"Bunu diyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama Pansy biraz kıskanıyor gibi." Dedi Ron. Takım elbisesini giymiş, gelin odasının önünde volta atıyordu.
"Ginny de öyle. Başta yaz bittikten sonra ayrı kalacağız diye trip atıyor sanıyordum ama sanırım Hermione'i kıskanıyor."
"O zaman siz de evlenme teklifi edin. Beni biraz örnek alsanıza." Dedi Draco. Bir yandan da gelin odasına göz atmanın bir yolunu arıyordu.
"Yangından mal kaçırır gibi evlenmeyi kimse istemez. Senin dışında Tabi."
"Hiç sanmıyorum Ron. Pansy ve Ginny ile son zamanlarda iyi geçinemiyorsunuz gibi duruyor." Dedi Draco kahkaha atarken. Bugün Draco'nun en mutlu günüydü ve gününü daha da keyiflendirmek için sürekli Harry ve Ron'a takılmadan edemiyordu. Gelin odasının kapısı açıldı ve hızla kapandı. Pansy, Ginny ve Lilith kapının önünde gardiyan olmuşlardı adeta.
"Son kez söylüyorum Draco. Vaktinden önce gelini göremezsin." Diye uyardı Ginny.
"Yapma ama. Bu çok klişe. Hermione'i görmeme kimse engel olamaz."
"Bunu asama anlatırsın Malfoy. Damatlığının mahvolmasını istemiyorsansa uzak dur."
"Tamam tamam. Hanımların sinirleri tepesinde anlaşılan. Neden konuklarla ilgilenmiyorsunuz biraz. Bende annemi, babamın ve müstakbel dürününün futbol muhabbetinden kurtarayım." Dedi Draco ve malikâneden çıktı. Davetliler yavaş yavaş bahçede tören yapılacağı yerde yerlerini alıyordular. Kimseye görünmeden malikanenin arka tarafına dolandı ve açık bulduğu ilk pencereden içeri daldı. Gelin odasının kapısına gelip, Ginny ve Pansy'nin etrafta olmadığından emin olduktan sonra içeri girdi.
Hermione kapının sesini duyunca seslendi.
"Ginny? Sen misin? Havlumu uzatır mısın?"Hermione'nin sesi banyodan geliyordu. Draco aklına gelen fikirle muzipçe gülümsedi ve havluyu kapıp banyoya girdi. Hermione başta çığlığı basacaktı ama Draco olduğunu görünce son anda sustu. Ellerini göğüslerine bağlayıp olabildiğince kapanmaya çalıştı.
"Draco ne işin var burda?"
"Klişeleri yıkmaya geldim."
"Klişe mi? Ne klişesi?"
"Düğünden önce damat gelini göremez falan filan." Dedi Draco. Ağır adımlarla Hermione'e yaklaşıyordu.
"Şuan gelini fazlasıyla görüyorsun!" Dedi Hermione yarı kızgın yarı cilveli bir şekilde.
"Dediğim gibi klişeleri yıkmaya geldim." Draco ceketini askılığa astı ve gömleğini karıştırmamaya özen göstererek çıkardı.
"Draco! Bizimkiler her an gelebilir. Ne yapıyorsun?"
"Bence niyetimi gayet belli ediyorum." Dedi Draco pantolonunun düğmelerini çözerken.
"Niyetinizi düğünden sonraya saklayın Bay Malfoy."
"Düğüne daha çok var müstakbel Bayan Malfoy." Draco hızlı bir hamle ile Hermione'nin kaçmasına fırsat vermeden belinden yakaladı ve kendine doğru çekti. Çıplak tenler birbirine değdiğinde Hermione derin bir nefes aldı.
"Şuan bunu yaptığımıza inanamıyorum." Diye gülümsedi genç kız.
"Seni çok özledim."
"Alt tarafı 2 gündür görüşemiyoruz Draco."
"O kadarcık mı? Bana 2 ömür gibi gelmişti." Dedi Draco. Bir kaç saat sonra karısı olacak nişanlısının boynuna küçük öpücükler kondurmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın Dörtlü? ~ Dramione ~ NextGen
FanfictionDraco son anda Voldemort'un Dumbledore'u öldürme emrine karşı gelir ve ölüm yiyenleri Hogwarts'a sokmaz. Hayatı tehlikede olan Draco daha fazla Hogwarts'ta kalamaz ve kendini Harry Ron ve Hermione ile birlikte zorunlu bir şekilde Grimmauld 12 numar...