İki adam da öldüğünde "Şükrü! Buraya bakın!" diye bağırdım.
Barbaros'un adamı hızla yanıma geldi ve önünü ilikledikten sonra "Buyurun Gamze Hanım." dedi.
"Bu iki cesedi halledin."
Şükrü, "Emredersiniz Gamze Hanım." diye cevap verirken kanlı ellerimi üzerime siliyordum.
"Mutfağı da temizleyin." derken Şükrü ümitsizce mutfağa baktı.
Dolaplar, zemin, duvarlar...
Her yer kan içindeydi.
"Mobilyaları atıp yenisini alabilirsiniz. En basit çözümü uygulayın." dediğimde rahatlamıştı.
"Tamam Gamze Hanım."
Mutfaktan çıkmadan önce "Biraz şık bir modern olsun." dedim.
"Halledeceğimize emin olabilirsiniz."
Oturma odasına geçtiğimde üstüm başım kan içindeydi.
Gizem bana dehşetle bakarken "Biraz sinirimi atmam lazımdı." dedim.
"Belli oluyor abla. Üstündekiler kırmızı rengine bürünmüş."
Şükrü odaya girdiğinde ona baktım. "Bir şey mi var, Şükrü?"
"Kırdığınız masanın yerine mutfak adasını büyütebiliriz. Ne yapalım?"
"Büyütün. Zaten yemek odası var. Bir masaya daha gerek yok." dedim.
"Bir de cesetler parçalara ayrıldığı için gübre değirmeninde* cesetleri yok edebiliriz. Yine de kesin yol istiyorsanız yakalım."
"Yakın, daha iyi olur." dedim.
"Tamam Gamze Hanım."
Şükrü odadan çıktığında Barbaros hariç hepsi dehşetle bana bakıyordu.
Barbaros, hayranlıkla bakıyordu.
"Size söyledim. Sinirimi attım."
Aşkın, "Cesetleri parçalayarak mı?" diye sorunca "Evet, öyle." dedim.
Bedirhan, "Masayı nasıl kırdın? Merak ediyorum." dedi.
"Cesetleri parçalamış. Sen bunu mu merak ediyorsun?" diye sordu Özgür.
"Abartılacak bir şey yok. Halit'i değil, diğerinin kafasını masaya vururken sinirlendim ve onu direkt masaya ittirdim. Sonra birkaç darbe daha aldı ve kırıldı. Onları boşverin. Plan yapalım." dedim.
"Bebeğim önce üstünü değiştirsen iyi olacak. Her yerin kan içinde." diyen Barbaros'a diğerleri de hak verdi.
"Ben üstümü değiştireyim, siz de o sırada ne yapabiliriz düşünün." dedim.
Barbaros ayağa kalktı. "Benim yerime de düşünün."
"İki insan gibi düşünebilecek kapasitemiz olsa burada olmazdık." diyen Aşkın'a "Sen direkt hiç düşünme." dedim.
"Bana uyar." diyerek kafasını Özgür'ün omzuna koyan Aşkın gülümsetmişti.
Barbaros elimden tuttu ve "Yukarı çıkalım." dedi.
Birlikte oturma odasından çıktığımızda "Hayırdır? Tek başıma giyinemiyor muyum?" diye sordum.
"Giyinemiyorsun."
"Keşke bundan benim de haberim olsaydı." diye söylenirken Barbaros, "Karımdan ayrılmak istemedim. Söylenme işte." dedi.
"Tamam, susuyorum."
"Heh böyle." dediğinde gülümsedim.
Bu adamı içtenlikle seviyorum.
*Yenilenebilir enerji sektörünün biokütle yakıt grubunda olan ve özellikle tarım sektöründe yoğun bir şekilde kullanılan öğütme hattı tüm dünyada önemli bir rol oynamaktadır.
Günümüzde birçok ürün grubu başta ormansal atıklardan olmak üzere, dal odun parçalarından, cips, yonga, kaba talaş, büyükbaş hayvan gübresi, küçükbaş hayvan gübresi, broiler gübre, solucan gübresi, kanatlı hayvan gübresi, maden atıkları, tekstil atıkları, bitkisel atıklar, evsel atıklar, arıtma çamuru, tarımsal atıklar (saman, yonca, mısır sapı, haşhaş sapı, arpa, buğday, yulaf, üzüm çöpü vb.) gibi tüm ürünler öğütülerek toz hale getirilip sektörde amaçları doğrultusunda kullanılarak bazen toz, bazen de pellet (pelet) ürününe ön hazırlık haline getirilip elektrik enerjisi, yakıt sektörü ve toprakta gübre olarak yoğun bir şekilde kullanılmaktadır.
Toz hale getirilecek olan ürünler değirmen sistemine taşıyıcılar vasıtasıyla (helezon, bant, fanlı sistem) aktarılarak müşterinin ihtiyacına göre belirlenen irili ufaklı boyutlarda hammaddenin yapısına ve nemine bağlı olarak farklı kapasitelerde ve ölçülerde üretim yapılabilmektedir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalan
ChickLitAnnesinin ölümünü araştıran bir mafya, katile ulaşmak için bir başka mafyanın çevresine girip ona yakınlaşmaya başlar. Yalanlar ile kurulan bir evlilik, intikam ve aşk.