Affedemem

1.2K 114 46
                                    

Barbaros sabırsızlıkla bana bakıyordu. Onu daha da meraklandırmamak için konuşmaya başladım.

"Annem günlük tutmaya bayılırdı. Adamlarından birini günlüğünü alıp gelsin diye emir vereceğim. Günlükten bir ipucu bulabiliriz." dedim.

"O zaman ne duruyorsun? Hemen adamlarından birine söyle." diyen Barbaros ile telefonumu çıkardım ve evimin çevresinde görevli olan adamlarımdan en yetkili olan kişiye mesaj yazdım.

"Annemin odasında komodinin üzerinde günlük var. Onu Barbaros'un evine getirin ve direkt bana verin."

Mesajı anında gördü. "Önem derecesi nedir Gamze Hanım? Ona göre göreve adam atayayım."

"Oldukça önemli. Gerekirse iki araba adam ile günlüğü yolla. İstersen sen de başlarında gel ama o günlüğü bir başkasının eline geçmeden bana getirin."

"En güvenli ve hızlı biçimde günlüğü size ulaştırabileceğimize emin olabilirsiniz Gamze Hanım."

Telefonu kapattım ve "Bu iş böyle yapılır." dedim.

Barbaros, "Ben olsam telefona anında bakan adamıma bu denli önemli bir görevi vermezdim." deyince "Niye?" diye sordum.

"Telefona mesaj gelir gelmez cevap verebilen birisi işini layığı ile yapmıyordur."

"Sen ondan bahsediyorsun. Adamlarımın bildirimleri tek benim mesajlarıma açık. Ne zamon bildirim sesi duysalar benden mesaj geldiğini anlayıp telefonu açıyorlar."

Barbaros hayretle bana bakarken "Çok zekice." dedi.

"Biliyorum, biliyorum. Peki sen adamlarına acil ulaşmak isteyince ne yapıyorsun?" diye sordum.

"Arıyorum. Eğer ben arıyorsam açıyorlar."

"Anladım." diye mırıldandım.

Barbaros, "Bizimkilerin yanına inelim mi?" diye sordu.

Ayağa kalkarken "Gidelim." dedim.

Barbaros da ayağa kalkarken kapımız açıldı. İçeri giren Aşkın'a baktım.

"Bir an sevişmeye başladınız sandım. O yüzden gelmiştim ama hayallerimi yıktınız." dedi.

"Çok üzgünüm Aşkın. Bir daha sen geleceksin diye yatağa geçeriz." diyen Barbaros ile Aşkın, "Hevesim kırıldı bir kere, güzel bir sahne görmediğim sürece size tripliyim." dedi.

"Özgür'ün bornozlu fotoğrafını atarım." dedim.

"Teklifini arttır."

"Sadece belinden bir havlu olan fotoğrafa ne dersin?" diye sordum.

"Vücudu ıslak mı?"

"Aynen öyle."

"Anlaştık. Sizinle barıştım." diyen Aşkın heyecanla yanıma geldi ve koluma girdi.

"Fotoğrafı atsana."

"Atayım bari."

Telefonumu açıp galerime girdiğimde Aşkın, "Hazır fotoğraf atacakken bornozlu olanı da atsana." dedi.

Gülerek "Hadi benden sana jest olsun." dedim ve iki fotoğrafı da Aşkın'a yolladım.

Aşkın sırıtarak telefonunu açarken Barbaros, "Özgür'ün o tarz fotoğraflarının sende ne işi var?" diye sordu.

"Adam eşcinsel. Herhalde kıskanmıyorsun." dedim.

"Özgür benim, Barbaros. Herhalde bu paçozla olacak hali yok." diyen Aşkın'a baktım.

"Ayıp oluyor yalnız."

Barbaros da "Paçoz dediğin benim karımdı." dediğinde Aşkın, "Her neyse, aşağı gelin artık. Sizi bekliyoruz." dedi ve odadan çıktı.

"Aşkın'ı anlamak bazen zor oluyor." dedi Barbaros.

Aşkın'ın ardından bakarken "Onu fark ettim." dedim.

"Neyse, aşağı inelim."

Barbaros'u onayladım ve odadan çıktım. Birlikte aşağı indiğimizde Aşkın'ın sırıtarak telefonuna baktığını gördüm.

Kesinlikle hala Özgür'ün fotoğraflarını inceliyor.

Gizem ve Bedirhan gitmişti.

Merakla, "Gizem ve Bedirhan nereye kayboldu?" diye sordum.

"Kan kokusundan dolayı Gizem'in midesi bulandı. Şimdi bahçedeler." dedi Özgür.

"Anladım." diyerek koltuğa oturdum.

Kan kokusu oldum olası hep hoşuma giderdi. Hatta Özgür'ün eskiden benimle vampir diye dalga geçtiğini hatırlıyorum.

"Şimdi ne yapıyoruz? Onu konuşalım." diyen Özgür'e "Annemin bu işle alakası olabilir. Adamlar şimdi günlüğünü getiriyor, günlüğünü inceleyeceğiz." dedim.

"İyi düşünmüşsün, benim de aklıma bu işle alakalı olduğu gelmişti."

"Umarım annem yaşarken fark etmediğim olaylar olmamıştır. Yoksa kendimi affedemem."

YalanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin