Barbaros ile Sinan denen adamının yanına, Barbaros'un deposuna vardığınızda çevreyi koruma tarzı dikkatimi çekmişti.
Hataya yer yoktu.
Depoya girdiğimizde dışarıdan ne kadar yıkık gibi görünse de içinin sağlam olduğu belliydi.
Barbaros koridorun en sonundaki kapıdan içeri girince onu takip ettim. Büyük bir salona gelmiştik.
Bağlı iki adamın başında duran adamlardan biri öne çıktı ve "Hoş geldiniz Barbaros Bey." dedi.
"Hoş geldiniz Gamze Hanım."
Barbaros merakla, "Hoş bulduk Sinan, hoş bulduk. Kartlarımı çalan bunlar mıymış?" diye sordu.
"Evet, Barbaros Bey. İkisi de sizin adamınız değil."
Kaşlarımı çattım. "Nasıl aranıza girmeyi başarmışlar?"
"Sizinle gerçekleşen evlilikten önce Barbaros Bey'in öldürdüğü mafyanın adamlarıymış gibi aramıza girmişler. Onları yakalatan ise onlara tanımlanan görev yerinin dışında kameralara yakalanmaları oldu."
Alayla güldüm.
"Ufak bir işi beceremediniz mi?" diye sordum.
Adamlar bana cevap vermezken Barbaros, "Hiçbir şey dediler mi?" diye sordu.
"Yok, Barbaros Bey. Konuşmayı inkar ediyorlar."
Adamlardan biri bana baktı ve "Gamze ile yalnız kalırsak sadece ona söyleyeceğimiz bazı şeyler var." dedi.
Kaşlarımı çataraken "Ne konuşacakmışız?" diye sordum.
"Yalnız kalırsak söyleriz."
Barbaros'a döndüm ve "Siz çıkın. Bakalım, ne diyecekmiş." dedim.
"Bir şey olursa kapıda bekliyoruz." diyen Barbaros'u kafamla onayladım.
Barbaros, Sinan ve diğer birkaç adım odadan çıktıklarında adamlara baktım.
"Ne konuşmak istiyorsunuz?" diye sordum.
"Botanikçi'nin sana selamı var."
Alayla, "Kendi gelip selam veremiyor mu?" diye sordum.
"Zamanı geldiğinde seninle yüz yüze görüşecek."
Derin bir nefes verdim. "Ne konuşmak istiyorsunuz?"
"Botanikçi sana bir teklif sunalım diye yakalanmamızı istedi."
"Yani sırf planı için birkaç adamını daha ölüme terk etti." dedim.
"Bundan rahatsız değiliz." diyen adama baktım.
"Enayisiniz öyleyse."
"Sana göre." dediğinde dudağım yukarı doğru kıvrıldı.
"Botanikçi'nin teklifi ne?" diye sordum.
"Eğer tüm şirketlerini ona devredersen canınızı bağışlayacak."
Güldüm.
Kesin bir kararla "Böyle bir şey olmayacak." dedim.
"Senin kararın. Eğer bu teklifi kabul etmezsen bize göre de sen enayisin." diyen adama baktım.
Fazla cesurdu.
Böyle on adamım olsa bırak Botanikçi'yi, tüm mafyaları tek tek öldürürdüm.
Bunu rahatlıkla yapabilirdim.
Tabii ya! Bu!
Bizimle aynı yollardan adam bulmuş olamaz. Bu adamları kendine her daim bağlı olsun diye özel bulmuş olmalıydı.
Eğer adamların geçmişini araştırırsak Botanikçi'yi buluruz.
"Bana en büyük yardımı yaptınız." dedim.
Adamlar bana anlamayarak bakarken dışarı çıktım ve beni bekleyen Barbaros'a "Botanikçi'yi nasıl bulacağımızı buldum." dedim.
Barbaros bana hayretle bakarken Sinan'a "Şu zamana kadar Botanikçi'nin kimliğini bulduğumuz adamlarının geçmişini inceleyin. Nasıl bu işlere bulaşmışlar, hayatlarında değişiklik olan dönemleri inceleyin." dedim.
"Emredersiniz Gamze Hanım."
Sinan, yanındaki adamlar ile emrimi yerine getirmeye giderken Barbaros, "Adamları ona çok sadık." dedi.
"Aynen öyle. Böyle sadık adam çok zor bulunur. Özel olarak seçilmiş olmalılar. Eğer onların nasıl seçildiğini bulabilirsek Botanikçi'ye giden yol önümüze serilir." dedim.
Barbaros bana hayranlıkla bakarken "Çok zekisin." dedi.
Gülümsedim. "Teşekkür ederim."
"Bu arada içerideki adamları ne yapacağız?" diye sordum.
"Konuşmayacaklar ama uyuşturucu enjekte edersek iradelerini kırabiliriz. Bir ipucu, belki de Botanikçi'nin kimliğini bulabiliriz." dedi.
Kısa bir süre düşündüm. "Gerçek kimliğini bu adamların bildiğini sanmıyorum ama ipucu yakalama konusunda haklısın. Yardımları dokunur."
"Tamam, ben adamlarıma yapmaları gerekenleri söyleyeyim." diyen Barbaros'a "Ben de Özgür'ü arayacağım. Şirkette işler nasıl gidiyor, merak ediyorum." dedim.
Barbaros beni kafasıyla onaylarken depodan çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalan
ChickLitAnnesinin ölümünü araştıran bir mafya, katile ulaşmak için bir başka mafyanın çevresine girip ona yakınlaşmaya başlar. Yalanlar ile kurulan bir evlilik, intikam ve aşk.