73~ Sinema

994 56 21
                                    

"Harry Potter. Ölmeye gel."

Harry aniden uydusundan uyandı. Kafasında ki ses sürekli tekrar ediyor gibiydi. Derin nefes alış verişine Ginny de uyanmıştı.

"Harry? Noldu?"

"Yok birşey. Sadece rüya. Sen uyu." Dedi Harry. Ginny kocasına uzanıp alnını sanki kıracakmış gibi sıkan elini tuttu.

"Kabus mu gördün?"

Harry o an farketmişti. Çok uzun yıllar önce hissettiği o şeyi bir anlığına yine hissetmişti. Alnındaki o karıncalanma ve ardından gelen acı. Rüyasında Voldemort' u görmüştü. Hogwarts savaşında Yasak Ormana gidip teslim olduğu ve öldüğü anı görmüştü.

"Hani bir daha acımadı demiştin. Şuan acıyor mu?"

"Hayır. Sadece...refleks olmuş. Yara izim aklımdan bile çıkmıştı. Benim hava almam lazım." Dedi Harry ve sanki zor nefes alıyormuş gibi pencereye koştu.

-----------------

Joseph, koltuğa oturmuş huzurla içkisini içmeye çalışıyordu ama aşağı kattan gelen gürültüler onu rahatsız ediyordu. Ağabeyi Arthur'a seslendi. Çok geçmeden gelmişti Arthur.

"Joseph?"

"Neler oluyor aşağıda? Bu ne gürültü?"

"Birkaç esirimiz var. Zorluk çıkarıyorlar."

"Esir mi? Lanet olsun 1 ay boyunca hiç kimse birşey yapmayacak demiştim!" Diye bağırdı.

"Bir grup devriye gezen seherbaz. Sınır bölgemize çok yaklaşınca rehin almak zorunda kalmışlar."

"Ne yani rastgele dolaşırken bizi mi buldular? Bu nasıl mümkün olabilir ki?"

"Bende bu sorunun cevabını öğrenmeyi çok istiyorum. İzin verirsen zindanda sorgularına başlamalıyım."

"Lüzumu yok. Bana getir. Tek tek." Dedi Joseph ve eliyle gitmesini işaret ederek içkisinden bir yudum daha aldı. Aradab çok geçmeden 30 lu yaşlarda kısa saçlı bir adam ile içeri girdi Arthur. Seherbazın ağzındaki büyüyü kaldırıp konuşmasına izin verdi.

"Sen...sen osun. Tüm bunların arkasında ki değil mi?"

"Anlaşılan öyleyim dostum. Sen kimsin peki? Burayı nasıl buldunuz?"

"Kim olduğum seni ilgilendirmez pislik herif."

"Arthur. Bu kim olduğu beni ilgilendirmeyen arkadaşı zindana götür ve ne güneş görsün ne medeniyet. Belki aklı başına gelir. Bana başkasını getir." Dedi Joseph. Seherbaz tek kelime daha edemeden tekrar ağzı mühürlendi. Havada süzülerek Arrhur ile kapıdan çıktı. Geri geldiğinde bu sefer yanında seherbaz olmak için g!yet genç duran biri vardı. Joseph aynı soruyu tekrar sordu.

"Adım Barnes. Lütfen dostlarıma zarar vermeyin. Burayı şans eseri bulduk. Sıradan devriye göreviydi. Hepsi bu."

"Teşekkürler Barnes. Kendin için değil arkadaşların için endişelenmen beni etkiledi doğrusu. Barnes'ı güzel manzarası olan bir hücreye koyun." Dedi Joseph Arthur başıyla onaylayıp çıktı odadan. Bu küçük sorgu 5.kişiye kadar devam etti. Son kişi de aynı şeyi söyledikten sonra Joseph, gerçeği söylediklerine inanmaya başlamıştı.

"Sanırım gerçekten de tesadüfi bir şekilde ifşa olduk kardeşim. Düşünsene bu kadar planlı ve büyük bir organizasyon, küçük bir tesadüf uğruna yok olup gidebilir. Kader işte. Başka kimse kalmadıysa herkesin sessiz olmasını istiyorum. Düşünmem gerek."

"Aslında bir kişi daha var ama...neyse zaten gerek yok o da aynı şeyleri söyleyecektir."

"Neden tereddüt ettin? Son kişiyi de görmek isterim."

Altın Dörtlü? ~ Dramione ~ NextGenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin