36~ Obliviate!

1.7K 106 11
                                    

"Herkes hazır mı? Gidelim artık."

"Hazırız Harry. Pelerini üstüne geçir de gidelim." Dedi Hermione. Harry görünmezlik pelerinini üstüne geçirip Hermione'nin omzuna dokundu. Diğerleride birbirlerine tutunarak St.Mungos'un birkaç sokak ötesine cisimlendiler.

"Herkes kafasını aşağıda tutsun. Meraklı gözlerden uzak bir şekilde içeri gireceğiz. Herkes plana göre hareket etsin." Dedi Harry. Önden kendisi ve Hermione , arkadan Draco , Ron ve Pansy yürüyordu. İçeri girdiklerinde Hermione resepsiyondan Bay ve Bayan Longbottom'ın kaldıkları odayı öğrendi. Üst kata yönelip 37 numaralı odanın kapısının önüne geldiler. Tam içeri girecekken Neville dışarı çıktı.

"Oh Medline şükür burdasınız. Mektubun ulaşmadığından endişelenmeye başlıyordum. Harry nerde?"

"Bizimle birlikte merak etme. Aberforth geldi mi?"

"Geldi. Koridorun sonunda soldaki odada. Siz içeri geçin ben kapıda nöbet tutarım." Dedi Neville. Odadan içeri önce Hermione ardından Harry ve diğerleri girdi. Neville söylediği gibi kapıyı kapatıp nöbet tutmaya başladı. Harry pelerinini çıkartıp sandalyede uyuklayan Aberforth'un seslendi.

"Bay Dumbledore. Efendim. Dumbledore!"
Yaşlı adam yarım uykusundan uyandığında bir an asasına sarıldı sonra tanıdığı yüzleri görünce asasını geri cüppesinin iç cebine koydu.

"Sonunda gelebildiniz. Gelirken yakaladığınızı falan düşünmeye başladım. Söyleyin bakalım ne diye beni buraya getirttiniz."

"Bazı sorularımız var. Bize yardımcı olabileceğinizi düşünüyoruz efendim." Dedi Harry

"Seni dinliyorum Potter."

"Ölüm yadigârlarını biliyorsunuz. Voldemort mürver asayı çoktan ele geçirdi bile. Ama mürver asa daha önceden kardeşiniz Albus'a aitti. Dumbledore ve Grindelwald arasında neler geçti bilmek istiyoruz. Voldemort benim peşimde olduğu kadar yadigârların da peşinde. Neden?"

"Bunu sormak için mi bunca zahmet. Voldemort sadece asanın peşindedir onu da elde etmiş zaten. Diğerlerinin peşinde olduğunu hiç sanmıyorum. O sadece güç peşinde ve istediğini elde etmiş. Bunun üstüne ne söylersek söyleyelim Voldemort mürver asaya sahipken çoktan savaşı kazanmış sayılır. Kardeşim ve şu lanet Grindelwald'a gelirsek. Voldemort'tan önce büyücü dünyasının gördüğü en kötü insandı. Ve Albus onunla çok iyi arkadaştı."

"Bunu bizde tahmin etmiştik. Grindelwald'a yazdığı bir mektubu bulduk. "Çoğunluğun iyiliği" diye birşeyden bahsediyordu.

"Ah evet. Çoğunluğun iyiliği ve daha birçok saçmalıklar. Grindelwald ile Albus Godric's Hallow'da tanışmıştı. Grindelwald sihir tarihi yazarı Bathilda Bagshot'ın akrabasıydı sanırım ya da onun gibi birşey herneyse. İkisi kısa sürece çok yakın arkadaş oldular. Grindelwald güç delisi bir adamdı ve kardeşimi de kendine benzetiyordu. Detayları atlayacağım fazla vaktim yok. Günün birinde Albus , Grindelwald ile birlikte avrupaya gitmek istedi. Ama küçük kız kardeşim Ariana çok hastaydı ve ona ihtiyacımız vardı. Grindelwald geldi ve birlikte gidecektilerdi ki Albus'u vazgeçirmeye çalıştım. Grindelwald bana asasını yöneltti ve düello etmeye başladık. Çok geçmeden Albus da katılmıştı. Nasıl oldu bilmiyorum ama bir şekilde Ariana'da oraya gelmişti. Kimden çıktığını göremediğin bir büyü kız kardeşimi vurdu ve onu hayattan aldı. Sana daha önce de söylediğim gibi Albus güç uğruna çok şeyden vazgeçti. Ariana da onlardan biriydi."

"Ben...Ben Şey...ne diyeceğimi bilemedim. Peki ya yadigarlar. Dumbledore'un mürver asayı nasıl ele geçirdiğini biliyor musunuz?"

"Malesef. Ariana öldükten sonra tahmin edebileceğiniz üzere Albus ile pek konuşmadık. Size bu konuda bir bilgi veremediğim için üzgünün çocuklar. Artık gitmem gerek. Domuz kafasını başıboş bırakırsam ölümyiyenler çullanırlar. Kendinize dikkat edin. Her ne ile uğraşıyorsanız umarım bir sonuca ulaşır." Dedi Aberfort ve başka bir kelime daha demeden odadan çıkıp uzaklaştı. Kızaran gözleri dikkatlerinden kaçmamıştı.

Altın Dörtlü? ~ Dramione ~ NextGenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin