54~ Hermione!

1.8K 96 35
                                    

Profesör Slughorn aynı soruyu iki kez sormuştu ama Hermione dahil kimse cevap vermiyordu. Slughorn için bu alışıldık birşeydi ama Hermione'nin olduğu sınıfta imkansızdı.

"Hermione. İyi misin kızım? Soru sordum ve sen..." Hermione kendi adını duyunca hemen toparlandı. 2 saat önce olanları düşünmekten tüm odağını kaybetmişti. Aklındaki tek şey Dracoydu.

"İyi...iyim Profesör. Dalmışım biraz. Özür dilerim.".

"Eğer rahatsızsan sınıftan çıkabilirsin."

"Gerek yok Profesör." Dedi Hermione. Slughorn dersine devam etti. 1 saat sonra ders bitince Hermione kitaplarını toplayıp başkanlık odasının yolunu tuttu. İçeri girmeden önce derin bir nefes aldı. Draco'nun içeride olup olmadığını bilmiyordu ama olmamasını tercih ederdi. Sabah yaşadıkları aklına geldikçe yüzü kızarırken Draco'yu görmeye hazır değildi. Odadan içeri girip Draco'yu görmeyince rahatladı. İksir kitaplarını masanın üzerine bırakırken mürekkep kutusuna iliştirilmiş küçük notu fark etti. Notu eline alıp okudu.

'Herm. Astronomi kulesinde seni bekliyorum.
-Draco'

Hermione duvardaki saate baktı. Bir sonraki dersine daha vakti vardı. Draco'nun yanına gidebilirdi. Artık tamamen birbirlerinin olmuşken daha fazla kaçmanın manası yoktu. Notu cebine tıkıştırıp astronomi kulesinin yolunu tuttu. Çok sayıda basamağı nefes nefese kaldıktan sonra çıkabilmeyi başarmıştı. Karanlık sınıfta seslendi.

"Draco? Nerdesin?" Hiç tanımadığı bir ses cevapladı.

"Nişanlın burada değil bulanık!"

Hermione elini hemen asasına götürmüştü ama çok geçti.

---------

Remus her yerde Harry'i arıyordu. Sonunda bitki bilim sınıfından çıkarken bulabildi. Hızla yanına gidip konuşmaya başladı.

"Harry! Sirius geldi. Konuşmamız gerek."

"Konuşalım Remus. Ne o? Bu heyecanın özel bir sebebi mi var?"

"En iyisi Sirius anlatsın. Hadi gidelim." Dedi ve kolundan tutup Hagrid'in kulübesinin önüne kadar hız kesmeden yürüdüler. Sirius bahçede oturmuş onları bekliyordu.

"Harry! Sana anlatacaklarım var."

"Daha fazla meraklandırmadan biriniz anlatacak mı?" Dedi Harry. Hep birlikte içeri geçtiler.

"Bir kaç gündür aklımdaydı. Sana anlatmak istiyordum ama kesin emin olmadan Remus'a bile anlatmadım. Şöyle başlayayım en iyisi. Son zamanlarda aklıma Peter takıldı."

"Peter mı? Neden?"

"James ve Lily'nin öldüğü gün. Vincent William adında biri karargaha gelip Peter'ın bize ihanet ettiğini, Voldemort'un Potterların yeirni bildiğini söylemişti. Kendisi muhbirdi ve ölümyiyenlerden bilgi taşıyordu bize."

"Peter da aksini ispatlamak için birşey yapmadı." Diye ekledi Remus.

"Hikayenin gerisini biliyorsun zaten. Ben gittim Peter'ı öldürdüm. Yani öyle sandım. O sırada çıkan karmaşada, ölümyiyenlerin öldürdüğü insanların suçu da benim üstüme kalmıştı ve Azkabanı boyladım."

"Bunları neden anlatıyorsun Sirius?" Diye sordu Harry.

"Asıl olay burdan sonra başlıyor. Birkaç gün önce öğrendim ki Vincent William ölümyiyenmiş. Peter'ı ve o zamanlar sevgilim olan Emily'i tehdit ederek ailenin yerini öğrenmişler." Sirius geri kalan bilgileri de fazlaca detaya girmeden anlattı Harry'e.

Altın Dörtlü? ~ Dramione ~ NextGenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin