Güneşin ilk ışıkları odayı aydınlatırken Draco hiç uyuyamamıştı. Sürekli anne ve babasını, Dumbledore'u öldürmeyi başarsaydı ne olacağını ve en çok da Hermione'nin birkaç saat önce söylediklerini düşünüyordu. Neden kendisine tolerans göstermelerini istemişti ki. İhtiyaç Odasında anne ve babasının durumunu merak etmesi de dikkatinden kaçmamıştı. Yıllarca bulanık diye aşağıladığı kız onu en yakın iki arkadaşına karşı savunmuştu. Her şey çok karmakarışık bir hal almıştı Draco için. Yıllardır aşağıladı ve hor gördüğü Potter Weasley ve Granger ile şimdi aynı evde kalıyordu üstelik yan odadaydılar. Hogwarts'a geldikleri ilk günü hatırladı Draco birden. Harry'e arkadaşlık teklifi etmişti ve Ron'u aşağılayarak küçük düşürmüştü. Keşke o gün arkadaş olabilseydik belki herşey çok daha farklı olabilir Anne ve babası ölüm yiyenlerin pençesine tekrar takılmamış olurdu diye düşünmeden edemiyordu. Aslında onların arkadaşlıklarını kıskandığını kendine itiraf edemiyordu. Kendi arkadaşlarına bakınca sadece zorunlu arkadaşlıklar kurduğunu farkettikçe içten içe üzülüyordu. Düşünceleriyle daha fazla kafa patlatmamak için banyoya yöneldi.
Hermione ve Harry çoktan ayaklanmış Aşağı kata mutfağa doğru gidiyordular.
"Günaydın Hermione ehm... Şey dün gece için daha doğrusu bi kaç saat önce söylediklerim için özür dilerim"
"Günaydın Harry" dedi Hermione. Başka bir şey demedi. Dün gece söylediklerini kolay kolay affetmeyecekti. Affetmesi için yalvartmayı düşünüyordu.
Hermione'nin özrüne karşılık sadece günaydın demesinden anlamıştı ki bu konu henüz kapanmadı. Hermione'yi çok iyi tanıyordu. Affetmesi için yalvarana kadar affetmeyecekti. Bunu hakkettiğini düşünerek
"Ben en iyisi Ron'u uyandırayım" diyerek gergin ortamdan kaçarak yukarı merdivenlere doğru gitti Harry.Aradan 10 dk sonra zorla olsada Ron uyanabildi ve Harry'nin zorlamasıyla mutfağa gitti. Hermione asası yardımıyla uzun zamandır kullanılmayan mutfağı temizlemeye başlamıştı bile. Harry ve Ron gönülsüzce yardım etmeye başladı. Kısa süre içinde mutfak Molly Weasley'in mutfağı kadar temiz olduktan sonra hep birlikte kahvaltıya oturdular.
"Malfoy gelmeyi düşünmüyor sanırım" dedi Harry
"Boşver gelmesin sabah sabah Malfoy hazretlerini hiç çekemem" dedi Ron yumurtasını sanki hayatında yiyebileceği son yumurtaymışcasına yerken.
"Acıktığında eninde sonunda aşağı gelicektir ne de olsa" dedi Hermione Ron'un hunharca yumurtasını yemesine karşın yüzünü buruşturarak.
"Sizce Malfoy burda ne kadar kalır ?"
"Bilmiyorum Harry Dumbledore'un demesine göre bi kaç gün sürermiş." dedi Hermione
"Ron tüm kahvaltıyı silip süpürmeden Malfoy'u çağırsak iyi olur. Belki bize Voldemort hakkında bi kaç bişey anlatabilir"
"Ne anlatmasını bekliyorsun Hermione anlamadım?" dedi Harry
"Voldemort , Dumbledore'u öldürttükten sonra neler planladığını anlatmış olabilir. Denemeye değer bence"
"Haklısın bişeyler biliyor olabilir. Peki kim sesleyecek"
Harry ve Ron kısa süre bakıştıktan sonra aynı anda "Taş-kağıt-makas"dediler. Bu el oyununu onlara Hermione öğretmişti.
