Depoya geldiğimizde yorgunlukla kendimi l koltuğa attım.
"Burası da bizim mekan işte. Silahlar olsun, dosyalar olsun burada hep. Çevredeki adamlardan da buranın önemini anlamışsınızdır." dedim.
"Güzel yer." diye yorum yaptı Bedirhan.
"Acil durumlarda kullanılması için çok uygun bir yer." diyen Barbaros'a "Acil bir durumda Özgür ile toplanma yerimiz burası. Ayrıca burada uzun süre kalmamız gerekirse diye konserve yiyecekler, içecekler ve gizli bir oda var." dedim.
"İyiymiş." dedi Barbaros.
Özgür, "Şimdi babama ne yapacağımızı düşünelim." dedi.
"Bence gece gizlice evine girip işini halledelim." dedi Bedirhan.
"Olmaz." dedim.
"O adam acı çekerek, inleye inleye ölecek. Sessiz bir ölüm olmaz."
Barbaros, "Babanın adamları ve zekası ile erken saatlerde saldırı düzenlersek kayıp yaşama ihtimalimiz yüksek." dedi.
"O zaman gece öldürmek yerine kaçıralım." diyen Özgür ile Bedirhan, "Bir yetmiş beş boylarında yüz kiloya yakın adamı nasıl kaçırmayı planlıyorsun? Hem de o kadar adamı arasında?" dedi.
"Dışarıdayken kaçırsak nasıl olur?" diye sordum.
"Tehlikeli ama mümkün." dedi Barbaros.
Özgür kısa bir süre düşündü ve "Adamlarının onu gizliden korumadığına emin olmalıyız. Onu uzaktan takip edip olası saldırılara karşı hazırlıklı olan adamları olabilir." dedi.
"Peki babamın tek başına gitmesini sağlayamaz mıyız?" diye sordum.
Bedirhan, "Tek başına kalmasını sağlamak çok zor ama onu, adamlarını haklayabilecek bir yere çekebilirsek işini halledebiliriz." dedi.
Bedirhan'ın kurduğu cümle ile onu nerede haklayabileceğimizi ve onu nasıl istediğimiz yere çekebileceğimizi düşündüm.
"Buraya yakın ormana çağırabiliriz. Pusu kurup adamlarını öldürürüz. Baban ne olduğunu anlamadan da kendisini yakalamış oluruz." dedi Özgür.
"Babam benim çağırmam ile gelmez. Gelse bile bir plan olduğunu anlayıp hazırlıklı gelir."
"Gizem çağırsa gelir." diyen Barbaros ile Bedirhan, "Gizem'i bu işe karıştırmayalım. Bir zarar gelebilir." dedi.
"Çevrede biz varken ona hiçbir şey olmaz." dedim.
"Yine de babasını yakalayacağız. Onu bırak, onca adam öldüreceğiz. Daha kan görünce kötü oluyor. Eğer biz onları yaparken orada olursa çok etkilenir." diyen Bedirhan ile derin bir nefes aldım.
"Öyleyse ne yapalım Bedirhan? Babamı nasıl ormana çekebiliriz?" diye sordum.
Bedirhan cevap veremezken Özgür, "Gizem ormana çağırınca da şüphelenebilir. Onca yer varken orman niye? Daha makul bir yere çağırması lazım." dedi.
Barbaros, "Özgür doğru diyor. Gizem, onu daha uygun bir yere çağırsın ama Gizem gitmesin." dedi.
Ayağa kalktım ve "Bu konu canımı çok sıkıyor." dedim.
Erzak dolabından su alırken başım tekrar dönünce duvardan destek aldım.
"Gamze iyi misin?" diye soran Barbaros'a "Galiba kahvaltı yapmadım diye başım döndü." dedim.
Özgür, "Emin misin?" diye sorunca "Eminim." dedim.
Erzak dolabındaki konservelere baktım. Canım hiçbirini çekmiyordu.
"Gizem'i arayacağım. Kahvaltı hazırlasın. Biz eve gidene kadar kahvaltı hazır olur." dedim.
"Hadi gidelim." diyerek ayağa fırlayan Bedirhan ile Barbaros, "Gizem'i görecek ya nasıl da ayaklandı." dedi.
Bu duruma gülümseyerek Gizem'i aradım.
Gizem telefonu açınca konuşmasına fırsat vermeden "Eve geliyoruz. Kahvaltı hazırlasana." dedim.
"Az kibar ol." diyen Bedirhan baktım ve tek kaşımı kaldırarak baktım.
Bedirhan anında tırsarken Gizem, "Hazırlarım, istediğiniz bir şey var mı?" diye sordu.
"Sadece sıcak çay istiyorum. Kahvaltıyı kafana göre hazırla." dedim.
"Tamamdır, siz gelmeden hazır olur." dediğinde telefonu kapattım.
"En azından yüzüne kapatmasaydın." diyen Bedirhan'a "Konuşma bitmişti, niye kapatmayayım ki?" diye sordum.
"Normal insanlar görüşürüz der ya hani?"
"Gereksiz." dedim ve Bedirhan'ı umursamadan yürümeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalan
ChickLitAnnesinin ölümünü araştıran bir mafya, katile ulaşmak için bir başka mafyanın çevresine girip ona yakınlaşmaya başlar. Yalanlar ile kurulan bir evlilik, intikam ve aşk.