Keşke

1.2K 113 42
                                    

Barbaros boynuma bir öpücük bıraktıktan sonra yanıma uzanınca derin bir nefes verdim.

"Bir kere de yatakta yapalım. Neden hep farklı yerlerde?" diye sordum.

"Bilmem."

Kafamı göğsüne koyarken elimi karnında gezdirmeye başladım.

Merakla, "Başka bir şekilde karşılaşmış olsak benden sıkılır mıydın?" diye sordum.

"Sonuçta sen, sen değil misin? Nerede karşılaştığımızın ne önemi var?"

"Bilmem, merak ettim." dedim.

"Hayır, sıkılmazdım."

Koltukta doğruldum.

"Üşüdüm."

Barbaros doğrulup ön koltuktan kıyafetlerimi uzatınca teşekkür ettim.

Kıyafetlerimi giydikten sonra giyinen Barbaros'u izledim.

"Çok garip, karı kocayız."

Bu dediğime güldü.

"Sanki alışman lazım."

"Haklı olabilirsin." dediğimde güldü.

"Olabilirim demek."

"Olabilir."

Cevabını beklemeden arabadan indim ve geldiğimiz uçuruma baktım.

Soğuk hava yüzüme vururken arabadan inen Barbaros'a baktım.

"Futbolla ne zaman ilgilendin?" diye soran Barbaros yere oturdu.

Onun yanına oturdum ve "Yedi yaşımdan, on dört yaşıma kadar futbolla ilgilendim." dedim.

"Bırakma sebebin baban olduğu belli ama ne oldu?"

"Pek anlatmak istemiyorum." dedim.

"Peki öyleyse." dedi ve yere uzandı.

Yanına uzandım ve "Küçüklüğüm berbattı." dedim.

"Orası fark ediliyor."

Gökyüzünü incelerken acıyla gülümsedim.

"Keşke iyi bir babam olsaydı." dedim.

"İyi bir baban olsaydı şu anki sen olur muydun?" diye soran Barbaros'a "Şu anki kişiliğimden daha iyi bir kişiliğim olabilirdi." dedim.

"Nasıl? Mesela Gizem gibi mi?"

"Hayır, o çok saf!"

"Onun iyi bir babası yok muydu? Belki sen de onun gibi olacaktın. Bence keşke demek yerine iyi ki, de. İyi ki bunları yaşamışsın. Yoksa bu kadar güçlü bir kadın olmayabilirdin."

Barbaros'a baktım. Gökyüzüne bakıyordu.

"Biliyor musun, haklısın."

"Babanın bugünkü tavrına bakarak mafya olmadığını söyleyebilirim. Annen de mafya değilse bu işe nasıl bulaştın?"

O günler aklıma gelirken garip hissettim. Onca çaba ve emek. Yorucu günlerdi.

"Annem ve babam ayrılınca babam suçu bende bulmuştu ve bir sene sonra kumar borcu olarak beni satmaya kalkıştı."

Acıyla güldüm.

O günü çok net hatırlıyorum. O gün olmadığım kadar korkmuştum.

Barbaros'un kaşları çatılırken anlatmaya devam ettim.

"Beni sattığı adam meğerse güçlü bir mafyaymış. Ben nereden bileyim, tehlikeli birisi olduğunu. O tuvalete gittiğinde masasından tabancasını aldım ve tuvaletten çıktığı anda onu vurdum."

Barbaros doğrulurken ne diyeceğini bilemeyerek bana bakıyordu.

"Tabii silah sesiyle adamları odaya daldı. Adamı vurduğumu gördüklerinde günlerce işkence ettiler. Özgür'ün babası da bu işlerde, gelip beni kurtarmıştı. Sonrasında ise bu işten çıkamadım."

"Bunları yaşaman adil değil." diyen Barbaros'a "Hayat adil değil. Yapacak bir şey yok." dedim.

Barbaros bir şey diyemezken "Peki sen? Sen nasıl bu işlere bulaştın?" diye sordum.

"Yine babam kendi çıkarları için hareket ederken bazı adamları kızdırmış. Neyse ki adamlar bizim gibi düşünen kişilerdi. Beni kendi adamı olarak işe aldı, işi öğretti. O ölünce tüm yeraltı işlerini bana bıraktığını öğrendim."

"Vay be. İkimizi de bu işlere babaları atmış." dedim.

"Artık fırsatım olsa bile bu işten uzaklaşmam. Gördüğüm saygıyı seviyorum." diyen Barbaros ile "Ben de öyle. Güç ve korkulan kişi olmak hoşuma gidiyor." dedim.

"Seni öldürdükten sonra senin gücün de benim olacaktı. O zaman işte kimse yanıma yaklaşamayacaktı." diyen Barbaros ile güldüm.

"Ben de aynısını düşünüyordum. Kim mutlu bir çift olacağımızı bilebilirdi?"

Barbaros bana bakarken gülümsedi. "Kimse bilemezdi."

Gözlerimi kapattım ve "Her ne olursa olsun elde ettiğim başarılarım beni mutlu ediyor." dedim.

YalanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin