Sedat'ın barına geldiğimizde girişteki korumalara baktım.
"Hoş geldiniz Gamze Hanım."
"Hoş geldiniz Özgür Bey."
"Sedat içeride mi?" diye sordum.
"Evet efendim. Özel masasında oturuyor."
Cevap vermeden içeriye girdik. Sedat'ı içki içerek eğlendiğini görünce Özgür'ü dürttüm.
"Yanı boş. Bir şeyler alıp yanına gidelim."
Barmenden bira aldıktan sonra Sedat'ın yanına oturdum. Özgür de karşımıza.
Sedat bizi görünce şaşırmıştı. "Hayırdır? Siz buralara uğrar mıydınız?"
Özgür, "Yaptığın bir satış hakkında konuşmalıyız." dedi.
Sedat anında ciddileşti. İçkisini masasına koyduktan sonra "Bir yanlışımız olmadı umarım." dedi.
Evimi izleyen arabanın fotoğraflarını Sedat'a gösterdim.
"Bu arabayı sen mi sattın?"
"Evet. Bayağı şaşırtıcı olaydı." deyince derin bir nefes verdim.
"Bu arabayı sattığın adam ile annemi öldüren kişi bağlantılı. Belki de aynı kişiler." dedim.
"Annen mi öldürüldü? Hangi salak bunu yapacak kadar cesaretli olabilir ki?"
Sedat'ın kurduğu cümle ile sinirle güldüm. "Bilmiyorum. Ya çok cesaretli ya da aptal birisi."
"Senin annene dokunmaya cesaret edecek birisinin olacağını sanmıyorum."
"Burasını boşver. Sonuç olarak o hatayı yaptırdı. Şimdi senden bu arabayı kim aldı?" diye sordum.
"Dediğim gibi karışık bir olaydı. Alanı tanımıyorum." dediğinde "Nasıl?" diye sordu Özgür.
"Benden aracı teslim alan ile satın alan kişiler farklıydı. İkisinin de ismi sahte."
"Olsun. Yine de isimlerini ver." dedim.
Sedat, "İsimlerini vereyim ama bir işe yarayacağını sanmıyorum." dediğinde "Niye?" diye sordum.
"Alp Yılmaz, aracı alan kişiydi. Depodan çıktıktan sonra vuruldu. Mustafa Yıldırım arabayı teslim alan kişiydi. İsimleri sahte olunca merak edip peşlerine adamlarını taktım. Arabayı iki cadde sonra park edip başka biri arabayı sürmeye devam etti. Arabayı ilk süren ise orada öldürülüp götürüldü."
Sinirle küfrettim.
"Bunu kim yapıyorsa işini biliyor." dedim.
Özgür, "Bize bir isim ya da başka bir şey veremez misin?" diye sordu.
"Aslında... Barbaros Kayabey."
"İlk geldiklerinde daha önce iş yapmadığım için beni nasıl bulduklarını sormuştum. Barbaros Kayabey'in kartını verdiler. Biz de sorun çıkarmadık."
Barbaros Kayabey. İsim tanıdık geliyordu.
Özgür'e tanıdı mı diye baktım.
"Mobilya şirketi olan adam mı?" diye sorduğunda tanımıştım.
Şirketlerini, babası ile birlikte yürütüyordu.
"Niye o adamın kartı verilince anında iş yaptın?" diye sordum.
"Senden ne kadar korkuyorsam ondan da korktuğum için. Adam konuşmadan korkutuyor." derken bile korktuğu belliydi.
"Tamam, bu adamın numarası sende vardır. Bana da ver, arayıp konuşayım adamla." dedim.
"Numarası bende yok. İşi düştüğünde o bana ulaşıyor." dediğinde ofladım.
Özgür, "Adama ulaşmak kolay olur. Şirketine gidip konuşuruz." dediğinde biramdan bir yudum aldım.
"Başın sağ olsun." diyen Sedat'a "Eyvallah." dedim.
Biramı masaya bıraktıktan sonra Özgür'e "Gidelim." dedim.
"Kalaydınız." diyen Sedat'a "Gerek yok." dedim.
Annemin katilini bulup yasını yaşamak istiyorum.
Özgür ile ayağa kalktığımızda "Şu katili bulamadıkça canım daha da sıkılıyor." dedim.
"Katilin profesyonel olduğu belli. Yine de bir yere kadar kaçabilir."
Ofladım.
"Neden öldürdüğünü de merak ediyorum. Kuyruğuna nasıl bastım da anneme dokundu?"
"Bilmiyorum, Gamze ama ben de en az senin kadar nedenini merak ediyorum."
Bardan çıktıktan sonra Özgür'ün arabasına doğru yürürken gördüğüm manzara ile kaşlarım çatıldı.
Özgür'ün arabası hurdaya dönüşmüştü.
"Arabanın ses sistemini bozduktan sonra yapmış olmalılar." dedim.
Özgür, "Artık sınırı aştılar." deyince ona kaşlarımı çatarak baktım.
Çoktan aşmamış mıydılar?
Özgür dediğini fark edince bana baktı. Bir şey demeden bir mesaj bırakılmış mı diye arabanın yanına gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalan
ChickLitAnnesinin ölümünü araştıran bir mafya, katile ulaşmak için bir başka mafyanın çevresine girip ona yakınlaşmaya başlar. Yalanlar ile kurulan bir evlilik, intikam ve aşk.