Yaren'in yanına oturduğumda göz ucuyla bana baktı.
"Hoş geldin, demeyecek misin?" diye sordum.
Yüzünü bana döndürdü ve "Demeyeceğim. Niye geldin?" diye sordu.
"Bir erkek için kavga edecek kadar senin gibi düşmedim. Aslında... Kavga edecek bir şey de yok. Barbaros beni seviyor, benimle evlendi ve bir aile kuracağız."
Yaren sözümü kesti. "O zaman niye yanıma geldin?"
"Kardeşimle tanışmışsın." dedim.
"O sekreter ile mi? Evet, tanıştım." Sekreter derken küçümsemişti. Bu sinirlerimi bozmuştu.
"Ona pek de iyi davranmadığını öğrendim." dedim.
"Bu yüzden mi buraya geldin? Kardeşin kendisini savunamıyor ve sana şikayet ediyor. Sen de onu ezebilecek insanlara karışıyorsun."
Acıyarak güldü.
Aynı onun gibi güldüm. "Öyle ya da değil. Ben sonuca bakarım." dedim.
"Sonuç neymiş?" diye sordu.
Maçı izlerken "Cenaze için geldiysen cenazeye katılacaksın ve eşimi de beni de rahatsız etmeyeceksin. Sonra ne yaparsan yap. İstersen geri yurt dışına git, istersen burada kal. Umurumda değil." dedim.
"Barbaros seninle evlenmiş olabilir ama o ben yoktum diye. Şimdi ben varım ve ayrılmanız uzun sürmeyecek."
Cevap vermedim.
Bedirhan'a baktım. Göz göze geldiğimizde kendini yere attı.
Bedirhan acıyla kıvranırken ayağa kalktım. Herkes Bedirhan'ın etrafına toplanırken sahaya girdim.
Yaren de arkamdan sahaya girmişti.
Koşarak sahaya giren Gizem endişeyle, "Ne oldu?" diye sordu.
"Bacağım kasıldı." diye yalan söyleyen Bedirhan rolünü gayet iyi oynuyordu.
Barbaros yanına eğilip bacağını düz tutsun diye yardım ederken Yaren bana baktı.
Kesinlikle aklında bir şeyler vardı.
Takımdan birkaç kişi Bedirhan'ı tribünlere götürürken Yaren, "On kişi mi oynayacaksınız?" diye sordu.
Barbaros, "Öyle gözüküyor." dediğinde Yaren, "Ben on birinci olarak oyuna girebilirim. Eskiden öyle yapardık." dedi.
Benim kurduğum plandan mı yararlanmaya çalışıyordu bu?
Kaşlarımı çattım.
"Eskiden öyle yaparmışsınız. Maça ben girerim." dedim.
Yaren, "Bu ince topuklu ayakkabılar ile mi? Koşamazsın bile." dedi.
"Maça kimin gireceğine sen karar vermiyorsun. Sen sus da takımdakiler karar versin." dedim.
"Tamam." diye mırıldanan Yaren ile Barbaros'a döndüm. "Maça kim giriyor?"
"Topuklular ile oynayabilecek misin?" diye soran Barbaros'a baktım. Tereddütteydi.
O tereddüt duygusundan dolayı onu pişman edeceğim.
Özgür benden önce davrandı ve "Sadece oynamak ile kalmaz. Emin olabilirsin." dedi.
Bu dediğine gülümsedim. Benim için böyle konuşması beni hep mutlu etmişti.
"Öyleyse Yaren sahadan çıkar mısın? Maça kaldığımız yerden devam edelim." diyen Barbaros ile sırıtarak Yaren'e baktım.
Yaren, yüzünü asarak sahadan çıkınca Barbaros yanıma sokuldu. "Karımsın diye tolerans gösterdim. Güzel oynamazsan bozuşuruz."
"Sana topuklu ayakkabıyla bile bin basarım." dediğimde Barbaros'un dudağı yukarı kıvrıldı.
Bilmiyor ki dört buçuk yıl boyunca futbolla profesyonel olarak ilgilendim. Bir de bunun geçmişi de var.
"Göreceğiz karıcığım."
Barbaros, takımdakilerin yanına giderken Özgür yanıma geldi ve sessizce "Sakin misin?' diye sordu.
"Sakinim." diye fısıldadım.
"Sadece eğleneceğiz. Rahat olabilirsin." diyen Özgür'e kaşlarımı çatarak baktım.
"Sadece eğlenmek mi? Kazanacağız, hatta fark atacağız." dedim.
"Hırslı Gamze geri dönmüş." dediğinde "Tabii ki döneceğim. Sen de hırslansan iyi olacsk. Sadece eğlencesine oynarsan maç sonu seni vururum." dedim.
"Zaten Aşkın izliyor diye olabildiğince iyi oynuyorum. Etkilensin."
Bizim takımdan biri "Hadi beyler ve yenge! Devam edelim!" dediğinde derin bir nefes aldım.
Bu maçı kazanacağız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalan
ChickLitAnnesinin ölümünü araştıran bir mafya, katile ulaşmak için bir başka mafyanın çevresine girip ona yakınlaşmaya başlar. Yalanlar ile kurulan bir evlilik, intikam ve aşk.