74~ Kehanet

960 59 18
                                    

Ron ve Draco ile birlikte mezarlıkta önceden yerini alan Harry, mezarlar arasında sürekli volta atarken Draco ile Ron tetikte bekliyordu.

"Söylesenize. Bir anda yüzlerce ölümyiyenin burayı basıp bizi katletmeyeceğini nerden biliyoruz?" Diye sordu Ron. Draco devam etti.

"Bu adama neden güveniyoruz ki? Bize hiçbirşey vereceği yok. İstediğini alıp bizi salak durumuna düşürecek."
Harry daha fazla dayanamadı.

"Yeter! Şuan olası tehditlere karşı tetikte olmamız gerekirken tartışamayız. Adama güveniyorum çünkü barda bizimle konuşurken sürekli masum mugglelar diyordu. Onların dilinde masum diye bir şey yok. Bu adam cidden de ölümyiyenleri bize verebilir. Voldemort'un başlattığı işi bitirmek için en ufak bir şansım bile olsa deneyeceğim. Benimle değilseniz gidin!" Diye bağırdı. Ron ile Draco şaşırmıştı. Harry çoğu zaman sinirli olurdu ama böylesine değil. Ron tam birşey söyleyecekti ki mezarlığın derinliklerinden gelen yaprak çatırdama sesiyle hepsi o yöne dönüp asalarını kaldırdı.

"Yalnız olacağımızı düşünmüştüm Potter. Bu ikisi olmadan hiçbir yere gitmiyorsun anlaşılan."

"Olası bir tuzağa bodoslama tek başıma atlamamı beklemiyordun herhalde." Dedi Harry. Joseph cevap verdi.

"Ne yani eğer bir tuzak olsaydı tek başıma ölmeyeyim, yanıma en yakın iki arkadaşımı da alayım mı dedin?" Diye sordu ve gülmeye başladı. Söylediklerini düşününce Harry hak vermişti ister istemez.

"Herneyse. Gördüğün üzere bir tuzak falan yok ve senin aksine ben sözümde durdum. Ne buraya bir başkasıyla birlikte geldim ne de 1 ay boyunca tek bir saldırıya izin vermedim. Sen ise sürekli beni arayıp durdun."

"Ne yapmamı bekliyordun? Senin gibi birinin sözüne güvenmemi mi?"

"Beni tanımıyorsun bile. Sadece kulaktan dolma abartı hikayeler ve Grindelwald'ın görmesine izin verdiğim bir parça anı."

"Uzatma artık. Taş bende. Ama önce ölümyiyenleri vermen lazım."

"Hepsi bir saat sonra saldırıları başlatmak üzere beni bekliyor. Size yerlerini söyleyemem zira yerlerini yazdığım bir kağıdı dün gece zaten sizden birine verdim. Benim garantim bu şekilde." Dedi ve cebinden küçük bir kağıt çıkarıp devam etti.
"Kâğıtta yazan isime gittiğinizde çantasında bu kağıdın aynısından bir tane daha bulacaksınız. Onda istediğiniz her türlü bilgi var. Yerleri, kim oldukları, kaç kişi oldukları falan. Aynı anda taşı verirken kağıdı alacaksın."

"Kâğıtta yazan şeylerin palavra olmadığını nerden bileceğim?"

"Bilemezsin. Ama dediğim gibi 1 saat içinde ölümyiyenler beni bekliyor. Eğer bir saat içinde gitmezsem saldırılar başlayacak. Benimle veya bensiz. Risk senin Potter. Düşünmek için 1 saatten az vaktin var." Dedi Joseph. Harry arkasını dönüp diğerlerine baktı.

"Ne düşünüyorsunuz?"

"Bu...Bu bildiğin kumar. Bu manyağa istediğini vermezsek gerçekten de saldırı olabilir. Masum insanların hayatıyla kumar oynayamayız." Dedi Ron.

"Lanet olsun. Ron ile aynı fikirde olmayı sevmediğimi bilirsin. Diriltme taşının bir değeri yok. Yıllardır eline bile almamıştın zaten. En fazla ne kaybedebiliriz ki?" Dedi Draco. Harry anlaştık anlamında kafasını aşağı yukarı salladı ve cebinden diriltme taşını çıkarıp Joseph'e döndü.

"Sana güvenmiyorum. Ama güvenmek zorundayım." Dedi ve ağır adımlarla yaklaştı. Joseph de aynı şekilde Harry'e yaklaşıyordu.

"Bütün bunlar bitsin istiyorum Potter. Bu günden sonra beni bir daha görmeyeceksin zaten. Ama bana minnettar olacaksın." Dedi Joseph ve aralarında yarım metre kadar kaldığında durdu ve kağıdı tuttuğu elini uzattı. Harry de taşı uzattı. Joseph eline taşı aldığı anda cisimlendi. Harry alelacele eline tutuşturulan kağıdı açtı. Üstünde Selina Kyle yazıyordu.

Altın Dörtlü? ~ Dramione ~ NextGenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin