3~ Garip bir gün

5.5K 264 76
                                    

"Dumbledore demişken; konuşmamız gereken bazı şeyler var Draco" dedi Hermione.
"Dinliyorum?"
"Voldemort sana Dumbledore'u öldürme emrini verdiğinde eğer görevi yerine getirseydin ne olacaktı. Yani o sana birşey anlattı mı? Bir planından falan bahsetti mi? Yoksa direk Hogwarts'a mı saldıracaktı?"
"Ehm şey bu biraz hızlı oldu ama malesef bana sadece emri verdi. Başka birşey anlatmadı."
"Peki öyleyse Draco kahvaltısına devam ederken düşünmemiz gereken başka konularda var. Hortkulukları nasıl bulacağız? Sahte hortkulukta bulduğumuz not kime aitti? Acaba gerçek hortkuluk notu yazan adamda mı? Bunları düşünmekten tüm gece uyuyamadım" dedi Harry
"Hey bi saniye hortkuluk da ne?" dedi Draco kahvaltıdan başını kaldırarak. Hermione konuyu hızlıca özet geçtikten sonra
"Peki o bahsettiğin notta ne yazıyordu ordan bir ipucu çıkarabiliriz belki"
"Draco haklı Harry not nerde biz de görmedik hala."
"Aslında Hermione not bende değil. O gece canımızı zor kurtardık. Not da ne yazdığını okuyamadım veya okudum bilmiyorum cehennem gibi bir yerdeydik hatırlayamıyorum. Sanırım not Dumbledore'da. Sirius gelince sorarız belki Dumbledore'la birlikte gelir." dedi Harry
"Sirius'un geleceğini nerden biliyorsun Harry?"
"Dün Hagrid'in orda yarın akşam yani bugün akşam bizi kontrole geleceğini söyledi"

"Bu arada aklıma gelmişken sormayı unuttum Black geçen sene bakanlıkta Voldemort'un görüldüğü gün öldürülmemiş miydi? Bellatrix sürekli kuzenini nasıl öldürdüğünü anlatıp dururdu" dedi Draco
"Aslında orda işler biraz karışık. O Bellatrix denen çılgın kaçık kuzeni demeden gözünü bile kırpmadan Sirius'a öldüren laneti attı. Tam o sirada Deli göz bir sis büyüsü yaptı ve kimse göremeden Sirius lanetin yolundan kaçıldı. Ben ve Bellatrix dahil olmak üzere herkes Sirius'u öldü zannetti. O an ki öfkeyke Bellatrix'in peşine düştüm sonra Voldemort geldi falan filan gerisini biliyorsundur." dedi Harry
"Peki neden ölü olarak kalmaya devam ediyor. Üstelik o azkabandan kaçmış bir katil değil mi? Dün gece gayet samimiydiniz?"
"Katil olduğu hakkındaki her şey yalan. Sirius katil değil ve benim vaftiz babam. Ve dediğin gibi herkes onu katil bildiği için bakanlık tarafından aranıyor. Bu yüzden herkes onu öldü bilmesi daha iyi. Umarım onu bir gün onu aklayabilirim." dedi Harry
Draco daha fazla Sirius ve o gece bakanlıkta olanlarla ilgili birkaç soru soracaktı ki Hermione
"Olayları sana daha sonra anlatırım Draco. Önce sen bize Snape'i anlat. Onun casus olduğunu biliyormuydun?" dedi
"Tabi ki de bilmiyordum. Ona herşeyi anlattım çünkü kendimi yakın hissettiğim tek profesör oydu. Ne yapacağını bilir diye düşündüm"
"Ne cesaret ama Voldemort'a karşı casusluk yapmak. Snape'i ne kadar sevmesemde yaptığına çok büyük saygı duyuyorum" dedi Ron
"Ben hala Snape'e güvenmiyorum"
"Yine başlama Harry."
"Tamam tamam. Madem burada kalacağız evi biraz temizlememiz gerekiyor. Bütün ev mutfaktan ibaret değil."

Draco'da kahvaltısını bitirince herkes ayaklandı ve etrafı toplamaya başladı. Draco kahvaltıyı toparlamasında Hermione'ye yardım etti.
"Teşekkür ederim Hermione orda söylediklerin için"
"Önemli değil. Artık teşekkür de ettiğine göre yeni Malfoy'a alışmamız gerek sanırım" dedi gülümseyerek. Hermione'nin gülümsemesinin ne kadar güzel olduğunun farkına varan Draco şaşkınlığını ustalıkla gizleyerek
"Çok alışmasanız iyi edersiniz bir kaç güne buradan gideceğim zaten. Ben asamı alıp geleyim en iyisi ellerimle toplayacak halim yok ya" dedi ve odasına doğru gitti.
Doğru tabi bir kaç güne gidecek zaten. Alışmasak iyi olur diye düşünüyordu Hermione. Ama aklından çıkaramıyordu bir türlü. Draco ile dost olmak çok garipti bi o kadar da güzel di aslında. Konuştuklarında Draco'nun göz temasını hiç bozmaması Hermione'yi etkilemişti. O her zaman yakışıklıydı. Ama hep düşman oldukları için Hermione bunun farkına varmamıştı. Şimdi ise Draco gözüne bir farklı geliyordu. Kendine gel Hermione. O sadece Draco o kadar. Başka bir şey değil. Hem bir kaç güne gidecek zaten dedi kendi kendine ve sonra son söylediklerini sesli bir şekilde dile getirdiğini farkedince elini ağzına kapattı ve hızla etrafında döndü. Kimseyi görmeyince bir oh çekti ve işine devam etti.
Mutfak ve giriş katı tamamen temizlendikten sonra yukarı katları temizlemeye koyuldular. Hermione kendi odasını temizlerken üst kattan patlamaya benzer bir ses gelince Hermione asası hazır bi şekilde hızla üst kata çıktı. Harry ve Ron çoktan oradaydı ve Draco'nun ayağa kalkmasına yardım ediyorlardı.
"Neler oluyor?"
"Birşey yok Hermione. Draco şu kapıyı açmaya çalışırken aniden bir büyü engelledi. Sanırım kapıyı kimse açmaması için lanetlemiş R.A.B denen kişi" dedi Harry
"R.A.B mi o da kim?"
"Bilmiyorum Hermione belkide biri değildir. Sadece kapının üstünde yazıyor R.A.B"
"Akşam Sirius gelince sorarız o biliyordur belki. Sen iyi misin Draco?" dedi Hermione bembeyaz olan teni daha da beyazlayan Draco'ya bakarak.
"Sanırım.Bludger çarpmış gibiydi. Temizlik işi benden bu kadar biraz uzansam iyi olur" dedi ve merdivenlerin başına kadar yavaş yavaş ilerledi. İlk adımını atıyordu ki aniden başı dolandı ve 24 basamaklı merdivenden aşağı yuvarlandı. Harry Ron ve Hermione hemen koşarak Draco'nun yerde hareketsiz yatan bedeninin başına üşüştüler.
"Bayılmış" dedi Harry
Hermione rahat bir nefes alarak
"Odasına taşıyın siz ben bi kaç iksir alıp gelicem"

Altın Dörtlü? ~ Dramione ~ NextGenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin