Altın Dörtlü? ~ Dramione ~ NextGen

1~ Vazgeçtim

"Hermione uyan artık. Hermione uyansana!"

Ron'un sesi tüm Gryffindor kızlar yatakhanesinde yankılanırken sonunda Hermione uyandı ve hızlı adımlarla yatakhaneden çıktı. Ron'un yüzünde endişeli bir hava vardı. Marathon koşmuş gibi nefes nefese ve kıpkırmızı bir suratla Hermione'yi karşıladı.

"Noldu Ron gecenin bi vakti herkesi uyandıracaksın. Bi saniye bu halin ne?"

"Acele et Dumbledore ve Harry geri geldi. Sanırım Dumbledore yaralı. Snape konuşurken duydum. Seni de alıp hemen Müdürün odasına gitmemizi söyledi" dedi ve kızın elini tutup son sürat ortak salon dan dışarı çıktılar. Arkalarından bağıran Bay Filch'i duymadılar bile. Hermione çok korkuyordu. Bu kadar erken gelmelerini beklemiyordu. Üstelik Dumbledore yaralı da ne demek? O büyücü dünyasının en güçlü büyücüsü. Umarım ikisine de birşey olmamıştır. Hermione düşüneleri içinde savaşırken Müdür'ün odasına varmışlardı. Kapının açık olduğunu görünce hız kesmeden sarmal merdivenlerden yukarı çıktılar.

"Harry,Dumbledore efendim Harry!" Hermione'nin sesi tüm odada yankılanıyordu.

"Burada kimse yok Hermione" dedi Ron
"Sen demedin mi Müdür odasında bizi bekliyor?"

"Snape dedi. Dumbledore'u görmedim ben" Ron'un sesi de en az Hermione kadar endişeli çıkıyordu. Hermione aklına gelen fikirle hemen Ron'u tutarak dışarı çıkardı.

"Benim koşacak halim kalmadı. Ben burada onları beklerken yatakhaneye koş. Eğer Harry çapulcu haritasını yanına almadıysa..." Hermione daha lafını bitirmeden "Burada bekle Hermione hemen geliyorum." dedi ve koşarak karanlık koridorlarda kayboldu. Hermione Müdür olmadan onun odasına çıkmanın uygun olmayacağını düşündü ve merdivenlerin başında beklemeye karar verdi. Kaç dakika geçtiğini bilmeden karanlık koridordan asasının yakmış ona doğru gelen Ron'u görünce hemen ayaklandı ve ona doğru gitti. Buldun mu? diyemeden Ron haritayı cüppesinin iç cebinden çıkardı ve Hermione'ye doğru salladı.

"Haklısın yanına almamış. Sandığında buldum ama gelirken baktım ne Harry ne Dumbledore'un ismi gözükmüyor haritada. Sanırım ayrılmışlar."
İkili kafa kafaya verip haritayı tekrar incelerken Hermione gördüğü 2 isim karşısında şaşırdı ve Ron'a göstermek için parmağını o 2 isime doğrulttu.

"Malfoy ve Snape mi? Tabi ya neden Snape'yi aramadık ki biz. Müdür'ün odasına gitmemizi o söyledi. Ama Malfoy'la ne işi var. Hey bak isimleri yok oldu bi anda. Merlin'in sarkık donu! Neler oluyor bugün kafayı yemek üzereyim."

"Sakin ol Ron!" sesinin yüksek çıkmasını aldırmadan devam etti

"Hogwarts sınırları içerisinde cisimlenemeyeceklerine göre İhtiyaç Odası'na gitmiş olmalılar. Hatırlasana orası haritada gözükmüyor. Soru şu ki neden oraya gittiler? Öğrenmenin tek bir yolu var acele et!"

Hermione'nin zekasına birkez daha hayran olan Ron hızla uzaklaşan kızın peşine koşmaya devam etti. 7. kata geldiklerinde Hermione neyi düşlerse kapının belireceğini düşünürken kapının zaten orda olduğunu gördü. Asaları ellerinde temkinli bir şekilde yavaşça kapıyı açtılar ve içeri girdiler. Oda bir sürü ıvız zıvırla doluydu. Eskiden derslerde kullanılan malzemeler masalar kazanlar kitaplar eski püskü akla gelen bir sürü şey. Ama Snape ve Malfoy'dan bir iz yoktu. İkili sessiz adımlarla asaları tetikte ilerlemeye devam ettiler.

"Profesör şimdi ne yapacağız? O kadar yolu sahte bir hortkuluğu ele geçirmek için gittiğimize inanamıyorum."

İkili Harry'nin sesini duyar duymaz adını bağırarak bir köşeyi döndüler ve gördükleri tablo karşısında donup kaldılar. Harry elleri alnında yara izini ovalıyor; Malfoy bir sandalyeye oturmuş sinirli ve bi o kadar da hüzünlü görünüyordu. Dumbledore çok yorgun ve güçsüz görünüyordu. Snape yanında ona birşeyler içiriyordu. Hermione ve Ron'un sesini duyar duymaz ayaklanan Harry koşarak onlara sarıldı. Birşey demedi daha doğrusu birşey diyecek hali yoktu. Yüzünü Dumbledore'a döndü ve Dumbledore başını sallayarak ayağa kalktı.