Harry ve arkadaşları ihtiyaç odasına girdiğinde müthiş bir sevinç kaplamıştı etrafı. Herkes sırayla uzun zamandır görmedikleri arkadaşlarına sarılıyor, sorular soruyordu. Tüm bu karmaşa bittikten sonra Ginny'nin sesine kulak kesildi Harry.
"Harry! Yüce Merlin buradasın." dedi kızıl saçlı kız ve koşarak Harry'e sarıldı. Uzunca bir süre sarılmanın ardından Harry genç kızın ellerini tutarak herşeyi anlatacağını söyledi. Yaklaşık 10 15 kişi Harry'nin etrafına toplandı ve konuşmasını dinlemeye başladı.
"Öncelikle şuna açıklık getirelim. Draco artık bizim dostumuzdur."
Tüm gözler Hermione'nin yanında duran Draco'ya çevrildi.
"Draco dostumuzdur. Yaklaşık 2 aydır bizimle birlikte Voldemort'u durdurmamız için yardım ediyor. Şu Gringotts baskınımızda hayatımı bile kurtardı."
"Demek söylenenler doğruymuş. Neyse harika işti dostum Gringotts'a girmek. Ama neden girdiniz? Ejderhaya mı ihtiyacınız vardı anlamadım." dedi Seamus.
"Bende tam o konuya geliyordum. Uzun lafın kısası Draco'ya güvenimiz tam sizinde öyle olmasını istiyorum."
Kimi onaylayan kimi onaylamayan bakışları aldırmadan sözlerine devam etti Harry.
"Gringotts, bakanlık vesaire bunların tek bir amacı vardı o da Voldemort'u durdurmak. Kısaca özetlemek gerekirse ; Voldemort ölümsüz olmak için ruhunu tahminimizce 7 parçaya bölmüş."
"Ölümsüz olmak mı?"
"Ruhunu bölmek de ne halt?" gibi her kafadan çıkan sorular bitene kadar bekledi Harry"Bu çok ama çok eski bir kara büyüdür. Ruhunun bir kısmını herhangi bir eşyaya böler ve o eşya var olduğu sürece büyüyü yapan kişi ölmez. Kısaca açıklamak gerekirse durum bu. Şu anda Voldemort karşımızda silahsız bir şekilde olsa bile öldüremeyiz. Ondan önce ruhunu böldüğü eşyaları yani hortkulukları bulup yok etmemiz gerek. Biz şimdiye kadar 3 tanesini yok ettik. 1 tanesi de yanımızda. Bir diğerinin şatoda olduğunu düşünüyoruz?"
"Bu fikre nerden vardınız peki?" diye sordu Luna
"Bu uzun ve karmaşık bi hikaye. Tek bildiğimiz hortkuluğun şatoda olduğu ve Ravenclaw ile ilgisi olduğunu düşünüyoruz."
"Ve bu eşya öyle sıradan birşey değil. Çok değerli ve büyük ihtimalle eski bir şey olmalı." diye ekledi Hermione
"Bir taç gibi bişey olabilir. Başa takılan birşey yani bilemiyorum. Fikri olan?"
"Rowena Ravenclaw'ın diademi olabilir mi?" diye sordu Luna
"Diadem mi?"
"Evet. Ravenclaw'ın diademi. Tıpkı taç gibi başa takılan bir aksesuar. Oldukçada eski ve değerli." dedi Luna
"İyi de o sadece efsanelerden ibaret. Kimse görmedi şimdiye kadar. Olsaydı biz Ravenclaw'lar bilirdik." dedi Cho.
"Evet kimse görmedi. Ama yaşayan kimse görmedi. Basit öyle değil mi? Yerini sadece bir kişiden öğrenebiliriz."
"Sanırım ne demek istediğini anlıyorum Luna."
"Biri bu garip konuşmaya açıklık getirebilir mi?" diye yakındı Ron
"Luna'nın demek istediği eğer Gri Leydi ile yani Rowena Ravenclaw'ın kızı Helena Ravenclaw'ın hayaleti ile konuşabilirsek yerini öğrenebiliriz. Ondan başkasının bilme ihtimali yok."
"Denemeye değer." dedi Hermione.
"Luna , beni Gri Leydi'nin yanına götürebilir misin?"
"Tabi götürebilirim ama nasıl kimseye görünmeden gitmeyi planlıyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın Dörtlü? ~ Dramione ~ NextGen
FanfictionDraco son anda Voldemort'un Dumbledore'u öldürme emrine karşı gelir ve ölüm yiyenleri Hogwarts'a sokmaz. Hayatı tehlikede olan Draco daha fazla Hogwarts'ta kalamaz ve kendini Harry Ron ve Hermione ile birlikte zorunlu bir şekilde Grimmauld 12 numar...