"Pekala" dedi Hermione gülümseyerek sonra onları henüz affetmediğini hatırladığı için hemen yüzünü somurttu. Bi kaç turun ardından Hermione mağlup olunca Malfoy'u sesleme işi ona kaldı. Harry ve Ron arkasından sırıtırken Hermione yukarı kata çıktı. Odanın önüne gelince kapıyı tıklattı. Ses gelmeyince birkaç kez daha tekrarladı. Sonra seslendi
" Malfoy!"
Banyo yaptıktan sonra bornozuyla yatağa uzanmış olan Draco kendi adını duyunca bi anda yarım yamalak uykusundan uyandı.
"Malfoy orda mısın?"
Hermione'nin sesini duyunca şaşırdı ve çıplak olduğunu farkedince hemen
"Sakın içeri girme Bul... Granger!"
"Tabi ki içeri girmeyeceğim. Neden gireyim ki? Her neyse kahvaltı ediyoruz eğer açsan Ron tüm kahvaltıyı bitirmeden önce aşşağı gelsen iyi edersin ayrıca konuşmamız gereken şeyler var. " dedi ve mutfağa yöneldi Hermione , Malfoy'dan gelecek cevabı beklemeden.
"Neden beni kahvaltıya sesliyorlar ki?" dedi Draco. Ayrıca ne konuşmaları gerekiyordu diye düşünüyordu. 2 gündür ağzına bir lokma almadığını guruldayan karnı açıkça ortaya koyuyordu. Kibri yüzünden açlıktan ölmek istemediği için bavulundan yeni bir mavi gömlek ve siyah bir pantolon üzerine geçirerek hazırlandı ve aşağı kata mutfağa yöneldi."Bir şey demedi mi Hermione?"
"Hayır dedim ya Ron"Kendisi hakkında konuştuklarını farkeden Draco tam içeri adımını atacaktı ki durdu ve duvara yaslanarak onları dinlemeye devam etti.
"Ron yeter artık birazda Draco'ya yiyecek birşeyler bıraksan diyorum?"
"Ne zamandan beri Malfoy'a adıyla hitap etmeye başladık Hermione?"
"Yok artık! Adıyla hitap ettiysem ne olmuş. İsteseniz de istemeseniz de artık beraber yaşıyoruz. Bir süreliğine. Yani demek istediğim bazı şeyleri aşmanız gerek. Artık Hogwarts'ta değiliz ve savaş kapıda patlak vermek üzere. Çocukça tavırlarla uğraşamam. Önemli bir görevimiz var unutmayın" dedi Hermione, Malfoy'a neden bir anda adıyla hitap etmesini daha kendisi bile anlamlandıramadan.
"Haklısın Hermione önemli bir görevimiz var ve çocukça şeyler artık geride kalmalı. Sanırım Malfoy'a yani şey Draco'ya daha nazik davranabiliz. Tabi o da bize karşı öyle olursa." dedi Harry.
"Pekala bu dedikleriniz Malfoy'a yani Draco'ya bağlı sonuçta. Bize karşı davranışını değiştirmediği sürece bende değiştirmem" dedi Ron sonunda konuşmaya dahil olarak.Draco daha fazla açlığını bastıramayarak sanki sadece son dediklerini duymuşcasına mutfağa girdi ve
"Bana karşı tutumunuzu değiştirmenize gerek yok. Biz düşmanız unuttunuz mu?"dedi
"Sanırım artık değiliz Malfoy. Sen Dumbledore'u öldürmedin. Taraf değiştirmiş sayılırsın." dedi Hermione
"Dumbledore'u öldürmemiş olabilirim ama biz okulda hep düşmandık neden şimdi değişsin istiyorsunuz?"
"Bazı şeyler değişmek zorunda Draco. Artık koridorlarda birbirini görünce laf dalaşına giren,birbirini lanetlemekten çekinmeyen küçük çocuklar değiliz artık. Olamamalıyız. Dediğim gibi savaş kapıda ve bu tür davranışların kimseye bi faydası yok." dedi Hermione. Harry ve Ron'un onaylayan bakışlarını görünce devam etti
"Geçmişte ne yaşandıysa yaşandı. Artık bir sünger çekmeliyiz. Etrafımız düşmanlarla çevriliyken daha fazla düşmana ihtiyacımız yok. İhtiyacımız olan şey dostlar. Bizim düşüncelerimiz bunlar umarım sen de katılırsın."
Hermione söylediklerinden sonra sanki üstünden koca bir yük kalkmış gibi rahatladı ve geldiğinden beri inceleyemediği Draco'yu şimdi inceleme fırsatı bulmuştu. Gözleriyle müthiş bir uyum içinde olan gömleğin ona çok yakıştığını düşündü. Sarı saçları asice geriye savrulmuştu. Hermione ne zamandan beri Draco'yu inceliyordu farkında değildi ki düşünceleri Draconun konuşmaya başlamasıyla bölündü."İyi de ben size hep kötü davrandım. Sen Potter. Seni sürekli aşağıladım. Sen Weasley seni de sürekli aşağıladım ailenle dalga geçtim. Ya sen Granger. Sana hep bulanık diyordum. Birini affetmek bu kadar kolay olamaz"
"Ehh şey yani nasıl desem sadece sen bize kötü davranmıyordun Draco. Biz de sana kötü davranıyorduk. Karşılıklı yani. Hermione'nin dediği gibi dosta ihtiyacımız var düşmana değil" dedi ve elini Draco'ya uzattı. Draco önce şaşırsada her konuda haklı olduklarına karar verdi artık ne olacaksa olsun dedi kendi kendine ve Harry'nin uzattığı eli sıktı. Ardından Ron elini uzattı ve Draco ile Ron aynı anda "Bugün garip bir gün oluyor"dedi ve gülümseyerek el sıkıştılar. Hermione elini uzattığında biraz çekinsede onunda elini sıktı."Pekala. Yeni dostluklara o zaman" dedi ve bir şişe ateş viskisi ve dört bardakla masaya yaklaştı Ron.
Herkes ilk bardağı alıp yudumlarken Draco sessizliği bozan ilk kişi oldu:
"Bunu söyleyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama ben sizin dostluğunuzu hep kıskandım. Böylesine iyi dostlarım olmadığı için sizi kıskanıyordum. Size karşı davranışlarımın temelinde hep bu kıskançlık yatıyordu. Hogwarts'ta ki ilk günümüzde seninle gerçekten arkadaş olmak istemiştim Po... Harry""Ohoo ateş viskisi daha ilk bardaktan kafa yaptı. Söylediklerinde ciddi misin Draco?"dedi Ron
"Her kelimesinde"
"Keşke bunu daha önce bize söyleyebilseydin her şey daha farklı olabilirdi." dedi Harry
"Hey iyimisin Draco yüzün biraz soldu gibi?" dedi Hermione
"Merlinin sakalı sanırım kusacağım tuvalet nerede?" dedi ve Harry nin işaret ettiği yere doğru koşar adımlarla gitti. 5 dakika sonra geri geldiğinde 3 çift meraklı gözle karşılaştı. Yavaşça sandalyeye oturdu ve"Ateş viskisi çarptı sanırım" dedi
"Aha söylemiştim" diye araya karıştı Ron, Harry ile kıs kıs gülerken."Aslında Dumbledore'u öldürme planım yüzünden bir kaç gündür hiçbir şey yiyemedim. Aç karnına ateş viskisi içmek pek mantıklı değildi sanırım" dedi. Dört gençte bir süre güldükten sonra
"Dumbledore demişken; konuşmamız gereken bazı şeyler var Draco" dedi Hermione.
-----------
Hikaye nasıl ilerliyor. Hızlı mı oldu biraz. yorumlarınızı merak ediyorum. Okuduğunuz için teşekkürler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın Dörtlü? ~ Dramione ~ NextGen
FanfictionDraco son anda Voldemort'un Dumbledore'u öldürme emrine karşı gelir ve ölüm yiyenleri Hogwarts'a sokmaz. Hayatı tehlikede olan Draco daha fazla Hogwarts'ta kalamaz ve kendini Harry Ron ve Hermione ile birlikte zorunlu bir şekilde Grimmauld 12 numar...