ve "Cesetlerini alması için buraya adam gönderirim." dedim.

"Benim telefonumu getirsene. Bizi buradan alsınlar diye destek çağırayım." dediğinde "Bekle." dedim ve banyoya gittim.

Telefonunu parçalanmıştım. Geriye kalan kısmını ise saklamıştım.

Dolaptan geriye kalan parçaları çıkardıktan sonra birkaç parçaya böldüm ve Barbaros'un yanına gittim.

"Eve girmiş olmalılar. Telefonunu parçalamışlar."

Barbaros sinirle küfredince "Önemli bir şey var mıydı?" diye sordum.

"Bir iş için gerekli kanıtları telefonumda tutuyordum." dediğinde "Ne işiydi?" diye sordum.

"Önemsiz." diyerek konuyu kapatmaya çalışınca benimle alakalı olduğunu anlamıştım.

"Önemsiz ise önemli kategorisinde yargılayamazsın."

Barbaros kısa bir süre düşündü. "Doğru."

"Şimdi ne yapıyoruz?" diye sordum.

"Adamlarının geldiği araba sağlam mı diye kontrol etmem lazım ama dışarıda adam var mı, bilmiyoruz. Dışarı çıkmak tehlikeli olur."

"Sen çık, ben seni kollarım." dediğimde "Hava karardı. Görmen zor olur. Bu riske gerek yok." dedi.

"Telefonuma uygun şarj aleti bulabilir miyim? Birilerini çağırırız." dedim.

"Şarj aleti yoktur." dediğinde ofladım.

"Adamlarıma geliyoruz, demiştim. Gitmezsem şüphelenip bizi bulmaya gelirler. Onları bekleyelim." dedim.

"Mantıklı."

"Peki bekleyene kadar ne yapalım?" diyerek bana sırnaşacaktı ki "Açım, yemek yiyeceğim." dedim.

"Soğumuştur." diyerek burun kıvıran Barbaros'a "Olabilir." dedim.

"Soğumuş yemek sevmiyorum." diyen Barbaros, o kadar uğraşıp yaptığım pizzayı beğenmiyordu.

"Yeme o zaman." dedim ve mutfağa gittim.

Tezgahın üzerindeki dilimlenmiş pizzadan iki dilim tabağa koyarken Barbaros, "Ben de yemek istiyorum." dedi.

"O zaman ye, Barbaros."

"Ama soğuk." diye sızlanınca bıktığımı belli etmek için bağırdım.

"Yeter, Barbaros. Yemek istiyorsan ısıt. Ne sorun ettin?"

"Nasıl ısıtcam?" diye soran Barbaros'a "Galiba mikrodalga yok. Fırına koy, ısıt." dedim.

"İstersen seninkileri de ısıtayım." diye teklif sunarken çoktan tabağımı elime almıştım.

"Yok, ben içerdeyim. Isıt ve gel." dedim.

Barbaros tepsiyi fırına koyarken salona gittim.

Televizyonu açıp koltuğa oturduğumda belimdeki tabanca rahatsız etti.

Tabancamı yanıma koyduktan sonra televizyonda açık olan kanala baktım.

Muhteşem Yüzyıl mı?

Seneler önce bitmesine rağmen program olmayan bir kanalda yayımlanıyordu.

Heyecanla izlemeye başladım.

Pizzamı bitirdim, yarım saat geçti, Barbaros hala ortada yoktu.

Burnuma yanık kokusu gelmeye başlayınca "Barbaros!" diye seslendim.

Barbaros öksürerek salona gelince merakla, "Ne oldu?" diye sordum.

"Yandı."

"Ne demek yandı?"

"Ne bileyim. Dediğin gibi fırına koydum. Yandı." diye açıklama yapınca "Ne kadar süredir yoksun, kaç dakikadır içeridesin." dedim.

"Pizzayı yaptığımız süre boyunca pişirdim işte." dediğinde kahkaha attım.

"Gel buraya geri zekalı."

Barbaros surat asarak yanıma uzanıp kafasını bacağıma koydu.

"Sadece ısıtmak istediğin bir pizzayı neden pişirecek kadar uzun süre fırında tutarsın ki?"

Barbaros, "Nereden bileyim ben." diye söylenince güldüm.

Barbaros televizyona baktığında "Muhteşem Yüzyıl mı?" diye sordu.

"Evet. İbrahim Paşa'nın olduğu bölümler." dedim.

"İbrahim öldükten sonra kendini dizide özletti." diyen Barbaros'a şaşkınlıkla baktım.

"Diziyi seviyor musun?"

"Tabii, Kösem olanı da izledim. Daha doğrusu annem çok severdi. Onunla çok izlerdim."

"Öyleyse sus ve izle. Valide, Leo olayını Süleyman'a söyledi. Heyecanlı." dedim.

Barbaros, "Açım." diye sızlanınca "Birazdan biter. Sana bir şeyler yapalım." dedim.

YalanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin